Bilmek Ve Olmak Adlı Kitabımdan Alıntıdır 1984 yılında Konya'nın Çeltik ilçesine bağlı Torunlar köyünde dünyaya geldim. Köyümüz, hemen yanı başında velut bir derenin aktığı, ahalisinin neredeyse tamamının hayvancılık ve tarımla uğraştığı tipik bir Anadolu köyüdür. Çocukluğum annem olmadığından daha çok ninemin yanında geçmiştir. Bazı
İşte ihtilaf: Modern estetik bir yüce estetiğidir, ama nostaljiktir, gösterilemeze sadece namevcut bir içerik olarak atıfta bulunmaya imkan verir. Ama biçim, tanınabilir istikrarı ile bakana ve okuyana teselli ve haz için malzeme sunmaya devam eder. Oysa bu duygular, hakiki yüce duygusunu oluşturmazlar. Yüce, hazzın ve acının özgün bir bileşimidir; aklın her türlü gösterimi aşmasının hazzı ve imgelemin ya da duyarlığın kavramla boy ölçüşememesinin acısıdır. Bu durumda postmodern, modernin içinde gösterilemezi, bizzat gösterimin kendinde öne çıkarandır; uygun formların tesellisi ile imkansızın nostaljisini hep birlikte yaşamaya elveren beğeni konsensusunu reddedendir; yeni gösterimleri, tadını çıkarmak için değil, ama gösterilemezin varolduğunu daha iyi hissettirmek için araştırandır. Postmodern bir yazar ya da sanatçı, bir filozof konumundadır; yazdığı metin, ürettiği yapıt, prensip olarak, önceden yerleşmiş kurallar tarafından yönetilmez ve belirli bir yargı aracılığıyla, bilinen kategorilerin bu metne, bu yapıta uygulanmasıyla yargılanamaz. Bu kurallar ve kategoriler, yapıtın aramakta olduklarıdır. Dolayısıyla sanatçı ve yazar, kuralsız ve yapılmış olacak olan’ın kurallarını oluşturmak için çalışır. Bu yüzdendir ki, yapıt ve metin olay niteliğini taşırlar. Ve yine bundan ötürüdür ki, yaratıcıları için gecikirler ya da (bu da aynı kapıya çıkar) seferberlikleri hep çok erken başlar. Postmodernin, 'gelecek (post) zamanın geçmişi (modo)' paradoksuyla anlaşılması gerekir.
Sayfa 57 - Postmodernizm, Kıyı Yayınları, 2.Baskı, 1994. (Jean-François Lyotard - “Postmodern Nedir Sorusuna Cevap”Kitabı okudu
Reklam
163 syf.
·
Puan vermedi
schopenhauer’un mutlu olma sanatindan birtakim kurallar alinmis yerlestirilmis gibi bi his aldim -oyle olmasa da. birkac postumda daha belirtmistim kisisel gelisim sevemiyorum diye. paulo simyaci’da anlatmak istedigi birkac dusunceyi burada da aktarmak istemis bu yuzden tekrar etmis ancak yanindan bile gecmemis fikrimce. elbette o basyapitin kendine has tadini hicbi eserinde bir daha gormeyecegimizi biliyorum fakat hemen hemen benzer bir tema barindiriyordu: icindekini kesfet ve sinirlarini aş. bu kitapta da bir metafor uzerinden bunu aktariyor. bir arkadasinin onerisi uzerine ve mete gazozdan etkilenerek kaleme alinmis. uzerinde cok dusunulmus oldugu hissini de alamadim cunku yukarida dedigim gibi simyaciyla ayni altyapiyi paylasiyordu. yalnizca konunun isleyisi ve dusunceyi nerelere koysam diye dusunulmus sanki. yani sadede gelecek olursak bu oykuyu kendini farkli bir sekilde yansitma ve deneme olarak yazdigini dusunuyorum. pek hosnut olmadim gordugunuz uzere. okumasam da olurdu. kitapta da onerdigi gibi, bildiklerimi tekrar ettim yalnizca. eger kisisel gelisim seviyorsaniz hosunuza gider, farkli bi aurasi var cizimleriyle beraber. ben yalnizca bu turu begenmedigim icin yorumum bu sekilde. yine de hosuma giden (ikiyuzlulugume bak) bir alinti birakacagim. “bin ok atarsan bini de sana farkli bir yol gosterecektir. okcunun yolu iste budur.” 2024/13.kitap
Okçu'nun Yolu
Okçu'nun YoluPaulo Coelho · Can Yayınları · 20215,5bin okunma
Ortaçağda krallar ve imparatorlar, saraylarında kraliyetleri için yıldızlara bakarak gelecek tahmini yapmakla görevli astrologlar bulundururdu.
352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Big Brother Bizi Gözetliyor !
Uzun zamandır okumayı düşündüğüm ancak popülerliğinden ötürü ertelediğim kitabı okudum. Sarsıldım sayfaları çevirdikçe. Geçmişi, anı ve geleceği düşündüm . Korkunç bir gelecek bizi mi bekliyor diye düşünmeden edemedim. Yaşadığımız coğrafyanın kaderinin bir oyundan , kurgudan ibaret olduğunu , bizlerinde birer figüran olduğunu düşünmeye başladım.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023167,6bin okunma
330 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese keyifli okumalar. Mungan'dan harika bir üçleme ile karşınızdayım. Üçüde toplum yargılamalarının yarattıgı felaketler zincirinin halkalarıdır. (kitabın özü budur sevgili okurlar) Mahmut ile Yezida Mungan'ın ilk oyunu. Üçlemenin en sert oyunlarından biri. Yezida ve Mahmut'un düğümlenmiş aşkına esaretine şahit oluyorsunuz. Oyun özünde ezidilik ve Müslüman ilişkisine de değiniyor ince ince. Salt bir kavuşamama hikayesi değildir Mahmud ile Yezida. Taziye ise üçlemenin ikinci oyunu. Hayli iddialı ve başı dik, alegorik bir oyun. Yine törelerle kuşatılmış, kurallara gömülmüş bir toplumun ve kadının yazgısını dile getirdiği bir oyun, destan, ağıt kitap. Geyikler ve Lanetler üçlemenin son oyunu en uzun olanı. En çok metaforu barındıran güçlü bir kurguya sahip metin bana göre. Ölüm, kan, töre, gelenek... Hepsi iç içe yine. Bir roman akıcılığında, bir masal edasında, bir oyun seyirliğinde olan kitap. Okuyun dostlarım. Pişman olmazsınız. Duacım olursunuz
Mezopotamya Üçlemesi
Mezopotamya Üçlemesi
Murathan Mungan
Murathan Mungan
Mezopotamya Üçlemesi
Mezopotamya ÜçlemesiMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 2014207 okunma
Reklam
1.000 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.