sabit adında bir genç bir gün nehir suyunda abdest almakta iken suda akıp giden bir elmadan ısırık almış. tam boğazından geçmişken elmanın haram olmasından endişe edip nehir boyunca elma ağacı aramaya koyulmuş.
derken bir elma bahçesi görmüş ve sahibi olan zatı bulup helallik isteyerek ne istersen yaparım demiş. zat takva sahibi biriymiş lakin
Borçlusunun kapısında beklerken gölgede duramayacak kadar faiz ihtimali korkusu ve 1 dirhemlik kirine kadar cevaz fetvası verdiği gömleğini saatlerce suda citileyişi..
Soranlara da karşılığı: O fetva, bu takva!
Fetva ile takvayı ayırmak lazım geldiğini söyledik. Çünkü fetva umum içindir, halk için. Ve hepimiz içindeyiz o halkın.
Takva ise husus için. Yani yalnızız orada.
...Fetva ile takvayı ayırmak lâzım geldiğini söyledik. Çünkü fetva umum içindir; halk için... Ve hepimiz içindeyiz o halkın... Takva ise husus için... Yani yalnızız orada...
"...İmam-ı Âzam Hazretleri bir gün çamaşır çitilemektedirler. Ama vehimli bir tarzda... Çitilerler, çitilerler yine çitilerler.
Nihayet biri görür, dayanamaz yanına gider ve şöyle der:
«— Sen bir yandan fetva veriyorsun! Nedir bu 'yaptığın, bir saattir çitiliyorsun!»
Cevap: ..
«— O fetvadır, bu takva!.. »
Sultan Süleyman, sadece devlet işlerini değil, teferruat birçok konuyu da şeyhülislamına soruyor, yanlış bir iş yapmak istemiyordu. Bir gün Topkapı Sarayı' nın arka bahçesinde bazı meyve ağaçlarını karıncaların sardığını görecektir.İlaçlarsın, kireçlersin geçer.Ama Sultan bir karar veremez.Acaba caiz olur mu? diyerek Ebussuud Efendi' ye sorma kararı alır.Ancak Ebussuud Efendi' yi makamında bulamaz.Sorusunu bir kağıda yazıp odasına bırakır.Bir süre sonra Ebussuud Efendi gelecek, kağıt parçasını görecek ve okuyacaktır. Belli ki Sultan' a ait bir soru.Sorunun cevabını altına hemde şiirin nazmına uygun olarak not edecektir. Bir süre sonra Sultan Süleyman yine gelir. Hocası yine yoktur ama sorusunun altına bir cevap iliştirmiştir. Kanuni şöyle sormuştur:
Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca
Ebussuud el-cevap:
Yarın Hakk' ın divanına varınca
Süleyman' dan hakkını alır karınca
Sultan Süleyman ağaçları ilaçlatmaktan vazgeçecektir.Normalde dinen haşerenin katli caizdir. Demek ki şeyhülislamlar padişahların fetva değil takva üzere yaşamalarını istemektedirler.
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,