Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu farketmemişti bile.
Karşısında yaşamaya değer bir şey vardı işte; kazanmak için savaşmaya, mücadele etmeye ve evet, uğruna ölmeye. Kitaplar haklıydı. Dünyada böyle kadınlar da vardı.
Gördüğümüz insanlar içinde en az hatırlayabildiğimiz kendimizizdir. Yüzleri yalnızca insanları tanımak için inceleriz. Yüzümüzü hatırlayamayışımız, kendimizi başkasının yerine, yahut da başkasını kendi yerimize koymak istemeyişimizdendir.
Hem suçsuzluğumun ve herkes gibi olduğumun sevinç verici bir kanıtı gibi geliyordu bana, hem de herkesinki gibi masum ve sıradan bir hayat yaşayabildiğim günlerin sonuncusuymuş gibi hissediyorum.
İki temel yalan vardır: Doğruyu söylüyorum, diyen yalan ve söyleyemem, diyen yalan. Kendi üzerine düşünen akıl sahibi varlık her iki önermenin de anlamsız olduğunu bilir.