Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kur'an ve Kadın
Bu Batılı "fanatizm”in tipik bir örneği, İslâm'da kadının durumuyla ilgili polemiklerdir. Bir kere daha, şöyle ikili bir ayırım yapmamız yararlı olacak: Kur'ân'ın hükümleri ile Müslüman ülkelerdeki uygulamayı birbirinden ayırmak, bu birincisi; ikincisi de, Hıristiyan halkların gerçekteki uygulaması ile Müslüman halkların
"Türk Erkeği Melek Gibidir" Alev Alatlı:
Kimse Bana kadının ikinci sınıf olduğunu söyleyemez. Töreyi koruyorsunuz. Kraliçe sizsiniz. Neyin ezilmesi? Kadın evinde kesinlikle iktidardır. *** Türk toplumunun ataerkil olduğu şeklindeki anlayış doğru değil. Tersine biz anaerkiliz…. Türkiye'de annedir hakim olan. Bu hakimiyet ömür boyu da sürer. *** Töre cinayetlerine bakın. Hiçbir
Reklam
Çünkü bizim Batılı geleneğimizde tek kadınla evlilik kanunlardadır, çok kadınla evlilikse gündelik hayatta.
"Medeniyet ve İRFAN
"Medeniyet" Osmanlıca sözlüklerde genellikle "ünsiyet, tehzib-i ahlâk, te'dib-i ahlâk, te'nîs, te'dib, zariflenme" olarak tercüme edilir. Madem "medeniyet" kavramı bir Tanzimat tercümesi, o halde evvelden bu kavrama müslümanlar ne derdi? Geleneğimizde "medeniyet" anlamında kullanılan ilk kelime büyük düşünür İbn Haldûn'un icadıdır: "umran." Cemil Meriç'in dediği gibi İslâm, medeniyeti ve kültürü bu kelime ile birlikte ifade etmiştir. Cemil Meriç, "kültür" kelimesinin bizim anlayışımızda bir karşılığının olmadığını söyler: "Batı'nın kültürü var, bizim ise irfanımız. Kültür, irfana göre katı ve fakir. İrfan insanı insan yapan vasıfların bütünü, yani hem ilim, hem iman ve hem de edep. Batı kültürün vatanı, Doğu irfanın. Ne Batı'yı tanıyoruz ne Doğu'yu... En az tanıdığımız ise kendimiz." Evet, bu çok doğru bir söz... İrfan kelimesini anlamadan geçmişimizi, medeniyetimizi ve kimliğimizi de anlamak mümkün değil. İrfan ise sadece bilmek değildir. Önce kendini, böylece Rabb'ini tanımak demektir. Bunu bilen insan ötekini de bilir, hürmet eder. İrfan varlığıyla bilmek demektir, sadece aklıyla değil. Yani özü ile sözü bir olmak demektir.
Sayfa 27
Aslında binlerce yıllık devlet geleneğimizde esas alınan anlayış ve uygulama budur misal çin hükümdarına yolladığı mektupta 26 Devleti aldım Onlar artık Hun oldulardı yani Metehan'ın anlayışı da bu yöndedir Bilge Kağan da halkına seslenirken tanrının yerle göğü var ettiğini arasında kişi oğlunu yani insanların yarattığını Ve atalarının Tanrı tarafından bu insanları yönetmekle görevlendirdiğini söylüyor yine İslam kültürü ile şekillenen sonraki dönemlerde de teba Allah'ın birer emaneti olarak algılana gelmiştir Mustafa Kemal'in Türkiye sınırları içerisinde yaşayan halka Türk halkı denir demesi de bundandır
Sayfa 136 - KryptoKitabı okudu
Kimse bana kadının ikinci sınıf olduğunu söyleyemez.
"Türk erkeği melek gibidir" Kimse bana kadının ikinci sınıf olduğunu söyleyemez. Töreyi koruyorsunuz. Kraliçe sizsiniz. Neyin ezilmesi? Kadın evinde kesinlikle iktidardır. *** Türk toplumunun ataerkil olduğu şeklindeki anlayış doğru değil. Tersine biz ANAerkiliz… Türkiye'de annedir hakim olan. Bu hakimiyet ömür boyu da
Reklam
Sufilere göre, Peygamberlerle gelen de, O'nun ya­ni Selam'm katındaki selam'ın insan için yeryüzün­ de etkin(inzal, nazil) kılınmış halidir: İ-s(e)lam. Selam ve İslam, yer ve yönde, yani yol'da olan insanın kendiyle ba­rışıklık'ını imler; bu nedenle İslam'a giren selam'a erer, ya­ni müslüman olur. Kanımızca, bu
Sayfa 94 - Papersense YayınlarıKitabı okudu
Çünkü bizim Batılı geleneğimizde tek kadınla evlilik kanunlardadır, çok kadınla evlilikse gündelik hayatta. Bu öylesine apaçık bir gerçektir ki, aşk edebiyatı, başka yerlerde olduğu gibi Batı'da da, büyük ölçüde evlilik dışı bir ilişkiyi esas alır.
Sayfa 99
"Türk Erkeği Melek Gibidir"
Kimse bana kadının ikinci sınıf olduğunu söyleyemez. Töreyi koruyorsunuz. Kraliçe sizsiniz. Neyin ezilmesi? Kadın evinde kesinlikle iktidardır. *** Türk toplumunun ataerkil olduğu şeklindeki anlayış doğru değil. Tersine biz anaerkiliz…. Türkiye'de annedir hakim olan. Bu hakimiyet ömür boyu da sürer. *** Töre cinayetlerine bakın. Hiçbir
Çünkü bizim Batılı geleneğimizde tek kadınla evlilik kanunlardadır, çok kadınla evlilikse gündelik hayatta. Bu öylesine apaçık bir gerçektir ki, aşk edebiyatı, başka yerlerde olduğu gibi Batı'da da, büyük ölçüde evlilik dışı bir aşkı esas alır.
Reklam
TARİHSELCİLİĞİN ÇÖKÜŞÜ'
(alıntı) Kur’ân ayetlerinde ahlaki sorunlar bulunduğu (!) iddiası Tarihselcilik diye anılan anlayışın sonunda gelip vardığı nokta, Kur’ân’ı -en azından onun belirsiz bir kısmını- bir insan sözü saymak oldu. Gerekçesi ise bu sonuçtan daha vahimdi. Tarihselciliğin çıkarımına göre, bazı ayetler ahlaken sorunluydu ve bunlar Allah’ın ahlakına
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.