Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hüda, Atatürk'le görüşmesini anılarında şöyle anlatır: "İstanbul'daki konferansın sonunda, Türkiye'nin kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk'ün düzenlediği bir kutlamaya davet edildik ... Makamının yanındaki salonda, davetli delegeler bir yarım daire oluşturacak şekilde bekliyordu, kısa bir süre sonra kapı açıldı ve Atatürk etrafında bir görkem ve azamet haresiyle içeriye girdi. ... Sıra bana geldiğinde çevirmen olmaksızın doğrudan onunla konuştum. Doğulu bir Müslüman kadının Uluslararası Kadınlar Sözcüsü olarak bulunduğu ve Türkçe konuşarak ona Türkiye'de yürüttüğü özgürleşme hareketi için Mısırlı kadınlar adına teşekkür ettiği benzersiz bir andı. Ona şöyle dedim: ... doğunun bütün ülkelerini özgürleşmeye ve kadın haklarını talep etmeye teşvik ettiniz, ve dedim ki: Türkler size Atatürk yani Türklerin babası ismini verdiler. Ben ise size 'Ataşark' ('Şarkın Babası') demek istiyorum. ... ve bana yarattığım büyük etki için teşekkür etti, ben de cenaplarından L'Égyptienne dergisinde yayımlanmak üzere bir resim istedim."
239 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal’in Magosa sürgününden birkaç gün sonra Rodos’a sürülmüştü. N. Kemal’e Ziya Paşa türünden bir yakınlığı yoktu ama Abdülaziz’in muhalefete izin vermediği 1872 yılında onun yazdıklarını da uygunsuz bulmaları doğaldı ne de olsa Yeni Osmanlılığın babası Mithat Paşa’nın yetiştirmesiydi, hatta ismindeki Mithat mahlası
Jöntürk
JöntürkAhmet Mithat Efendi · Beyaz Balina Yayınları · 2005333 okunma
Reklam
Türk feminizmi
Eski Türkler, hem demokrat, hem de feminist idiler. Türklerin feminist olmasına başka bir sebep de, eski Türklerce şamanizmin kadındaki kudsi kuvvete istinat etmesi idi. Türk şamanları, sihir kuvvetiyle harikalar gösterebilmek için, kendilerini kadınlara benzetmeye mecbur idiler. Kadın elbisesi giyerler, saçlarını uzatırlar, seslerini inceltirler,
Jön Türkler, Hamidiye kuşağının kaybettiği yılları telafi etme telaşıyla hayatın neredeyse her alanında faaliyet gösterdiler, dokunulmamış pek bir şey kalmadı. Sadece siyasal sistemi değiştirmekle kalmadılar, eskisine kıyasla Batı'dan daha çok şey alarak toplumu yeniden biçimlendirmeye de çalıştılar. Yarışmacı sporu başlattılar ve ilk kez iki atletten oluşan bir Osmanlı takımı 1912'de Stockholm olimpiyat oyunlarına katıldı. Ne var ki futbol çok daha popüler oldu ve Galatasaray gibi kulüpler, 1990'lardaki gibi ilerleme kaydetmeye başladılar. Erkek öğrenciler izci oldular ve Lord Baden-Powell izci gruplarını eğitecek örgüte yardımcı olmak üzere eğitmenler gönderdi. Feminizm ya da kadın kurtuluşundan söz etmek için henüz çok erken olsa da, Jön Türk döneminde kendi savaşını veren bir kadın örgütünün kuruluşuna tanık olundu. Savaş Bakanlığı uçakların savaşta ne kadar yararlı olduğunu hemen anladı ve 1911'de hava kuvvetleri kuruldu. İlk film, Dünya Savaşı'ndan hemen önce yapıldı ve Türklerin savaşa girişini haklı çıkarmak için Ruslara karşı propaganda amacıyla kullanıldı. Tiyatro gelişmeye başladı ve yeni bir iklim Müslüman kadınların sahneye çıkmalarına izin verdi. O zamana kadar bu alan, Türk olmayanlar arasında Osmanlı Türkçesini en iyi konuşabilen Ermeni aktristlerin tekelinde olmuştu.
Eski Türklerde kadınlar, umumen amazon idiler. Cindilik (binicilik), silahşorluk, kahramanlık, Türk erkekleri kadar Türk kadınlarında da vardı. Kadınlar, doğrudan doğruya, hükümdar, kale muhafizı, vali ve sefir olabilirlerdi. Alelade ailelerde de ev müştereken, karı ile kocanın ikisine aitti. Çocuklar üzerindeki velayet-i hassa (izel otarite), baba kadar anaya da aitti. Erkek daima kansına hürmet ederdi, onu arabaya bindirerek kendisi arabanın arkasından yaya yürürdü. Şövalyelik, eski Türklerde umumi bir seciye (karakter) idi. Feminizm de, Türklerin en esaslı şian (ayırncı özelliği) idi. Kadınlar, emvâle (mala) tasarruf ettikleri gibi, dirliklere, zeâmetlere, haslara, malikânelere de mâlik (sahip) olabilirlerdi. Eski kavimler arasında hiçbir kavim Türkler kadar kadın rehtına (cinsine) (reht=sexe) hukuk vermemişler ve hürmet göstermemişlerdi. ...
TÜRK KIZLARI NASIL YETİŞTİRİLMELİ? Her şeyden önce yarının Türk anaları oldukları düşünülerek yetiştirilmelidir. Dünyadaki muhtelif milletler arasında Türkler, kadına gerçek değerini veren belli başlı milletlerden biridir. Eski Yunanlılar, Romalılar, Araplar, İranlılar ve Hintliler kadını kötü bir yaratık sayıyor ve ona esir muamelesi
Reklam
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Edebiyatı cinsiyetlerle göre sınıflandırmak mümkün müdür ? 'Kadın Edebiyatı' kavramını doğuran sebepler nelerdir ? Sadece kadın okuyucular için yazan sanatçılar ve kadınlığın meselelerini bütün insanlığın meseleleri olarak gören sanatçıların edebiyat ile gerçekleştirmek istedikleri devinim nedir ? Edebiyatın,feminizim hareketinin içerisinde
Kendini Yazmak
Kendini YazmakHülya Argunşah · Kesit Yayınları · 20161 okunma
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
51 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.