1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et.
2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter.
3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin.
4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak.
5. Gül. Sana yakışıyor.
6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Ya ne yapmak lâzımmış?
Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi,
Bir ağaç gövdesini, tıpkı sarmaşık gibi,
Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı?
Kudretle davranmayıp hileyle tırmanmak mı?
İstemem eksik olsun!
Herkes gibi, koşarak,
Yabanın zenginine methiyeler mi yazmak?
Yoksa nazırın yüzü gülecek diye bir an
Karşısında takla mı
Ya ne yapmak lazımmış?
Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi,
Bir ağaç gövdesini tıpkı sarmaşık gibi,
Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı?
Kudretle davranmayıp hileyle tırmanmak mı?
İstemem eksik olsun! Herkes gibi, koşarak,
Yabanın zenginine methiyeler mi yazmak
Yoksa nazırın yüzü gülecek diye bir an
Karşısında takla mı atmak
Adam, bir odanın önünde durdu ve tek eliyle biraz zorlanarak da olsa kapıyı açtı. İçeride büyük bir yatak vardı. Elanda'yı yavaşça yatağa bıraktı. Önce ceketini sonra da tek kalan ayakkabısını çıkarttı. Elanda kendisini adama öylece bırakmıştı. Teniyle buluşmak sabırsızlanıyordu. Bu süper kahraman görünümlü adam, Elanda'nın pantolonunun düğmelerini açıp tek hamlede çekip çıkarttı. Elinden tutup biraz oturmasını sağlayarak kazağını da çıkarttı. Elanda iç çamaşırları ile dalgın dalgın adamı süzüyordu. Kendisini yatağa bıraktı ve üzerine gelmesini ister gibi baktı. Bu gizemli adamın dudakların kelimeler ilk kez döküldü. Kısa ve gayet açıklayıcıydı.
Hadi, uyu!
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et.
2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter.
3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin.
4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak.
5. Gül. Sana yakışıyor.
6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece.
7.
İçimin derinlerinde yığınla dostum var benim, her biri kendine has, gerçek, sınırları gayet iyi çizilmiş ve hep yarım kalmış bir varlığa ait.
Kimi zorluklarla boğuşur bunların, kimi kendi köşesinde, renkli bohem hayatlar sürer.
Doğru hisseden, dürüst düşünen bir insan, dünyadaki kötülük ve adaletsizlikten rahatsızsa, gayet doğal olarak bunun önce kendine dokunan kısmını düzeltmeye çalışmalı, yani kendini. Bu zaten bir ömür boyu sürer.
Doğru hisseden, dürüst düşünen bir insan, dünyadaki kötülük ve adaletsizliklerden rahatsızsa, gayet doğal olarak bunun önce kendine dokunan kısmını düzeltmeye çalışmalı, yani kendini. Bu zaten bir ömür boyu sürer.
Doğru hisseden, dürüst düşünen bir insan, dünyadaki kötülük ve adaletsizlikten rahatsızsa, gayet doğal olarak bunun önce kendine dokunan kısmını düzeltmeye çalışmalı, yani kendini. Bu zaten bir ömür boyu sürer.
Doğru hisseden, dürüst düşünen bir insan, dünyadaki kötülük ve adaletsizlikten rahatsızsa, gayet doğal olarak bunun önce kendine dokunan kısmını düzeltmeye çalışmalı, yani kendini. Bu zaten bir ömür boyu sürer.
Jack Holland, Mizojini; Dünyanın En Eski Önyargısı-Kadından Nefretin Evrensel Tarihi kitabında, kadın düşmanlığının izini iyi sürer, tarih boyunca kadınların yaşadığı kıyıcı şiddeti canlı örnekleriyle aktarır. Holland, dünya herkes için baş döndürücü biçimde değişirken, kadınlar söz konusu olduğunda değişime nasıl da direnildiğini; modern dönemde kadınların değişim için nasıl ayrıca mücadele etmek zorunda bırakıldıklarını gayet adaletli bir dille anlatır.