Bu kitapla ilgili söyleyeceğim ilk şey okumanın zor olduğu. Yazarın kullandığı kelimeler ve anlatım tarzı çok dikkat çekici olmasına rağmen konunun bütünlük sağlanaması ve zaman kavramının olmaması beni çok zorladı. Önsözü çok ilgimi çekti ve bir sürü altı çizili cümlem oldu. Kitapta da aynı şekilde kendimi bulduğum ve altını çizdiğim çok alıntı
Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi birşey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne farkeder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var. Elif Şafak - Baba ve Piç
Başkalarına yollarını şaşırtan eninde sonunda kendi yolunu da şaşırır kanıma göre. O başkalarını dışarıdaki yollarda değil,içlerindeki yollarda şaşırttı. Yabancı bir gezgini yanlış yola yönlendirip onu orada tek başına bırakmak zalimce bir davranış da insanın kendi içindeki patikalarda kaybolmasına neden olmak daha masum olabilir mi? Dışarıda yol alan gezginin bir avuntusu vardır, ilerledikçe etraftaki görüntü değişir ve her şey değişmeyle içinde bir çıkış yolu ümidi doğar; kendi içindeki yollarda ilerlemeye çalışan biri için durum farklıdır, dar bir bölgeye sıkışmıştır, dışına çıkamayacağı bir döngüye dönüştüğünü çabuk farkeder onun durumu daha vahimdir.
Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi birşey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne farkeder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var.