Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Varlık-Maddedir/Demokritos ve Atomcu madde anlayışı
Demokritos atomcu materyalizmin temsilcisidir. Epikuros, Lucretius ve Gassendi aynı görüşü devam ettirmişlerdir. Demokritosun görüşleri şu ana başlıklarda özetlenebilir. 1. Atomların ortak özellikleri bölünemez,parçalanamaz olmaları, boşlukta yer kaplamaları ve hareket halinde olmalarıdır. 2. Duygu,zihin,ruh gibi maddi nitelikte olmadığı düşünülen şeyler de aslında maddidirler. 3. ..etrafımızda gördügümüz herşey (atomların) vurma ve çarpmalarının ürünüdür...hiç bir şekilde bir tesadüf söz konusu değildir. Bütün bunlar bir mekanik zorunlulukla ortaya çıkar. 4. ...tatlı acı sıcak soğuk renk ancak zihinde vardır. Gerçekte ise atom ve boşluktan başka birşey yoktur.
Sayfa 100Kitabı okudu
Filozoflar üzerine;
Kimi cisimlerin var olmadığını, her şeyin kafamızda var olduğunu iddia eder; kimi maddelerden gayrı varlık olmadığını ileri sürer ve, Tanrı dünyanın kendisidir, der; birisi ispata kalkar ki dünyada iyilik kötülük yoktur, iyilik ve kötülük birer kuruntudan ibarettir; öteki der ki, insanlar birer canavardır, birini parçalayıp yemeleri suç sayılmaz.* *Berkeley, Gassendi, Spinoza, Hobbes sırasıyla
Sayfa 30
Reklam
Lenoble’un da belirttiği gibi, İkaros ve Prometheus, doğanın sırlarını tanrıların izni olmaksızın kullanan ya da onlardan çalan ve bu yüzden onlar tarafından cezalandırılan mitolojik figürler olarak Antik Yunan’ın teknik karşısındaki korkusunu temsil ediyorlardı. Oysa 17. yüzyıl, Prometheus’un zafer çağının başlangıcıdır. Descartes, Galilei, Gassendi ve onları izleyenler için bilmekle yapmak ve üretmek arasındaki ilişki hiçbir suçluluk duygusuna yol açmayacak türde bir ilişkidir.
1620’lerden itibaren gelişen bir süreç içinde Avrupa’nın tüm önemli düşünürleri, Galilei, Gassendi, Descartes, Toricelli, Fermat, Huygens, Hobbes, Boyle, aralarındaki bütün ayrılıklara ve zaman zaman rastlanan şiddetli tartışmalara karşın, bir noktada aynı düşünceyi paylaşmaktadırlar: Doğa bir makinadır ve bilim de bu makinayı kullanma ve yeni makinalar üretme sanatıdır.
1620'lerden itibaren gelişen bir süreç içinde Avrupa'nın tüm önemli düşünürleri, Galilei, Gassendi, Descartes, Toricelli, Fermat, Hugens, Hobbes, Boyle, aralarındaki bütün ayrılıklara ve zaman zaman şiddetli tartışmalara karşın, bir noktada aynı düşünceyi paylaşmaktadırlar: Doğa bir makinadır ve bilim bu makinayı kullanma ve yeni makinalar üretme sanatıdır. Tülin Bumin
Sayfa 78 - Mecaz YayınlarıKitabı okudu
gassendi tüm bilebileceğimizin, şeylerin bizatihi nasıl oldukları değil, nasıl göründüklerinden ibaret olduğunu savundu.
Reklam
Mademki fikirleriniz olduğunun farkında değilsiniz, onlara sahip olduğunuzu nasıl savunabiliyorsunuz? Gassendi bu saçma düşünce sistemiyle layıkınca dalga geçti. Ama sonra ne oldu biliyor musunuz? Gassendi ve Descartes ateist ilan edildi.
Metafiziksel Dönüşüm
"Gassendi, geleneksel töz-araz varlık kategorisini reddeder. Bu kategoriyi şeylerin kendisine değil, şeylerin bilgisine dair bir ayrımdır."
Sayfa 81 - Babil KitapKitabı okudu
Birçok doğa filozofu Aristotelesiliği reddederek mekanik felsefenin değişik bir versiyonunu benimsiyordu. Mekanik felsefe doğadaki bütün olayları madde ve hareketle açıklamayı amaçlıyordu. Fiziksel dünyada algıladığımız her türden duyunun mikroskobik madde parçacıklarından oluşan mekanizmalar tarafından üretildiği düşünülüyordu. Mekanik dünyada işleyen tek şey temas ve çarpmayla hareket eden bu parçacıkların hareketleriydi. Eleştirmenler mekanik felsefenin materyalizme götürmesinden korksa da -hepsi inançlı Hristiyanlar olan Pierre Gassendi (1592-1655), Rene Descartes (1596-1650) ve Robert Boyle (1627-1691) gibi mekanik felsefeciler doğanın makineleşmesinin boyutlarını -hepsi maddi değil manevi varlıklar olanTanrı'nın, meleklerin, şeytanların ve ölümsüz insan ruhunun varlığını savunarak sınırlıyorlardı.
Mekanik felsefeciler bütün nedenselliği erken nedenlere indirgiyorlardı. Buna rağmen erken modern metinlerin yakından incelenmesiyle, mekanik felsefeyi benimsemenin otomatik olarak teolojik açıklamaların reddini içerdiği ve daha genel olarak da materyalizm, deizm ve ateizmin önünü açtığı iddiası çürütülmüştür. Aslında bütün mekanik felsefeciler maddeyi yaratanın ve onu hs rekete geçirenin Tanrı olduğunu iddia etmekteydi. Tanrı gerek parçacıkların hareketlerini programlamak ve gerekse kendilerine özgü özellikleri olan parçacıklar yaratmak suretiyle amaçlarını ye ratılışın içine aşılamıştı. Dolayısıyla mekanik bir dünyada bile amaç ve tasarıma yer vardı. Örneğin Yunan atomculuğuyla Hristiyan teolojiyi bağdaştırmaya çalışan Pierre Gassendi —ereksel nedenleri reddeden Francis Bacon (1561-1626) ile Rene Descartes'ın aksine- aslında fizikte ereksel nedenlerin de rol oynadığını ileri sürmüştü; Robert Boyle ise doğa felsefesindeki ereksel nedenlerin rolü üstüne kapsamlı bir risale yayımlamıştı. İsaac Newton da (1642-1727) ereksel nedenlere başvurmayı açıkça desteklemiş ve doğa felsefesinin doğru bir şekilde izlenmesi hâlinde Yaratıcı'nın bilgisine çıktığını savunmuştu. Bütün bu doğa felsefecileri doğuştan gelen hedef amaçlı eylemlerden çok Tanrı'nın yaratılışa aşılanan amaçlarına işaret etmek için ereksel neden terimini yeniden yorumlamıştı.
Sayfa 134Kitabı okudu
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.