Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sık sık rastlanan «büyük aşk diye anlatılan (çok- luk film ve romanlara konu olan) bir yalancı sevgi bi- çimi de putlaştırıcı sevgidir. Eğer kişi kendi güçleri- nin üretici bir biçimde dışarı taşmasıyla bir özdeşlik, bir Ben'lik duyacak düzeye gelmemişse, sevdiği kişi- yi putiaştırmak ister. Kendi güçlerine yabancılaşmış ve onları sevdiği
Derin tarih vermşti o günlüğün gerçek yüzü diye.Demek ki konu bununla ilgili
Belleğimiz öyküleme yoluyla da geçmişi çarpıtabilir. Öyküleme, sadece geçmişte olanı aktarmaz, aynı zamanda bun- ları süsler ve ilginç hale getirir. Anlatılan olayı basitleştirir. Hollandalılar on üç yaşında bir kızın kaleminden çıkan bir kitaba sık sık sarınarak Anne Frank'in Günlüğü'nün, Hollandalı Yahudiler'i kıyımdan kurtarmak için direndikleri dönemin ve ulusal kahramanlıkların kanıtı olduğunu iddia etmek- tedir. Oysa gerçekte Hollandalılar, Almanlar'ın en sağlam işbirlikçileri arasındaydı. Hollanda'nın tarihi ve geleneğinde antisemitizme Avusturya, Fransa veya başka pek çok Avrupa ülkesinden çok daha az yer olsa da, genellikle kurallara uyan, emirlere itaat eden iyi huylu ve terbiyeli yüzbinlerce Hollanda vatandaşı, Alman işgali altındaki Hollanda'nın belki de Naziler tarafından en kolay yönetilen ülkelerden biri olmasını sağlamışlardı.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
" Kendi geçmişinden anlam çıkarmazsan aynı geçmişi tekrarlarsın." Kazanılmış güneşli bağlanma; kişinin geçmişte neden öyle davrandığını bulup savunma sistemlerini anlamlandırıp bugünkü ilişkilerini güvenli bağlanmaya dönüştürmesi. Yani bilim bile kendin çalış kazan diyor. Kişi gördüğü ebeveynliği kopyalıyor. Alışık olduğu davranış
İslâm medeniyetinin kadim bir geçmişi olduğu için Müslümanlar geleceklerini inşâ etme adına her daim geçmişlerine müracaat etmek zorundadırlar. Asr-ı Saâdet dediğimiz bu büyük medeniyetin neşet ettiği zaman dilimi tüm Müslümanların asli kökleridir. Böyle olduğu için Müslümanlar “ İstikbalimiz köklerimizdedir. ” deyip kökleri ile olan bağı canlı tutmalı ve her daim ilhamlarını oradan almalıdırlar. Oraya yaslanmadan bir şeyler olmayacağını çok iyi fark etmelidirler. Çünkü bahse konu olan İslâm ise neşet ettiği ve en doğru bir şekilde yaşandığı dönem, tüm Müslümanlar için varılması hedeflenen bir gaye olmalıdır.
Sayfa 29 - Siyer Yayınları 8. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Reklam
1. TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOKTUR. Yaşadığımız her deneyimin ve hayatta karşımıza çıkan her insanın, bize bir mesajı vardır. Özellikle sorunumuz olduğunda, yanıtları bize verecek insanlarla karşılaşırız. Rastlantı yoktur. Ama bu rastlantılara nasıl yanıt vereceğimizi, bize iletilen mesajları algılayabilme kapasitemiz belirler. Yolumuza çıkan biriyle
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.