Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İttihat ve Terakki Cemiyeti
... Yurt dışına sürülen veya kaçan İttihatçılar Paris'te toplanmıştı. Orada gazeteler çıkarıyor, bunları gizli yoldan Türkiye'ye sokuyor, padişah aleyhtarlığını yaymaya çalışıyorlardı. Kâh İngiltere, kâh Fransa, kâh Rusya bunları destekliyordu. Çünkü Sultan Abdülhamid gibi bir siyasî ve dinî otoritenin Osmanlı Devleti'nin başında bulunması, yabancıların menfaatlerine aykırı düşüyordu. Ermeniler Doğu Anadolu'da bir devlet kurmak, Yahudiler Filistin'e yerleşmek, İngilizler Arap Yarımadası'nda kökleşmek, Ruslar Balkanlar'dan sıcak denize inmek, Fransızlar imparatorluktan pay almak, Yunanlılar İstanbul'u geri almak için İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne sızmışlardı... Samimi İttihatçıların düşüncesine göre, Abdülhamid devrilince Avrupa devletleri Osmanlı Devleti'ni rahatsız etmeyecek, sıkıştırmayacaklardı. Böylece Osmanlı Devleti rahatlayıp bütün enerjisini kalkınma yolunda harcama fırsatını bulacaktı. Oysa bunun tam tersi oldu ve Osmanlı Devleti kısa süre içinde acemi ittihatçıların elinde parçalandı.
Sayfa 494 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Her kötülüğü karanlıktan bilenler Zulüm dediğin gün ışığında
Reklam
“Yeni Filistin'de Almanca, İngilizce, Fransızca, bütün diller konuşulur. Yalnız Yahudi dili olan İbranice, devletin dili olan Türkçe ve çoğunluğun dili olan Arapça görüşül­mez. Köyler, orta halli bir dans salonundan boşaltılmış çift­ erle doludur. Ve çıplak Arap, kapı eşiklerinde yemek artığı ve yarı yenmiş portakal kemirip durur.”
“Eski Filistin'de Arap köyü bir toprak yığınıdır. Bahçe­ler harap, insanlar çıplak, gözler hastalıklıdır.”
Beni gördüğüm adalet terazisinde, hak arayan kalabalıkta an, ölümü tanıdım tanrıyı gözlerinde bildim. Ne uzağı ne de yakını görebilirim. Görmediğim şeyde gözlerimi bekletirim ey beklenen efendi yanındadır bütün düşlerin muştusu .
Sayfa 77 - E-KitapKitabı okuyor
Günümüzde sanatçılar Filistin'de verilen mücadeleyi eserleriyle ölümsüzleştirir. Ressam, direnişi resmederek istilayı ve işgali anlatır. Yönetmen, kamerasını gerçeklere çevirir. Yazar kalemiyle direnir. Müzisyen notalarıyla Kudüs için umut şarkıları besteler. Örneğin, Feyruz konserlerinde şarkılarını seslendirirken gülmez. Ortadoğu'nun acılarına şarkılarıyla tanıklık eden sanatçı ne zaman Filistin'de kadınların yüzü gülerse o vakit şarkılarını gülerek söyleyeceğini ifade eder. Kalpleri, akılları ve elleri sanatla yoğrulan bu ruhlar kültüre sahip çıkarak isyan bayrağını dalgalandırmaktan vazgeçmezler.
Reklam
Kissinger gibi aktörler, siyasetin akılla yürütülen ya da yürütülüyor gibi gösteren kısmını idare ederken, Amerikan başkanlarının ajandaları, söz konusu yahudiler ve Filistin olunca teopolitik ile şekillendi.
"Kudüs, Filistin topraklarının en önemli bölümü ve aynı zamanda kalbidir."
"İşte sağımda çeşitli renklerdeki namaz kıyafetleri ile bir çiçek tarlasına benzeyen kadınlar var. İşte etrafımda, yüzlerine 90 yıllık hüzün birikmiş Filistinliler var. Hüzün ve vakar... En çok bunlar var işte burası Mescidi Aksâ'dır. İşte burası, dünyada insanın kendisini evinde hissetmeye en çok yaklaştığı birkaç mekandan biridir."
Sayfa 135Kitabı okudu
Adına savaş diyemeyeceğimiz bir delilik hali sürüyor. Dünyanın vicdanı kanıyor.Dünya utanıyor. Utanmak kim olduğumuzu hatırlamaktır..
Reklam
"Ben ülkenin en parlak israillilerin arasında oturan boynu bükük Filistin'liydim"
Filistin'de Ecdadın İzleri
Osmanlı ordusu 31 Aralık 1516 tarihinde Kudüs'e girer. Yavuz Sultan Selim ve askerlerinin dualarına eşlik eden on iki bin şamdanın ışığı Kudüs'ü dört yüz yıl aydınlatır. Günümüze dek sapasağlam ayakta duran şehrin tüm surları Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı döneminde dört bir yana inşa edilen barajlar, su kanalları, çeşmeler şehre can vermiştir. Günümüzdeyse Kudüs'te Müslüman mahallesi suyu sadece kuyulardan temin edebilmektedir. Belediye Müslüman bölgelere temizlik hizmeti vermez. Etrafı duvarla çevrili şehirde Filistinlilerin yaşadığı yerleri kuşatan büyük Yahudi yerleşim merkezleri kurulmuştur. Filistinlilerin yaşadıkları bölgeler israil askeri noktaları, serbest silah atış alanları ve Yahudi yerleşimleriyle çevrilidir.
Padişaha Ermeni Suikastı
Teröristler, padişahın cami kapısından arabasına kadar olan yolu 1 dakika 42 saniyede yürüdüğünü dahi hesaba katmışlardı... 21 Temmuz 1905 Cuma günüydü... Ermeni katiller 80 kilo patlayıcı ve 20 kilo demir çelik parçasından meydana getirdikleri saatli bombayı güzel bir at arabasına yerleştirip Yıldız'da Hamidiye Camisi'ne geldiler. Dikkat çekmemek için aralarına bazı Ermeni ve Yahudi kadınları da almışlardı. Aslında Yahudiler de Sultan Abdülhamid'e düşmandı. Çünkü dünyanın dört bucağına dağılmış Yahudiler için Filistin'den toprak istenmiş, karşılığında odalar dolusu altın teklif edilmişti. Ama padişah, "Değil odalar dolusu, dünyalar dolusu altın verseniz, memleketimin bir karış toprağını vermem!" şeklinde şahane bir cevapla Yahudi temsilcilerini huzurundan kovmuştu.
Sayfa 489 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Siyonizm, islam âlemini zayıflatmak,birliğini bozmak, Müslümanları gelişimden yoksun ve parçalanmış olarak bağımlılık kıskacına sıkışmış bir halde bırakmak için çalışmaktadır.Böylece islam âlemi hammadde üretemeyecek ve batı ürünlerini tüketmek zorunda kalacaktır.
“Davran ey Türk oğlu!.. Davran artık... Elde ne harcanacak Rumeli, ne Macar ülkeleri, ne Suriye Irak, ne Filistin ve Mısır, ne Trablus, ne Tunus ve Cezayir, ne de Kırım ve Kafkas kaldı. Elde kalan vatan parçasıdır!.. Son vatan parçası...”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.