Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vay be...
Efsaneler, tarihin doyuramadığı ruhların ihtiyacıdır. Ali Şeriati Çöle İniş sayfa: 416 Fecr Yayınları
Sayfa 416Kitabı okudu
Tanışıklık
Tanışıklık! Tanrı'nın da istediği ve istemekte olduğu şey. Yokluk çölünde tek başına nefes almak, gayb perdesi ardında, edebî olarak meçhul kalmak istemedi. İhtiyaç her zaman eksikliğin ürünü değildir, yoksulluğun ürünü değildir. Güzellik sahibi olan, kendisine âşık olacak tanıdık bir bakış arayışındadır. Zengin olan bağışta bulunabilmek için bir muhtaç bulma ihtiyacındadır. Güçlü olan yenilgiye uğratacağı bir rakip ihtiyacındadır. Defter değil kitap sessiz bir okuyucunun yolunu gözler. Harabe değil define, yabancılık yıkıntıları altından kendisini çıkaracak tanıdık bir el bekler. Söylenecek sözü olan gönül içeri de tuğyan eden ve suskun ölmekten korkuya kapılmış olan mahkûm anlamları azat edecek bir muhatap bulmaya özlem duyar. Ali Şeriati - Çöle İniş sayfa: 86 Fecr Yayınları
Reklam
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Sevgilim bugün yanıma geldi; asık yüzü ve emredici gözleri - ki her zaman saldırgan bir hali vardı - fedakârlık ve özverinin habercisi bir masumiyete bürünmüş olduğu halde şöyle dedi: - Sevgilim, sana yemin ederim, sana sahip olmak - ki benim hayatım buna bağlı - seni bana mahkûm etmesin. İstersen git istersen kal! Nasıl istiyorsan öyle ol! Bu yeryüzünde avarelik kasırgasının güzergâhında beni bir yere bağlayan bağ koptu. Eğer "kal" deseydin kalmam gerektiğini bilirdim. "Git" deseydin gitmem gerektiğini bilirdim. Ama şimdi kalsam niçin kaldığımı, gitsem niçin gittiğimi bilmeyeceğim. Bir insanın ya gitmesi yada kalması gerektiğini nasıl düşünmedin? Ben şimdi bu iki zıt arasında çaresizim. Âşkın serbest bıraktığı kimse nasıl olması gerektiğini bilmeyen bir oluştur. "Varlık" ve "yokluk" arasında ne yapacağını bilmemek ne acıdır! Hüviyetini bulamamış cevher ızdırap cevheridir. "Kendi" ile bile olamayan biri! Ne çetin bir yalnızlık! Ali Şeriati Çöle İniş sayfa: 145 Fecr Yayınları
Sayfa 145Kitabı okudu
Sakinlik
"Sâkinlik ve hüzün müminin ganimetlerindendir". Hüzün mü? Hayır. Sakinlik mi? Hayır. Hüzün ve sakinlik. Dert içinde pişen ruh sakinleşir. Var olmanın hiç bir köşesinde sâkinleşmeyen duygu sâkinleşir. Kimsenin çıkagelmeyeceğini bilen emin olur. Acı seni ancak mutluluk beklentin olduğu zaman rahatsız eder. Hüzünlü huzur. Haykırış üzere suskunluk. Fırtına da sakinleşmek! Humam bunu bütün ağırlığıyla kavradı bir çığlık atıp öldü. Ali Şeriati - Çöle İniş sayfa: 104 Fecr Yayınları
Sayfa 101Kitabı okudu
Bencillik
Büyük bencillikler şöhret ve aşkla tatmin olur fakat büyük dertler ve ıstıraplar, şöhretler ve ilaçlar kalabalığında sevgi ve âşk sıcağında nasipsiz kalır. Dünyayı başka bir renk ve biçimde anlayan düşünce kendini gaybi nehirlerin kaynağı ve garip esintilerin sahrası olarak bulur, yalnız ve yalnız tanıdık arayışındadır. Ruh akrabalığı bu kaynaklanışta yabancı kalmış ruhların ihtiyacıdır. Yabancılık uçsuz bucaksız varlık alemini boğucu bir darboğaz haline getirir. Dar ve karanlık hücrede tek başına hapse mahkûm olan kimsenin hücresinin tavanı, tanıdık birinin getirildiğini duyunca göğe kadar yükselir ve duvarları her yandan yeryüzü ufuklarının ötesine kadar uzaklaşır ve mahkûm, zindanını dört yönden onunla sınırlı tanıdık bir iklim olarak bulur! Mesaj sahibi olan ruh ne mürit ister ne âşık. Ömür güzergahında bekleyen gözlerle durur. Varlığı tanıdık birini çağıran bir sesleniştir. Hayatı boşuna gelip geçen bu mükerrer, mesuliyetsiz, bekleyişsiz ve ıstırapsız yüzler kalabalığında alışılmışve mahrem bir akraba yüzü bulma ümidinde hayret dalgasına düşmüş bir bakıştır. İki gözü bu sığınaksız dünyada tıpkı annesini kaybetmiş iki çocuk gibi ne yapacağını bilmez haldedir. Evet ne mürit, ne âşık tanıdık. Nitekim şirk cahiliyetinin pis ve kara anlayışlarından gizli, mahremi olduğu yeşil hurmalıkların ıssızlığında bir aslanın dertli ruhu sükûna erebilir ve bir yabancının boğazında feryat edebilir. Ali Şeriati - Çöle İniş sayfa: 88 Fecr Yayınları
