Peki, Mustafa Kemal’in modernizasyon hamlesini hayata geçirebilmesinin önündeki engeller neydi?
Evvela, karşısında bir millet yok. Kimsin dediğin zaman ben Müslümanım, diyor insanlar. Bir Osmanlı milletler karmaşası var ki, tamamen dine dayanıyor. Ülke içerisindeki Müslüman olmayan faktörler Avrupa ile nispeten temaslarını muhafaza edebilmişler,
¶ Koca Ragip Paşa Mısır Beylerbeyi iken Kahire'de ve Mısır'ın bütün şehirlerinde, Osmanlı idaresiyle halkın arasındaki dil Arapça idi. Resmi yazılar Arapça yazılırdı, Câmi 'ü'l-Ezher'de ve diğer medreselerde bütün dersler Arapça verilirdi, câmilerde yalnız Arapça vaaz olunurdu, kitaplar Arapça yazılırdı, mahkemelerde dâvâlar Arapça görülürdü;
Melek dağbay
Kafa (İdamdan Sonra Ölümden Önce)
Erdal Demirkıran
Kasım 2015
Sayfa sayısı:184
Format:Karton kapak
ISBN:9789756197592
Kitabın türü:Edebiyat, Roman
Bu kitabi üç yıl önce Türkçe öğretmeni bir arkadaşım hediye etmişti. Daha önce okumadığım bir yazardı. O zaman zarfında bu tarz içinde derin anlamlar barındıran şiirler okumazdım. Açıkcası pek dikkatimi çekmedi ve bir kaç şiir okuduktan sonra bırakmıştım okuldaki dolabıma.Daha sonraları ise ara ara boş derslerimin olduğu sakin ve kendimle olduğum sıralarda okumaya başladım. İçindeki nükteler beni benden uzaklaştırıp derinleştirdi. Anlamlar zamnsızlaştırdı. Şiirler okuyup geç satırlardan oluşmuyordu zamane şiirleri gibi değil. İçindeki manalar, toplumsal meselelere bakış açısı gerçekten düşündürüyor. Satırlarındaki edebi dil incecik bir kitabı yıllarca ve defalarca okutacak bir derya gibi.Her cümle ince ince işlenmiş.Hala okuldaki dolabında ara ara defalarca okuduğum ve keyifle okuyacağım zamanlar barındırıyor. Sevdiğim bir kitap okumanızı tavsiye ederim.
Fakir KeneBirhan Keskin · Metis Yayıncılık · 20173,626 okunma
Diyorlar ki, Türkçeyi Arapça ve Farsça istilasından kurtaracak, Türk milletinin siyasi istiklali gibi, Türk dilinin de ilmi ve edebi istiklalini temin edeceğiz.
Diyoruz ki yanlış düşünüyor hata ediyorsunuz. Türkçemiz istila altında kalmış değildir. Bilakis ilim ve edebiyatdili olarak gayet dar ve fakir bil dil iken arapça ve farsça asıllardan gelme kelime, tabir ve ıstılah unsurlariyle bugün dünyanın en güzel, en hoş ve şirin, hatta en zengin dillerden biri olmuştur
(Ali Fuat Başgil, Sebilürreşad, 12.sayı)
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_
_Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Ahmet hamdi Tanpınar anlattığı şehirlerde öyle kuvvetli betimlemeler kullanmış ki kendi gözümüzle bakmadan görme lutfuna mazhar oluyoruz.Hatta diyebiliriz ki sadece bakma eylemi değil görme ve yorumlama eylemi de okuyucuya hazır sunulmakta.Ayhan Sicimoğlu’nun renkli dünyası tadında şehirler fakir bir evin birbirinden güzel beş kızını ardarda gelin edermiş edasıyla kaleme alınmış.Bunu hissetmemizdeki en büyük etken mekan ve zaman kavramlarının birbiriyle yekpare olarak ele alınmış olmasıl.Tarihi karakterleriyle,hikayeleriyle,yenilgileriyle,zaferleriyle,tüm sevecenliği ve yine tüm hayal kırıklarıyla özdeşleşen mekanlar sadece cansız nesneler bütününden çıkıp gerçek benliklerine kavuşan bu beş gelinin yüzgörümlüklerini Tanpınar takmış bu eserle.
Bütün bu kuvvetli hissiyatına rağmen elbette eserin benim nezdimde gözardı edilmemesi gereken keşkeleri var.Keşke biraz daha daha elimizden tutup bizi o maneviyatın kalbine sürükleyebilseydi.Bu hissiyatın en büyük sebebi de şüphesiz Tanpınar’ın kullandığı dil olmuş .Türkçe karşılıkları olan kelimeler yerine Arapça kökenli dil yapısına kendini kaptırmış olması “ağdalı dil” kavramıyla örtülmeye çalışabilir belki ama oryantal kalıba bu kadar kaymışken alafranga tabirlerin sanki hafif bir batı özentiliği hissettirircesine yüzümüze çarpılmasına tahammül edemiyor insan.
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,5bin okunma