André Breton: üzerine bir inceleme.
andre breton: şair, kuramcı ve gerçeküstcülüğün babası… rimbaud ve apollinaire’den, daha sonra lautreamont’tan etkilendi. Andre breton ve arkadaşlarına göre, insan ve sanat ancak bilinçaltı serbest bırakıldığında özgür olabilirdi. Breton’un getirdiği bu düşünce akımı çok geçmeden tüm edebiyatın da ötesinde birçok sanat dalını etkileyecektir.
Yüzyılı Aşkın Soru: Dostoyevski mi Tolstoy mu?
Yüzyılı aşkın ve herkesin en az bir kere kendine sorduğu bir soru. Tolstoy mu yoksa Dostoyevski mi? Bu soruya bir şekilde herkesi herkesle kıyaslayabilen, rekabete sokabilen bizim coğrafyamızda daha sık rastladığımı da rahatlıkla söyleyebilirim. Lafı çok uzatmadan konuya gelelim. Böyle bir kıyas sonucunda ulaşacağımız sonuç boş küme
Reklam
İnsanların büyük bir kısmı saplantılıdır. O yüzden insanların algısına göre pozisyon belirlemek anlamsızdır. Ben hakikatin var olduğuna ve insanın onu bilebileceğine inanırım. Ama böyle bir derdi olmayanın da onu bulamayacağını reddetmek sağduyuyu inkar olur. Bu anlamda insanların %99’u kurgusunu gerçeklik zanneder ve olayları, kişileri kurgusuna göre ele alır. Kurgusuna uymayan iyi ya da normal bir insanı şeytan gibi görebileceğini bilirim. Burada sorunun o kişide değil saplantılı kurguda olduğunu anlamak lazım. Kendinizi mizana çeken bir özsorgulama her zaman önemli. