✦°✦°✦
Eğer varlığınızı çok fazla öne çıkarırsanız, eğer sizi çok sık görürler ve bundan sonra ne yapacağınızı tahmin ederlerse çok çabuk sıkılırlar. Ne zaman ortalıktan kaybolacağınızı bilirseniz, ne sıklıkta onlara gözükeceğinizi dü zenlerseniz sizi daha seyrek yerine daha sık görmek istemelerini sağlarsınız. Kendinizi gizemli kılın, bazı belirsiz, çelişkili nitelik ler sergileyin, insanlar hakkınızda her şeyi öğrenmemeliler. Bil gileri geride tutmayı öğrenin. Genel olarak ortaya çıkışınızı ve davranışlarınızı daha az tahmin edilebilir şekle getirin.
✦°✦°✦
Sayfa 130 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Bir şeyin tehlikeli olabileceğini anlamamız için, tam olarak ne olduğunu bilmemiz gerekmez.
We don't need to know exactly what something is to realise that it could be dangerous.
╔══════════•⋆°⋆☆⋆°⋆•══════════╗
Daha üst türden insanı besleyen ya da serinleten şey, çok farklı ve düşük bir tür için âdeta zehirdir.
What nourishes or cools a person of a higher species is poison for a very different and lower species.
╚══════════•⋆°⋆☆⋆°⋆•══════════╝
Sayfa 39 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları XV. BasımKitabı okudu
‘Bilgi’, gene!...
Ne önemi vardı ki, ‘bilgi’nin ilişkide – b u n u, bilmeliyiz!?..
but that when light fails and this sweet profound
Paris moves with lovers, two and two
bound for themselves, when passionately dusk
brings softly down the perfume of the World
(and just as smaller stars begin to husk
heaven) you, you exactly paled and curled
with mystic lips take twilight where i know:
proving to Death that Love is so and so.
e.e.cummings
SONNETS-REALITIES III, CHIMNEYS, Tulips & Chimneys (1922)
ama ışık yitince ve bu tatlı derin
Paris dolunca aşıklarla, ikişer ikişer
kendilerine yönelmiş, günbatımı tutkuyla
getirince yumuşakça kokusunu dünyanın
(ve tam da küçük yıldızlar suskunlaştırırken
göğü) sen, sen tamıtamına solgun ve kıvırcık
gizemli dudaklarla götür alacakaranlığı bildiğim o yere:
gösterip kanıtla Ölüm’e ki Sevgi şöyle şöyle.