Reklam
‘’İnsanın diğerleri uğruna kendisine karşı kendisini feda ve tanımadan, mantılı yorumlama yapmaktan daha güçlü olmak gerekiyor. Bu, diğer güçlerden daha güçlü bir mantık dışı güç gerektiriyor: benim, kendimi hatta kendimin kendisini istediğim gibi seçebilmem, hatta bu kendini öyle kendinin esiri ve seçici iradesi yapabilmem ve böylece kolayca imanım veya başkaları uğruna kurban edebilmem için bu mantık dışı güç gereklidir. Bu güç ise ‘’din’’dir.’’ (Fecr yayınları)
"Sakin Allah'ı unutan Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar yoldan çıkmış (fasık) kimselerdir."(59/19) ayetinin de işaret ettiği gibi Allah'ın ayetlerinden uzaklaşmak bir bakıma insanın kendisinden uzaklaşması veya kendine yabancılaşması demektir. Tuncer Namlı/ Kur'an Aydınlığı, (Kronolojik Kur'an Meali) - Fecr Yayınları
"Senin İsmail'in kimdir? Veya nedir? Makamın mı? Onurun mu? Mevkin mi? Statün mü? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi?Bağın mı? Otomobilin mi? Sevgilin mi? Ailen mi? İlmin mi? Rütben mi? Sanat ve maharetin mi? Ruhaniyetin mi? Alimliğin mi? Elbisen mi? Adın mı? Namın mı? Ali Şeriatı, Hac Fecr yayınları
Aşk
Aşk daima kuşkuyla bir aradadır. Sevmek, baştan sona kesinliktir ve kuşku kabul etmez. Aşktan ne kadar çok içersek suya kanarız oysa sevgiden ne kadar çok içersek o kadar susarız. Ali Şeriati Çöle İniş sayfa: 276 - Fecr Yayınları
Sayfa 276Kitabı okudu
Reklam
" Hakikatperestlik " öyle bir dindir ki hakikat; kulluk olmaksızın salt felsefe bilimdir. Tapınma ve hakikat olmaksızın putperestlik/şehvettir. Ali Şeriatı / Kadın (Fatma Fatmadir),- Fecr Yayınları
‘’ Bu öyle bir zindandır ki onu kendimle birlikte taşıyorum. Bundan dolayı bu zindana dair bilinç ve tanıma hepsinden zordur.Burada tutsağın kendisiyle zindan birdir. Hastalık ve hasta insan bir ve aynı olmuştur. Bu bakımdan bu hastalıktan kurtulmak zordur.’’ (Fecr yayınları)
‘’ Şimdi insan ilk zindandan, tabiat zindanından, bilinç, irade ve yaratıcılığını,tabiatı tanımak suretiyle, bilimle çekip kurtarabilir. İkinci zindandan, yani historizm zindanından tarih felsefesini ve tarihin belirleyiciliğinin istihdamını, yani tarih bilimini tanımakla kendi kurtuluşunu temin eder Üçüncü zindandan, yani sosyolojizmden, sosyal düzen zindanından ise bireyler kendilerini bilim ile kurtulabilir ve kendi toplumsal düzenlerinin kurucusu olabilirler. Dördüncü zindan, en kötü zindandır ve insan bu zindan karşısında en aciz tutsaktır.Bu zindan, «Kendimdir». ‘’ (Fecr yayınları)
Gönül sahibi sevgili dostum çağın insanlarının bütün aptalca mecburiyetlerinden özgür şair Lu. Güzel bakan, güzel anlayan, güzel hisseden, nilüfer gibi güzel yaşayıp, çiy damlası gibi güzel ölen insan. Bir gece önceki geceler yaptığı gibi suskun gönlündeki çatışmaya gönül bağlamış, ruhunu yerin tozundan şarapla yıkamış, yüreğini hayatın cürmünden
Sayfa 106Kitabı okudu
‘’ Jean Isole diyor ki: Bir yazar, baştan aşağı silah ve altına boğulmuş fakat tedavisi mümkün olmayan içsel bir dertten dolayı acı çeken bir şehzadeden bahsediyordu; yani bu şehzade öyküsünün kahramanıydı. Isole, bugünkü Fransa'nın böyle bir şehzadeye benzediğini söyler. Fakat hayır, günümüz insanı böyle altına boğulmuş şehzade gibidir, fakat her zamankinden çaresiz ve acizdir.’’ (Fecr yayınları)
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.