Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
yolu üstüne çıkan her şeyi yalayıp yutan bu doymak bilmez iştahı duyuyorum. başkalarının acılarıyla sevinçlerine ruhumu besleyen bir gıda olarak, kendimle ilgili olduğu sürece ilgi gösteriyorum. sevginin beni çılgınlıklara sürüklemesi artık imkansız. hırs, yaşadığım şartlar yüzünden bastırılmış, ama başka bir biçimde ortaya çıkar bende, çünkü bence hırs, egemenlik isteğinden başka bir şey değildir; benim de bütün çevremdekileri boyunduruğum altına almak, kendime göre aşk, bağlılık ve korku yaratmak demek olan asıl zevkim egemenliğin başlıca belirtisi ve en büyük zaferi değil mi? başka birinin acılarının ya da sevinçlerinin kaynağı olmak -hak söz konusu değilken- gururumuzu bundan çok besleyen bir şey düşünülebilir mi? peki mutluluk ne? doyma noktasına ulaşmış bir gurur. kendimi dünyadaki öbür insanlardan daha iyi, daha güçlü hissedebilseydim, mutlu olurdum; herkes beni severdi. kendimde sonsuz bir sevme yeteneği bulurdum. kötülük, kötülüğe yol açıyor. ilk sızı, başkasına acı çektirmenin zevki hakkında ipucu veriyor bize. kötülük kavramı gerçeğe uygulanmak istemedikçe insan kafasında biçimlenemez. fikirler, organik yaratıklardır. derler ki, doğuşlarından biçim alır fikirler, bu biçim de eylemdir; kafasında daha fazla fikir barındıran biri, ötekilerden daha eylemcidir. bu yüzden de memur masasına bağlanmış bir dahi, ya tıpkı durgun bir hayat süren, örnek davranışlar gösteren, sonra da damar tıkanmasından ölü veren biri gibi ölmek ya da çıldırmak zorundadır.
Sayfa 150 - CanKitabı okudu
STALİN - LENİNİZM'İN İLKELERİ STALİN LENİNİZMİN İLKELERİ İÇİNDEKİLER
Reklam
JOSEF STALİN-DİYALEKTİK VE TARİHSEL MATERYALİZM Diyalektik materyalizm, Marksist-Leninist partinin dünya görüşüdür. Doğa olaylarına yaklaşışı, onları inceleme ve anlama yöntemleri diyalektik, doğa olaylarını yorumlayışı, bu olayları kavrayışı ve teorisi materyalist olduğundan, bu dünya görüşü, diyalektik materyalizm adını almıştır. Tarihsel
207 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Öylesine hülya, kutsal ve uzaksın ki...
240 sayfadan oluşan " Leylim Leylim" 1954-1959 yılları arasında Ahmed Arif'in, Leyla Erbil'e gönderdiği mektuplarını ve 1977'deki son bir mektubunu içerir. Ahmed Arif'in samimi bir dille yansıttığı, yer yer argo sözcükler kullandığı yahut yazım hataları yaptığı bu mektuplar, şairin "karşılıksız aşk" duygularını, sevgisini,
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
Gerçeğe Olan Bağlılık
Galileo, neden projeye karşı çıkmış ve diğer insanlar gibi projeyi göklere çıkarmamıştı? Şayet Galileo böyle yapsaydı, o zaman başarısızlığın nedeni makinenin asıl mucidi değil, makinenin yapımında kullanılan malzemeleri sağlayan "aşağılık" tüccarlar ve "beceriksiz" işçiler olacaktı. Bu neyle açıklanabilirdi? Gerçeğe olan bağlılık, bilim adamı vicdanı ya da açık yüreklilik!
Sayfa 22 - Etkin Yayınevi, 6.Baskı, Eylül 2012Kitabı okudu
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Mektupların yeri hep ayrıdır. Zarfı açmak ve içinde yazan kişinin el yazısı ile yazdığı duygularını okumanın tarifi yok. Fakat günümüzün teknoloji çağında mektuplarda eski anılar gibi sararıyor. Bu anıları canlandırmak için mektup okumayı o dönemlere gitmeyi seviyorum. İşte bu kitapta da 1950'lilere doğru edebiyat şöleni yolculuğu yaptım. Ahmet
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
Reklam
244 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Zorunlu Eğitime Hayır
Zorunlu Eğitime HayırCatherine Baker · Ayrıntı Yayınları · 2000161 okunma
Zen yandaşlarının felsefelere ve akılcı öğretilere ve hiç bir inanca bağlı olmak istememelerinin nedeni şu: Sözcüklere, kavramlara, öğretilere, kesin kurallara, ya da davranış yasalarına bağlılık bizim her zaman ve her yerde geçerli olan gerçeğe, o derin anlama ulaşmamızı engeller. Bu durum Buda’nın sözleri için de geçerlidir. Onun konuşmaları ve aktarılan sözleri konuştuğu dilin olanaklarıyla sınırlandığı gibi dinleyicilerinin anlayışına ve içinde bulunduğu ortama uymuştur. Katıksız yalın gerçek ise sözcüklerle söylenemez.
Yol Yayınları
Geri16
102 öğeden 91 ile 102 arasındakiler gösteriliyor.