Sofrasının müdavimleri sanatçılar, yazarlar, çizerler, bilim insanları, hukukçular ve hekimlerdi. Tiyatrodan sonra en çok üzerinde çalıştığı, okuduğu, öğrendiği, akıl yorduğu konu olan tıp mutlaka yer bulurdu kendine. Bir anlamda hobisiydi tıp. Uzmanlık alanı dahiliye, özel ilgi alanı ise beyin...
Onun tıbba ilgisinin çekirdeği, tiyatro sevdasının özüyle aynıydı: İnsan! İnsanı anlamaktı bütün derdi. Ruhuyla, beyniyle, fizyonomisiyle, geçmişi ve geleceğiyle; kendini tanımak, insan malzemesini çözmek. Ve sonunda ya barışmak ya da kavgaya devam etmek...