Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gassendi felsefesinin en önemli yanı elbette dünyaya dönük yanı­dır. Ortaçağ filozoflarının geriye ittiği doğa Gassendi felsefesinde bü­tün büyüklüğüyle yer alır. Gassendi'nin atomculuğu Fizik adlı kitapta açıklanır.
Sayfa 121Kitabı okudu
gassendi'den descartes'a diss
"(...) zira kendim de bir töz olduğum için töz idesi bende aslen var olsa da sonlu bir varlık olan ben , gerçekten sonsuz bir töz tarafından zihnime konmuş olmasaydı sonsuz bir töz idesini edinemezdim." ... " İnsan zihni sonsuzluğu tasarlayacak yetenekte olmadığı için sonsuz bir şeyi temsil eden ideyi de ne edinebilir ne de tasarlayabilir. Dolayısıyla bir şeyin sonsuz olduğunu söyleyen kişi hiç anlamadığı bir şeye yine anlamını bilmediği bir ad veriyor demektir."
Reklam
Üniversiteye varır varmaz, benim şansıma, öğretmenim meşjur Jacob Thomasius benim şüphelerimi paylaşmasa ve cisimlerin maddi olmayan, tözsel formlarının reformuyla ilerlememi hoş karşılamasa da Aristoteles okumamı şiddetle tembih etti. Zira bu büyük filozofu okuduktan sonra onun skolastik yorumcularının görüşünden çok farklı bir görüşe ulaşacağımı sanıyordu. Çok geçmeden bu öğüdün değerini takdir ettim ve Aristo ile skolastikler arasındaki farkın, devlet işlerinden anlayan büyük bir adam ile hücresinde rüya gören bir keşiş arasındaki fark kadar olduğunu anladım. Böylece Aristo felsefesine herkesten çok farklı yaklaştım. Onun tüm hipotezlerini benimsemedim ama ilke olarak onayladım. Bana göre Aristo -az çok Demokritos ve benim zamanımda Descartes ve Gassendi gibi- hiçbir cismin kendi başına hareket edemeyeceği görüşünü savunuyordu.
Deccal de koyu bir müslümandı.
Gassendi bu zırva sistemle gerektiği şekilde alay etmiştir. Peki sonuç ne oldu dersiniz? Gassendi de Descartes de ateist ilan edildiler.
Sayfa 6 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Abdera Okulu İlk Çağ Yunan felsefesinde, adını bugünkü Batı Trakya yakınlarında bir kentten alan, atomcu öğretiyi savunan Leukippos ile Demokritos tarafından kurulmuş felsefe okuluna verilen ad. Atomculuğun kurucuları ve ilk savunuculari sayılan Leukippos ile Demokritos "Abderalı Filozoflar" olarak anılmaktadır. Felsefe tarihinde "Abderalılar" diye de geçen bu düşünürler, atomculuğun gelişmesinin üç önemli evresinden birine, üstelik maddeci atomculuk Leukippos ve özellikle de Demokritos eliyle sağlam temellere oturtulduğu için en önemlisine karşılık gelir. Abderalı Filozoflar'ın atomcu öğretisi Epikuros ve Lukretius aracılığıyla Gassendi ve Bacon'a ulaşmış; böylelikle de modern doğa biliminin doğuşuna katkıda bulunmuştur.
Sayfa 7 - YediverenKitabı okudu
V. Aristoteles, Descartes ve Gassendi
Bizler doğarken içimizde daha ileride gelişecek her şeyin tohumunu da taşıyoruz. Fa­kat nasıl ki Raffaello ve Michelangelo fırçalarıyla ve renkle­riyle doğmadılarsa, bizler de fikirlerle doğmadık.
Reklam
Rönesans döneminde Natüralizm.
