Neden şiirimiz Fuzuli'den Haşim'e kadar uzun bir feryattır?
Sayfa 336Kitabı okudu
Divan-ı Lügati't- Türk'te 300'e yakın atasözü, deyim, darb-ı mesel, 8'e yakın efsane, menkıbe birçok rivayet, ondan fazla alkış ve kargış örnekleri, 8'den çok inanç, sınama, ovsun, oyun metni ve iki destan parçası, yüzlerce şiir, onlarca ağıt bulunuyor.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
"İzmir'den Sesler Hakkında"
Aruz veznini, yalnız, bize yabancı olduğu için bırakmadık. Zaten, artık aruzun bize büsbütün yabancı olduğu da iddia olunamazdı. Çünkü 8‐9 asırdan beri Türk şiirine giren, binlerce Türk şairleri tarafından işlenen aruzun üzerinde, hiç şüphesiz, bizim de büyük bir hakkımız vardı. Binaenaleyh biz, hece kadar olmasa bile, yine kendi malımız olan
1957 Şubat'ında Bakü'de, Fuzuli'nin 400. ölüm yıldönümü törenlerinde Nâzım Hikmet, ilk kez Türkiye'den gelen resmi bir konukla, Türk Dil Kurumu Başkanı Agâh Sırrı Levent'le karşılaşır . O törende, mükemmel bir konuşma yapar. Bütün salon, bu konuşmayı alkışlamaya başlar. Bir kişi dışında: Bu kişi, büyük Türk bilim adamı (!) Agâh Sırrı Levent'tir. Oysa, Nâzım Hikmet, Türkiye adına, Türkçe adına büyük çabalar göstermektedir. Azerbaycan'da resmi dil Türkçenin engellenmeye çalışılmasına karşı çıkmakta, Fuzuli için heykeller yapan İran'a tepki göstermekte, Fuzuli'yi İran'dan kurtarmak için çalışmaktadır. Ancak, Agâh Sırrı Levent, bunun farkında değildir. Ya da farkındadır; ancak Türkiye'ye dönüşte, Nâzım Hikmet'i alkışlamanın açıklamasını yapmakta zorlanacağını düşünür. Agâh'ın Sırrı, bilinmez. Nâzım Hikmet; konuşması ayakta alkışlanırken yerlerinden bile kalkmayan Türk bilim adamlarını, uzattığı eli havada bırakanları, gördükleri yerde arkasını dönenleri de tanır sürgünde. Bu nedenle, Türkiye'den gelenlerin bulunduğu birçok toplantıya, yeniden incitilmek, aşağılanmak korkusuyla gitmek istemez.
Dünyada insanın yalnız olmadığının, güçlü ve zeki yaratık sıfatının sadece insana mahsus olmadığı düşüncesinin nasıl rağbet gördüğünün fantastik kanıtlarından biri olan Harry Potter adlı seri kitapları, bir anda hem Hıristiyanlık aleminin dikkatini çekmiş, hem de kiliseden büyük tepkiler görmüştü. Kitapta sihirli asalara, uçan süpürgeler, büyü kitapları ve büyücü yetiştiren görkemli bir okulun (Hogvard) varlığı, insanların, özellikle de çocukların, bu konulara olan merakını şahlandırmış, temelinde efsanevi varlıklarla örtüşen ve çoğu yaratıkların ( ev cinleri, büyücüler vb.) mitolojik kökenleri olmaları, 7'den 70'e herkesin, kökeni anlama, merak etme ve bir şekilde arkaik dönemi imgeleme vasıtasıyla yaşama isteği doğurmuştur. Kitabın yazarı J. K. Rowling, günümüz yaşantısını mitolojik kalıplara oturtarak, yeniden şekillendirmiştir.
Yoksa bir şeyler mi duydun atiden İncindin mi Fuzuli'den Bâki'den Seni Arabın zanneden şakiden Söyle güzel Kâbe'm bu hüzün niye Emir mi var karalara bürün diye
Reklam
414 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.