Bir adam rüyasında Cennet'e gitse ve ruhunun gerçekten
Cennet'e gittiğinin işareti olsun diye ona bir çiçek verseler ve
sonra adam uyandığında bir de baksa ki çiçek elinde - Ee? Peki
ya sonra?
Helen, güzelliğin benim için
Eski çağın Nicea kadırgalarıdır,
Üstünde burcu burcu kokan bir denizin.
Yorgun, bezgin yolcuyu ağır ağır
Doğduğu kıyılara taşır.
Ben, sonsuz gezgin umutsuzluk denizlerinde!
Eskil yüzün ve sümbül saçların
Peri türkülerin getirdi beni evime,
Sahillerine utkulu Yunanistan'ın
Onlar taşıdı beni Roma'nın büyüklüğüne.
Bir yontu gibisin, görüyorum seni
Pencerenin parlak nişinde, orda,
Elinde akik rengi bir lamba!
Oy Psykhe görüyorum yükseldiğini
O Kutsal Topraklarda!
Bazı nitelikler var – bazı cisimsiz şeyler
Özellikleri iki, yaşamları ikidir
Kimi maddeden türer, kimi ışıktan türer
Kimi somut, katıdır, kimi soyut, gölgedir.
Çift yüzlüdür Sessizlik – deniz, kıyı – gövde, ruh
Bir yüzü hafif yeşil tenhalarda oturur;
Saltanatlı insanlar, silik anımsamalar
Gözyaşının bilimi onu dehşetten korur,
Adı "Yok Artık"tır, Sessizliğin gövdesidir,
Tek bir kötü güç bile barındırmaz içinde.
Ama (zamansız kısmet) denen acil bir yazgı
Karşılaştırırsa seni ikinci yüzüyle
Yani (adsız, ayak değmemiş yerleri seven,)
Gölgesiyle karşı karşıya gelirsen eğer
Ruhunu Allahına emanet et şimdiden!
Bırak son bir kez öpeyim alnından!
Seni terk etmek üzre olduğum şu an,
Bir gerçeği söyleyeyim giderken –
Haklıydın "günlerin bir rüya" derken.
Ama kanatlanıp çekip gittiyse
Umut bir gecede ya da bir günde
Bir hayal uğruna, bir hiç uğruna;
Büsbütün kayboldu denir mi buna?
Gördüğümüz, göründüğümüz veya
Her şey rüya içindeki bir rüya.
Kıyıdayım dalgaların vurduğu
Ve suların uğuldayıp durduğu
Yerdeyim maviliklerin ucunda.
Altın kum taneleri avucumda.
Fazla değillerse de yine onlar
Kayıp derinliklere akıyorlar
Bense ağlıyorum – hep ağlıyorum
Tanrım! Tutabilir miyim, diyorum,
Tanrım! Kurtaramaz mıyım, diyorum
Dalgalardan, bir tanesini bile.
Gördüğümüz, göründüğümüz veya
Değil midir rüya içinde rüya?
Gözlerini görüyordum yalnızca – her şeydiler benim için
Gözlerini görüyordum yalnızca
– Yalnızca gözlerini saatler boyunca
Gözlerini görüyordum ay batınca
Nice vahşi sevda öykülerini kazıyormuş gibiler
Yıllar önceydi, yıllar yıllar önce,
Deniz kıyısındaki
O diyarda bir genç kız yaşıyordu
Bilirsiniz adını, ANNABEL LEE; –
Düşünmezdi hiçbir şey benim olmaktan başka,
Sevmekten başka beni.
Ben çocuktum o çocuk o deniz ülkesinde
Sevdik birbirimizi
Aşktan büyük daha özge bir aşkla
Ben ve canım Annabel Lee –
Bir sevda ki gökte uçan
Beni isteyorsun,
Bahçeni sulayayım diye.
Sonra o tomurcuklar biraz ben..
Sonra o çiçekler biraz ben..
Sonra o yemişler biraz ben..
Ve bir öğle sıcağında
Yapraklarımın gölgesinde
Avaz - avaz sen.