İnsanlar tarafından sürekli erişilebilir olmak sizi onların gözünde hızla değersizleştirmekten başka işe yaramaz. Bırakın bazen de insanlar sizin yokluğunuzla sınansınlar. Varlığı çoğaltan şey onun yokluğudur.
‘’ Anka kuşu ününü gizlenmesine borçludur, böylece yokluğuyla özlem yaratır.’’
Yeteneklerimizi gereğinden fazla sergilemeyin. Bu hem sizi antipatik yapar hem de işinizin ışığınızın çabuk sönmesine yol açar. Gücünüzü ve bilgeliğinizi gerektiği kadar kullanın. Tüm numaralarını bugünden gösteren bir akrobat ertesi gün sirk çadırına aynı kalabalığı toplayamaz. Cephanenizde her zaman gösterebileceğiniz bir yenilik olsun. Sınırlarınızın ne denli geniş olduğunu hissettirmek için her gün yeni bir şey sunun.
‘Yetenekli bir Şahinci, sadece o anki avına yetecek kadar kuş uçurur.’
Adı her yıl nobel için geçse de her ne hikmetse (!) bir türlü aday gösterilmeyen yüzyılımızın halen yaşamakta olan edebiyat ustalarından olan Murakami'den bir öykü kitabı:
‘’Kadınsız Erkekler’’
Her biri bir sebeple terkedilmiş erkeklerin birbirinden farklı 7 adet hikâyesinden oluşuyor. Kadınlar için; Terkedilen/aldatılan erkeklerin
Dehasını hissetmeye başladığı zamanlar şapkasının geniş kenarları, hiç kimseninkine benzemeyen ve gelip geçenlerin dikkatini çeken elbisesiyle, içini dışıyla anlatır bir tavırla yürürdü.
Mıntzuri bu toprakların evlatları olan bizler için öyle bir yazar ki, tüm kalbimle çok ama çok daha fazla okunmasını diliyorum. İstiyorum ki herkes, Mıntzuri’nin kitaplarını okurken benim içimde doğan o sıcacık hissi tatsın, unutulmuş geleneklerle tanışsın, yüz yıl önce atalarımızın nasıl yaşadığını öğrensin, köy yaşamının o zorlu, yoksul ama
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı
Behçet Necatigil
Bu kitapla 21. günümüz, yarısını ancak geçebildim. Mübadele döneminde geçen önemli bir eser diye düşünüyorum ama Yılmaz Karakoyunlu’nun yazım tekniği ve benim kafamın doluluğu sebebiyle akıp gidemedi kitap bende. Kitaptaki çok şehirliliği ve çok karakterliliği takip etmekte zorlandım. Bir de bana kalırsa her şehir her karakter başlı başına roman konusu. Yazar; şehirler, zamanlar, karakterler arasındaki geçişi çok geniş ve müthiş bir perspektifle ele almış. Kolay okunsa bile sıkı takip gerektiriyor okurken.
Ancak bu akşam kitap kulübümüzde bu kitabı konuşacağımız için biraz internete daldım. Ne kadar yönlü bir isimmiş Karakoyunlu. Bakan, bestekar, finans uzmanı, yazar vs… Siyasi kimliğini kenara koyup baktığımda bu kadar disiplini bir arada yürütebilmenin çok sıkı bir disiplin gerektirdiğini düşünüyorum. Bu çok yönlülüğünü yönetebilmesine hayran kaldım.
Adını duyurmuş kitaplarından ‘Salkım Hanım’ın Taneleri’ni mutlaka okumam gerektiğini düşünüyorum.
Zümrüt Yeşil, "Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer" kitap serisinin üçüncü ve son kitabı. Bu yüzden incelemem tüm seriye yönelik olacak. Öncelikle kitabın içeriği bilimkurgu ve romantizm sentezinden oluşuyor diyebilirim. Kullanılan bakış açısı ve anlatım yönünden bakılırsa genç kurgu esintileri oldukça hissedilir. Kitap Gwendolyn
Ona göre tek gerçek yaşadığımız andı. Hayat şimdilerin toplamıydı. Bense her ne kadar anda kalmak istesem de bunu asla beceremeyen bir geniş zamanlar kadınıydım. Belki de bizi farklı kılan ilk ve en önemli şey buydu.
"Sen bahtiyar değil misin, kardeşim? Bak, senin bahtiyar olmadığını düşündükçe benim ta şuramdan, ciğerimin ta ortasından bir acı şeyin aktığını hissetmiyor musun? O küçük odada senin bütün gizlenmiş dertlerini içine almaya yetecek kadar geniş bir yer bulurdun. Neden gizli ağlıyorsun? Mademki senin ağlanacak şeyin var, niçin beraber ağlamayalım? Evet ne olur, ara sıra kalbinin üzerinde bir ağır yük hissedip de onu atmaya muhtaç olduğun zamanlar odama uğrasan ne olur?.."