"Bu asker, Medine'nin enkazı içinde ve nihayet Ravza-i Mutahhara'nın altında kan ve ateşten örülmüş kızıl bir kefenle gömülmedikçe Medine kalesinin burçlarından ve Mescid-i Saadet minarelerinden Türk'ün al bayrağı alınmayacaktır!"
`Fahreddin Paşa
Hiç düşündünüz mü; Cumhuriyet neden tam olarak 29 Ekim günü ilan edildi,
Neden üç gün önce ya da üç gün sonra değil? Sadece bir tesadüf mü? Atatürk‘ün özellikle 29 Ekim 1923 tarihini seçmiş olmasının altında gurur verici bir hikaye var aslında. Mustafa Kemal bu pek bilinmeyen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hikayesini, İzmir Süvari Kolordusu Komutanı
Fahrettin Paşa mütarekeden sonra daha beş ay kadar Medine ’yi Arap ve İngilizlere karşı muhafaza etmiş, buraya gönderilen hazine değerinde kutsal emanetleri de geri göndermeyi başarabilmiştir.
Hazret-i peygamber'ın mübarek mezarı başında" Ben seni bırakmam Ya Resulullah !"feryadıyla ,İslam tarihinin en şanlı ve hüzünlü sayfalarından birini yazmıştır.
m.youtube.com/watch?v=fTfTcq0...
🇹🇷BİR SONRAKİ GÜN OLAMAZDI!🇹🇷
Fahrettin Altay’ın, Ekim 1925’te Çankaya’da bir yemek esnasında Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüf müdür; 3 Gün önce de olabilirdi, 5 gün sonra da..’, diye sorması üzerine, Mustafa Kemal Paşa şunları söyler:
“Hatırlarsan Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. Vatan parçanlanmış, istilaya uğramıştı. Bundan tam 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ettik. 1 Gün daha olsa 5 yıl olacaktı. 5 Yıl süren bir esaretin altında olmayı kabul edemezdik. Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası günlerdeki çektiğim azabı bilirsin. Yanımdaydın. Mondros 30 Ekim’dir. Cumhuriyet 29 Ekim. İşte bu da bir milletin, mazlum bir milletin ahıdır.
TARİHTEN SİLİNMEK İSTENEN BİR MİLLETİN CEVABIDIR!..”
Türk Milleti 5 yıldır esaret altındadır, demek ona zor geldiğinden, Türk Milleti 4 yıldır esaret altında kalmıştır, diyebilmek için 30 Ekim’e 1 gün kala Cumhuriyetin ilan edilmesini istemiştir. Mustafa Kemal Atatürk, mağrur ve galip olarak Batılı devletlere; ‘Ben 30 Ekim’i tanımıyorum. Sizden 1 gün öndeyim. Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız!’ mesajı vermiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin tarihini seçerken bile, dünyaya ve Türk ulusuna bir deha örneği daha göstermiş oluyordu.
🤍Ruhu şad olsun, Cumhuriyetimiz kutlu olsun!🇹🇷
Üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak gerekirse...
'Tarih denilen tamahkâr tüccar'
elbette Millî Mücadeleyi, İlk kurşunu, İlk Direnişi Medine Müdafasına bırakamazdı. Bıraksaydı yapılan hesaplar, uydurulan tezler hedefine bu kadar çok ulaşamazdı.
30 Ekim 1918'de Osmanlı Hükümeti teslim olduktan sonra Hükümetin ve İmparatorluğun
Punta'da bayram vardı… Yunan ordusu pasaport'tan karaya çıkmış, İzmir metropoliti Hrisostomos etekleri zil çala çala koşmuş, haçıyla takdis edip, “evlatlarım, ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız” diyerek yere kapanmış, toprağımıza ilk ayak basan Yunan albayının çizmelerini öpüyordu.
*
Aniden, uzun boylu, siyah takım
Dağlarında aç kalan hayvanlar dahi düşünülerek sağa sola yiyecek bırakılır mı acaba? Hakça kazanıp hakça bölüşülerek, huzurlu bir yaşam sürerler mi? Böyle mesut bir yer var mıdır?