Dağınık bir yatağın şehvet sigarasıdır dokunamadığım tenin şimdi… Bedeninin değdiği yerlere el sürmeye kıyamazken, sen aramıza giren ölümden daha beter bir yalnızlık içine terk ettin beni. Geride bıraktığın mektuplarla dağlıyorum yaralarımı. ‘’Şimdi vur başını!’’ der gibi, ikinci mevki localarda seyre daldığım gençliğim sırıtıyor duvarlardan. Kokun sinmiş olmalı ve soluduğun nefes, perdelere. Belki de hâlâ başucumdaki lambanın düğmesinde parmak izin var. Bakışlarının değdiği aynada kendime bakıyorum. Tanınmaz halimi tanıyabilecek kadar geçmemişim kendimden…
Gençliğim yalnızlığın karanlık zindanlarında geçti sayılır. Ama insanın toplumdaki yalnızlığı kadar evrendeki yalnızlığı da beni ilgilendiriyor. Bu nedenle insanın varoluşunu kozmik bir boyutla da ilişkilendirebilmeyi isterim. Belki bu nedenle hayvanlarla insanların ortak bir kadere sahip olduğunu hissettirmeyi deneyen detaylar koymaya çalışıyorum biraz.
OT dergi'den
Reklam
Hiç olmazsa unutmamak isterdim. Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar... Yalnız bırakmayın beni hatıralar. Az yanımda kal çocukluğum, Temiz yürekli uysal çocukluğum... Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim... -Doğduğum ev. Rahatlıyacak içim duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler! Güneş! getir bir bayram sabahını. Açılın açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar, Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar... Yalnız hatırlamak hatırlamak istiyorum Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün, Rengine doymadığım o sema, Ahengine kanmadığım ırmak. Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum? Neler geçmişti aklımdan, Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm? Ah nasıldı yaşamak?
Gençliğim, ahlaksız bir çölde akıp giden başıboş bir ırmaktı.
Gençliğim kıytırık bir kasnağa gerilmişti. Bol soru, yığınla muğlak cevap ve bir umut arasındaki gergefe kendimi işledim.
Cahit Sıtkı Tarancı
SERENAD Kimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundan Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor Bir gülüşündür gençliğimi döndürdü yolundan Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikayeme Çok değil evi barkı terkedip sana uyduğum Ancak sen tazelikte gül yanaşır pencereme Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum Eğil bak suya ordadır güzelliğim, gençliğim Sen gel beni dinle günlerimiz heba olmasın Yorgun başını göğsümde emniyette bileyim Artık taslarımız ayrı çeşmelerde dolmasın 1 Mart 1938
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.