Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Martıyı Ağlattın Sen bir martıyı ağlattın işte bir çocuk garanti intihar eder artık kütür kütür küfrediyor gece imanıma bir yaprak kırılıp suya düşüyor su yaralanıyor su kanıyor şelale! ah nasıl titredim tensiz bir piyanist büküldü sanki kesişen ayrışık doğrular gibi çarpışıverdim yüzünle. Yüzün öyle düzgün suna bir elyazısı yüzün yüzüme aksedince yüzün ayna alnımda yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı! bitmemiş bir ömrün yalanısın sen: kabuslarımın tabiri çocukluğumun arta kalanısın! öldüreceğim kendimi dudaklarınla dudaklarin etle, şehvetle seferber sen! bana inen son kutsal kitap son fakir yatır son aciz peygamber! bir martıyı ağlattın işte bir çocuk garanti intihar eder artık
Sayfa 55
Gülmek; "Saf" denme riskini göze almaktır. Ağlamak ise; "Duygusal" görünme riskini. Birine yakınlaşmak; "Kendini kaptırma" riskini, Duygularını açmak; "Kendini ortaya koyma" riskini, Hayalleri ve düşünceleri sergilemek ise; "Onları başkalarına kaptırma" riskini göze almaktır. Sevmek; "Karşılık görememe" riskini... Yaşamak ise; "Ölme" riskini göze almaktır. Umutlanmak; "Hayal kırıklığına uğrama" riskini Çabalamak ise; "Başarısız olma" riskini göze almaktır... Ama riskler yaşanmalıdır. Çünkü hayatımızın en büyük riski, hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir; Ama Büyüyemez, Sevemez, Değişemez, Hissedemez, Öğrenemez. Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken, Bedelini; özgürlüğünü kaybederek öder. Sadece; riski göze alabilen kişi hürdür...
Reklam
Takvanın en önemli ve temel işlevi insana doğru bir şekilde kendini inceleme ve doğruyu yanlıştan ayırdedebilme kabiliyet ve gücünü vermesidir. Bir şahıs bu şekilde kendi kendisinin röntgenini çekmek (self x-raying) kudretine erişebildiği ölçüde hatadan/günahtan ve onun "ben"i tahrib eden (self destructive ) neticelerinden "korunma" imkanına kavuşur. Fakat, şu da ifade edilmelidir ki, takva kavramıyla ima edilen bu "kendini inceleme (nefis muhasebesi) " hiçbir zaman kendini herşeyden masum görme anlamına gelmez. Tam aksine; takvanın anlamının ayrılmaz bir unsuru şudur: Bir insan davranışlarını düzenlemek için kendini mümkün olduğu kadar nesnel şekilde nefis muhasebesine çekse de, hiçbir zaman doğruyu seçtiği hususunda garanti yoktur. Eğer bu nefis muhasebesi tek başına yeterli olsaydı, hümanizm mükemmelen işler ve böylece "aşkın"a ihtiyaç kalmazdı. Fakat, insanların vicdanlarının ne kadar subjektif olabildiğini biliyoruz. İşte takva bizzat bu aşkınlığa işaret eder; zira onun ima ettiği şey, her ne kadar seçim bizim, çaba/fiil de bizimse de; bizim yapıp etmelerimiz hakkındaki nihai ve gerçekten nesnel değerlendirme bizim değil "Allah'ın yetkisindedir ". Kurana göre insanın en büyük düşmanı, yani en büyük şeytan, onun kendi kendini kandırması ya da kendi nefsini aldatmasıdır (self deception). Heva (çoğulu ahva:insanda derinden kökleşmiş ve teşhisi zor arzular) ve umniye (çoğulu emanin: insanın emniyet içinde olduğu vehmi/kuruntusu) terimleri Kuranda son derece sıklıkla geçer. Muhtelif defalar, Peygambere dahi, vahyin onun arzularını hesaba katamayacağı söylenmektedir.
Bütün dikkatiniz kendinizdeyse mutluluğu garanti ettiniz demektir.
Allah'ım kaderimden şikayetçi değilim aksine bahtiyarım evrende bana da rol verdiğin için şahsen, Allah'ım bizler senin falsolu kullarınız, n'olur bizden razı ol.
Sayfa 11
Allah'ım kaderimi sen yazdın sen bilirsin kalbim oyuncak mı ne, ne kolay kırılıyor?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.