Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Madame Bovary eseri ile bilinen Flaubert’in , Aziz Antonius’un hikayesinden esinlenerek yazdığı ‘Ermiş Antonius ve Şeytan’ eseri yapısı itibariyle döneminin oldukça üstünde bir eser. Çevirmen Sabahattin Eyüboğlu önsözünde eserin , biçim olarak ne roman ne de tiyatro olduğunu , sinemanın bulunmadığı bir dönemde düpedüz bir senaryo karşısında olduğumuzu belirtiyor. Kitap boyunca Ermiş Antonius’un Şeytan’ın ayartmalarına karşı koymasını, gelmiş geçmiş azizlerle, inananlarla, heretiklerle , paganlarla yüzleşmesini , yedi günahla karşılaşmasını , zamanlar ve inançlar arasından şeytanla bir geçit yapmasını okuyoruz. İnancın insan kadar kadim olduğunu çeşitli biçimler ve yaklaşımlarla göz önüne seren , okuması keyifli bir kitaptı.
Don Kişot - Don Quijote
Okuyan okumayan herkesin aklına Don Kişot denilince dev zannettiği yel değirmenlerine saldıran şövalye geliyordur muhtemelen .. İşte benim de kitabin konusu hakkında bildiklerim bu ve şövalye kitapları okuyarak kendini gezici şövalye sanan bir asilzadenin hikayesi olduğundan ibaretti.. O nedenle de modern edebiyatın
Çok zekice kurgulanmış harika bir kitaptın Bir Son Duygusu. Bende bıraktığın son duygu bu oldu haa bir de bunca zaman seni kitaplıkta bekletmenin pişmanlığı.
Julian Barnes'a 2011 yılında Man Booker Ödülünü kazandıran kitap benim yazardan okuduğum ikinci kitap oldu. İlk okuduğum Flaubert'in Papağanı'ndan daha çok sevdiğimi hemen
Yazar bilindiği üzere Natüralizm akımının temsilcilerinden. Madame Bovary'nin şanı ise yazardan daha önde gitmekte. Orjinal adı Taşra Hayatı olan bu kitap zamanda hükümet tarafından toplumun ahlaki ve dini duygularına hakaret ettiği gerekçesiyle yasaklansa da mahkemede temize çıkmıştır. Mahkemede Gustave Flaubert'a "Kim bu kadın?" diye soruluyor ve o da "Madam Bovary benim!" yanıtını vermiştir.
Aslında hepimizin içinde Bovary var diyebiliriz sadece dizginleyebilmek önemli. Bazen hepimiz saçma tutkular edinip hayatımızda o tutukluları en öne koyarız. Hayatımızı mahvetmek pahasına...
Asla tatmin olamayan bir kadındır Bovary. Arzuları uğruna hayatındaki her şeyi bir kenara atabilecek biri. Kendini içinde yaşadığı çevreden üstün gören, silik evliliğinden nefret edip daha anlamlı yaşama isteğiyle, çapkınlara kapılan bir kadın. Aptallıkla cesaretin aynı bedende bulunması ise onu daha tehlikeli yapıyor.
Aşkı Memnu ve Anna Karenina ekolünden bir kitap. Para, aşk, mutluluk güzel şeyler ama yanlış tercihler insanı çok farklı konumlara getirebiliyor. Okumanızı tavsiye ederim Okuduysanız sizin de fikirlerinizi bekliyorum.
Yormayan üslubuyla, çok olan kişileriyle ve olay örgüsüyle size o zamanlara sürükleyen bir roman.
Madam Bovary; kitap okumaya, sanata ve dansa düşkün, hayaller kuran ve gerçekleşeceğini umut edip evlenen bir kadın... Eser, üstünkörü okunduğumuzda Madam’ın aşkı aradığını ve Charles- Leon- Rodolphe arasında gidip geldiğini görürüz. Bence hiçbiri ona layık değildi çünkü o bilmeye açtı, o açlık bütün tutkularını doldurabilirdi, o ise aşkı erkeklerde arayarak hata yaptı bana göre. Eserin sonunda Charles üzüldüm, verdiği ilginin karşılığını alamadı, evine ve işine bağlı bir bireydi. Bir de kızlarına acıdım, okuyunca anlayacaksınız ipucu vermeyeyim. İnsan kitap okuyunca o dönemlerde ve bu dönemlerde de
insanın tabiatın değişmediğini daha iyi anlıyor, hep aynıyız, aynı hataları tekrar ediyoruz, ders almayı unutuyoruz sürekli.
"Duyarlı ruhları acımaya yöneltmek, ağlatmak istiyorum, çünkü ben de onlardanım."
Merhabalar. Can Yayınları kısa klasikler içerisinde okuduğum ilk kitap Saf Bir Yürek oldu. Kendisi kısacık ama bitirildikten sonra hoş bir duygu bırakan kitaplardandı.
Kitapta Felicite adlı bir genç kadının yaşamını okuyoruz. Sevdiği adam askere gitmemek için yaşlı bir kadınla evlenir. Felicite ise bir evde çalışmaya başlar. Bundan sonraki yaşamını okurken, Felicite'nin koşulsuz sevgiden asla kopamadığını okuyoruz. Kimi severse sonsuz bir bağ ile seviyor. Bunu hanımına ve hanımının çocuklarına olan davranışlarından anlayabiliyoruz. Saf bir kalbi, hiç esirgemediği emeği ve merhameti var bu kadının. Bunun yanında incindiği, kırıldığı, yalnız kaldığı anları da...
Kitabın sonu duygusaldı ve genel olarak hüzünlü bir hikâyeydi zaten. Ağır kitapların ardından şans verebileceğiniz bir eser. Bir çırpıda bir kahve eşliğinde okuyabilirsiniz. Can Yayınları'nın diğer kısa klasiklerine de şans vermek istiyorum. Yeni başlayanlar için tercihiniz bu kitaptan yana olabilir, keyifli okumalar. :)
Öncelikle belirtmek isterim ki yazar Naturalizm akımın öncüsü kitap o dönem toplumun ahlaki ve dini duygularına hakaret ettiği gerekçesiyle tepki toplamış ve yasaklanmış. Babasını tedavi etmeye gelen doktor charles ile evlenen emma'nın hikayesini anlatıyor . Aşkı ve tutkuyu eşinde bulamayan Emma 'nın aşkı başka kişilerde araması bununla beraber yaşadıkları başına gelenler borçlar emma'nın durumunu göremeyen ilgisiz eş sevgiden mahrum büyüyen kızı berth ..
Bu arada bir itirafta bulunmak istiyorum sanırım fazla felsefetik fazla betimleyici fazla bunalım kokan kitaplar beni boğuyor bitsin diye dua ettiğim bir kitap daha..
Emma’nın Sonu
Neden bilmiyorum, Emma’nın ölmesine üzüldüm. Aşkı arayan bir kadındı, kocası Charles’ın ona üzüntüsünden ölmesi ise talihsizlikti. En çok geride kalan ve de fakir bir aileye verilen kızları Berthe içimi burktu