Rönesans’ta  yeniden  canlandırılan  Antik  Yunan  felsefe okulları,  sadece  Platonculuk, skolastik unsurlarından arındırılmış Aristotelesçilik ve Şüphecilik değildi. Stoacılıkla Antikçağda Demokritos ve Epiküros tarafından temsil edilmiş Atomculuk da dönemin yeni bir kılık altında ortaya çıkan diğer felsefeleri oldular. Yasalı ve çok çeşitli
gassendi bu zırva sisteme gerektiği şekilde alay etmiştir. peki sonuç ne oldu dersiniz? gassendi de descartes da ateist ilan edildiler.
1620’lerden itibaren gelişen bir süreç içinde Avrupa’nın tüm önemli düşünürleri, Galilei, Gassendi, Descartes, Toricelli, Fermat, Huygens, Hobbes, Boyle, aralarındaki bütün ayrılıklara ve zaman zaman rastlanan şiddetli tartışmalara karşın, bir noktada aynı düşünceyi paylaşmaktadırlar: Doğa bir makinadır ve bilim de bu makinayı kullanma ve yeni makinalar üretme sanatıdır. Karşılıklı etkileşimle bile açıklanamayacak bir hızda ve yaygınlıkta oluşan bu uzlaşmayı Lenoble, psikolojinin terimlerine başvurarak açıklamayı dener: Batılı, doğa karşısındaki çocuksu tavrını terk etmekte, yani kendisine kol kanat geren ya da kötü edimler için onu cezalandıran, ama her durumda onunla ilgilenen, ona yönelik niyet ve kaygılar besleyen bir Doğa Ana tasarımının yerine, kendisi karşısında kayıtsız, kendisine hiç benzemeyen özerk bir varlık olarak doğa tasarımını geçirmektedir. Bu makina imgesi, doğanın özneye yabancı, ona hiç benzemeyen bir şey olarak anlaşılmaya başladığının göstergesidir. Descartes’ın deyişiyle “doğanın efendisi ve sahibi” olmasına karşılık ödediği fiyat budur.
Gassendi atomist madde kuramı, Descartes ise sonsuz ve sınırsız dünya kavramı nedeni ile ateizmle suçlanmıştır.
Reklam
Gassendi, Rönesans doğa felsefesinde gerçekten de önemli bir yer işgal eden düşüncesinde Sextus Emprikus ve Montaigne’in kuşkuculuğundan etkilenmiş olarak kuşkuculukla dogmatizm arasında bir orta yol (via media) tutar. Başka bir deyişle, ne hiçbir şey bilmediğimiz görüşünün ne de her şeyi bildiğimiz görüşünün savunulabilir olmadığını öne süren Gassendi, bu ikisi arasında bir yol bulunduğunu söyler. Bizim sadece doğanın bize nasıl göründüğünü bilebileceğimizi söyleyen kuşkuculukla biz insanların şeylerin gerçek doğalarını bilebileceğimizi öne süren dogmatizm arasındaki bu orta yolu, yapıcı kuşkuculuk olarak tanımlar. Yapıcı kuşkuculuk, aslında bizim, çok temel bir anlam içinde gerçekliğin doğasını bilemesek bile, kendisinden kuşku duymak için bir nedenimizin olmadığı ve dünyayı anlamamız açısından bize fazlasıyla yetecek belli bir bilgi türüne erişebileceğimiz tezinin kabul edilmesinden oluşur.
"Felsefi idealizm 'Her zaman yalnız bireyin çıkarlarını göz önünde tutar' sözü doğru değildir. Descartes bireyin çıkarlarını Gassendi'den daha mı çok düşündü? Ya da Feuerbach'a oranla Fichte ve Hegel?"
Sayfa 47 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
1620'lerden itibaren gelişen bir süreç içinde Avrupa'nın tüm önemli düşünürleri, Galilei, Gassendi, Descartes, Toricelli, Fermat, Huygens, Hobbes, Böyle, aralarındaki bütün ayrılıklara ve zaman zaman rastlanan şiddetli tartişmalara karşın, bir noktada aynı düşüncede paylaşmaktadırlar: Doğa bir makinadır ve bilim de bu makinayı kullanma ve yeni makinalar üretme sanatıdır.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.