İnsan, yaradılışı gereği, musibetler karşısında zayıf ve âcizdir. Basit bir kederle bile baş dönmesi yaşar. Küçük bir gam karşısında sersemleşir. Bir mikroba mağlup olan bedeni gibi ruhu da basit bir mesele karşısında sarsıntılar geçirir. Yaşam gidişatındaki ufak bir aksaklıktan ümitsizliğe düşer. Gerçekleşme işareti taşımayan zayıf olasılıklardan telaşa kapıldığı dahi olur. Önemsiz bir mevzuda hayal kırıklığına uğradığında hayat ona tümden acı görünür. Dünya sık sık ona dar gelir, pek çok defa zindan gibi olur.
İnsan, hissiyatını kontrol edebilme konusunda zayıftır. Nefsinin arzularını gemlemede âcizdir. Kalp dinginliğini sağlamada çoğu zaman yetersizdir. Kendi düşüncelerine karşı bile mağluptur. Aklının bir mutluluğa onlarca acı karıştırmasından yakasını bir türlü kurtaramaz. Yaşamın en kırılgan varlığı olan insanın hâletiruhiyesinin hangi hikmetler için böyle mukavemetsiz yaratıldığı, üzerinde tefekkür etmeye değer bir konudur.
İnsanın zayıflığı ve yaşamındaki acılar konusunda en ilginç tahliller çoğunlukla sûfilerin dünyasından gelmiştir. Birçok insan için yıkım sebebi olan hadiselerin sûfiler tarafından gülüp geçilecek nitelikte algılanması, çocuğun dünyasında büyük bir sorun hâlinde yaşanan bir oyuncak kaybının, bir yetişkinin pek de önemsemeyeceği bir durum olmasına benzetilmiştir.
Doğu’nun ve Batı’nın kadim tesellilerini aktarmaya devam eden Dervişin Teselli Koleksiyonu, üçüncü kitapta Sufilerin Mutluluk Sanatını merkeze alıyor.
Bir sene daha yaşlanmak, geçen onca acı, ızdırap, çile ve gam. 2023 yani gelecek için Rusya Ukrayna savaşı, 3. Dünya savaşı eli kulağında, hastalık ve bulaşı hastalıklar artıyor. Ülkemizde önümüz belirsiz bir seçim, iç çatışmayı arzulayan binlerce İnsan, sınır bölgemiz hareketleniyor, ekonomi zaten ortada, Yunanistanı vs ama insanların hepsi yeni yılı büyük bir çoşku İle kutluyor. Şimdi soruyorum size, yurdum insanına bu kutlamanızın amacı nedir ? gelecek ihtimal kötü günlerin kutlaması mı ? tek kelime ile Saçmalık…
"ÜZÜLME!
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?
O halde ne diye üzülürsün ey can?
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan;
Gece gibi kapkaranlık nefsini yak!
“Derdim var” diyorsun;
Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun.
Sanma ki dert sadece sende var.
Şunu bil ki; sendeki derdi
Ah ölüm…Var olduğunu bile bile görmezden geldiğimiz en büyük çelişkimiz. Gitmelerine dayanamayacağımız için sevdiklerimize de asla yakıştıramadığımız ölüm.Ama belki de hayattaki tek gerçek.Bakmaz kimsenin gözünün yaşına. Dinlemez hiç bir şeyi, alır götürür. Peki gidene midir ölüm yoksa kalanı mı? Böyle kitap mı anlatılır diyorsunuz şimdi
Of