_Yas, sevilen bir şeyin kaybına verilen hüzünlü bir tepkidir. Melankoli’de de aynı hüzün vardır ama yastan farkı, nesnenin kaybı içselleştirilerek egonun kendisinin kaybına neden olur. Bu yüzden yasta dünya boş görünür; melankolide ise egonun kendisi. Melankolide nesnenin kaybıyla egonun kaybı aynı şey haline gelir. Özsaygıdaki tahribat yasta
1. Baskın Sevgi Dili : Onaylayıcı Kelimeler
Sözel iltifatlar veya takdir ifadeleri, sevgiyi iletmek için güçlü bir yoldur. Bunlar, basit ve net sözler olabilir. Eşiniz iyi bir şey yaptığında, onu sözel olarak övün. TEŞVİK EDİCİ SÖZLER Sözel iltifatlar, rahatsız edici sözlerden daha teşvik edicidir. Teşvik etmek ifadesi, “cesaret aşılamak” anlamına gelir. Eşinizin kendine güvenmediği
Reklam
İslâm medeniyetinin kadim bir geçmişi olduğu için, Müslümanlar geleceklerini inşa etme adına her daim geçmişlerine müracaat etmek zorundadırlar. Asr-ı Saâdet dediğimiz bu büyük medeniyetin neşet ettiği zaman dilimi tüm Müslümanların asli kökleridir. Böyle olduğu için Müslümanlar "İstikbalimiz köklerimizdedir" deyip, kökleri ile olan bağı canlı tutmalı ve her daim ilhamlarını oradan almalıdırlar. Oraya yaslanmadan bir şeyler olmayacağını çok iyi fark etmelidirler. Çünkü bahse konu olan İslâm ise, neşet ettiği ve en doğru bir şekilde yaşandığı dönem, tüm Müslümanlar için varılması hedeflenen bir gaye olmalıdır. Hal böyle olunca, Asr-ı Saâdet'e çağrı aslında geçmişe, nostaljiye bir çağrı değil; geleceğe, istikbale bir çağrıdır. Yaşanan zemini ihya etmeye, geleceği ise inşa etmeye bir çağrıdır. Bu hiçbir zaman unutulmamalı ve Siyer-i Nebi'nin gelecek inşasındaki etkisi her an hatırda tutulmalıdır.
Hele ki halk arasından bazı “cengâverler” çıktığında ve açıkça bilim düşmanı olan bu insanlar Evrim Kuramı’nı (ve hatta bilimin geri kalan her alanını) tamamen anlamışlar gibi, bilim ile alakası olmayan iddialar üzerinden halka hitap ettiklerinde, bilimin anlaşılması konusunda çok daha ciddi sorunlar doğabilmektedir. Bu kişilerin konu hakkında hiçbir akademik deneyimi ve geçmişi olmaması bir yana, aynı zamanda sadece para ve ün peşinde olmalarından ve buna yönelik her çalışmayı yürütmelerinden ötürü halkın bilime ve gerçeklere bakış açısı çok daha farklı boyutlara ulaşmıştır. Öyle ki, bu bilim dışı kaynakların süslü ve edebi sözleri, dünyanın dört bir yanında araştırmalar yürüten, ömürlerinin yarısından fazlasını bilimin ufacık bir dalını, minik bir adım da olsa ilerletmeye çalışan, on binlerce farklı üniversite ve bilim kuruluşundan gelen, yüz binlerce bilim insanının sözlerinin ve açıklamalarının ikinci plana atılmasına sebep olmuş, bu bilgisiz yığının içi boş lafları, halkın gözünde, konunun uzmanlarının makalelerinden daha değerli bir konuma ulaşmıştır. Halkımız, ömrünü bilime adamış insanların sözlerine değer vermek yerine, insanlara duymak istediklerini söyleyen kişilerin sözlerine kanmış, inanmıştır. İşte bir toplumun cahilleştirilmesinin en kolay yolu budur. Bilimi, toplumları manipüle etmek için kullanan bu insanların çabaları o kadar uzun zamandır süregelmektedir ki, sadece bir nesle ait bireyler değil, kuşaktan kuşağa aktarılan çarpık bilgilerden ötürü birçok nesil bilimi hatalı, eksik ve çarpıtılmış olarak öğrenmiştir.
Kitaba Gelen Bazı Eleştiriler, Bunlara Cevaplar ve Kitabın Yazılma Amacı
Bazı okurlarımız, eserimizde Müslümanlığı küçümsediğimizi, hatta dinsizliği yaymaya çalıştığımızı ileri sürecek kadar insaftan uzaklaşmışlardır. Bize öyle geliyor ki, bunlar, dinsizliği yaymakla, dinin gerçek mahiyetini aramak arasındaki farkı ayırt etmek istememişlerdir; belki de böyle düşünmeleri, politik ya da ekonomik çıkarlar için bir fayda
Sayfa 14-16
Mahpusun Gelini
Layıkhan Özder' in kaleminden #MahpusunGelini adlı eserini #okudumbitti Layıkhan Özder hanımın kalemi ile Mahpusun Gelini eseri ile ilk kez tanıştım. Eseri okurken beni derinden etkileyen hayat hikayeleri ile dolu. Eser'i ilk elime aldığımda kapağında cezaevinin hücresinden özgürlüğünü kaybetmiş , aydınlık yarınlara umudunu
Reklam
28 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.