Kent diyorsam bir alışkanlık bu. Dilin haksız egemenliği. Yoksa hangi kent? Surlarını asurluların yıktığı, çamlarımı asırların devirdiği, dolaylarında kadınların gebe kalmaz olduğu, neslin durduğu, dağların birbirine çarptığı, yıldızların körün göz akı gibi aktığı bir meydan bu. İşte ben ayaklarımı, suçlardan yapılmış sırça fırçalara sürüye sürüye, içimi kanata kanata o meydana doğru sürükleniyorum. O meydana doğru çekiliyorum.
Sayfa 10