Bana bir ruhum bulunduğunu öğretmişti ve ben de onun, şimdiye kadar rastladığım insanlar arasında ilk defa olarak, bir ruhu bulunduğunu tespit ediyordum. Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya –ruhumuzla yaşamaya– başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu. Bütün çekingenliklerim yok olmuştu. Bu kadının karşısında her şeyimi ortaya dökmek, bütün iyi ve fena, kuvvetli ve zayıf taraflarımla, en küçük bir noktayı bile saklamadan, çırçıplak ruhumu onun önüne sermek için sabırsızlanıyordum. Ona söylenecek ne kadar çok şeylerim vardı... Bunların, bütün ömrümce konuşsam bitmeyeceğini sanıyordum.
Sayfa 83
Harika bir tespit
Bugün çağdaş sanatın düşman bir izleyici kitlesiyle kuşatıldığını ve takviye kuvvetlerine fena halde ihtiyacı olduğunu kim yadsıyabilir? Sanatçılar ve sanat tacirleri, küratörler, eleştirmenler, koleksiyoncular, sponsorlar, spekülatörler ve elbette sanatın artıklarıyla beslenen ne kadar sosyetik, züppe, beleşçi, sahtekâr varsa hepsi, bütün o asalak takımı, sırf sanatı aşağılık tüketimcilikten kurtarmak için kahraman kesilip kendilerini feda etmiyorlar mı? tıpkı hayatları pahasına Çernobil'deki reaktörü beton bir sandukanın altına gömen Rus "temizlikçiler" gibi. Sanatın dev bir ticaret sahasına dönüşmesi yetmiyordu; profesyonel sözleşmeleri, sergileri, sayısız bienalleri, starları, fan kulüpleri, erbaplık ağlarıyla dört bir yana yayılan muazzam bir çokuluslu şirkete donüşmesi yetmezdi, üstüne bir de hâlâ mutlak hürmetle, hatta kutsal bir ürkeklikle karşılanması gerekiyordu. Tartışma hızla patafizik düzeylere doğru ilerliyordu.
Sayfa 16 - İletişim Yayınları, İstanbul, 2023.Kitabı okudu
Reklam
Kürk Mantolu Madonna" Bu kadının resmini gördüğüm andan beri geçen birkaç hafta içinde, ömrümün bütün senelerinden daha çok yaşadığımı hissediyordum. Her günüm, her saatim, uyuduğum zamanlar bile dopdoluydu. Bana sadece yorgunluk veren uzuvlarımın değil, ruhumun da yaşamaya başladığını, içimde, haberim olmadan bekleşen üstü örtülü derin
_Kahramanlık, ahlaki düşüncelerimde birinci sıraya geçti. Kendi kendimi zor idare edebilen küçük bir lider olmuştum. Konuşma yeteneğim babam tarafından takdir edilmiyordu. Ailem davranışlarımdan dolayı endişeleniyordu. Konuşma hevesim kaybolurken, askeri kitapları okuyordum. _Hiçbir vakit suya sabuna dokunmayan gevşek insanların arasında
Artık Marıa Puder, yaşamak için kendisine kayıtsız ve şartsız muhtaç olduğum bir insandı. Bu his ilk anlarda bana da garip geliyordu. Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan
Sayfa: 86/ 87Kitabı okudu
biraz uzun bir alıntı ama -bence- üzerinde durup düşünülesi bir alıntı
... bütün doktorlar İngiliz değildi. İçlerinde yerliler, Rumlar ve Ermeniler de vardı. Trahoma koğuşunu tedavi eden Ermeni doktorları hakkında hastahanede pek fena şayi'alar deveran ederdi. Bu şayi'aların hakikat olduğu hakkında hiçbir esir terddüt etmemiştir. Bütün beşeriyetin sıhhat ve refahı için uğraşması lazım gelen ve beynelmilel
Reklam
94 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.