Bu kitaba inceleme yazmayı düşünmüyordum ama kendime de hatıra olarak kalsın bu yazım. Bu kitap bir şiir kitabı. Tür olarak öyle geçiyor ama bence şiir kitabı değil. Şiir gibi. Nesir gibi. Öykü gibi. Deneme gibi. Bunların hepsi gibi, ara tür desek yeri: ŞİİRİMSİ. Asla başarılı bir kitap da değil. Öyle kaliteli şiir kitapları gördü ki bu gözler,
Bu kitabı okumayan, ya da konusunu bilmeyen çok az insan vardır. Hiç “bu kitap ne anlatıyor” demeden yazabilme özgürlüğü, yaşasın.
Biz başına gelmeyen kalmamış garip bir milletiz, bkz. her millet kadar. Ama bizim başımıza geleni bize nefasetle anlatmak için bir de Tanpınar’ımız var.
Biz şarkla garpın arasında sıkışıp kalmış, tereddütle etrafa
Üstelik sen, yalnız başına kaldığın zaman yalnız mısın? Hayır. Binlerce düşünce kafanı yalnız bırakmaz, yüzlerce nefs seninledir- öfken, gururun, herşeyin.-
Mücadele bitmiş değil daha. Bitince göreceksin. Yalnız olabilmek için çok çalışman gerekecek. Sonradan elde edilir o. Yalnız kalmayı başarabildiğin zaman anlayacaksın ki sen artık kendinsin. Bunu sağlaman için savaşman gerekmez. Yalnız kalmayı başarmak demek, bilgelik uyarınca söylersek, önce başkalarıyla birlikte olmayı öğrenmek demektir.
Abd. Kul. Bu İslâmdır. Yol budur. Kurtuluş budur.
Kitaplar insanlara çok şey katabildiği gibi insanlardan da çok şey alabilir. Bir kitap okudum hayatım değişti, bir kitap okudum yeni bakış açısı kazandım, her okuyucuda böyle etkiler bırakacak değildir lakin bazı değerler vardır ki tüm okuyanı etkileyebilir. İşte böyle kitaplar klasiktir ve baş tacıdır. Bu cümlelere sebep olacak ilk kişi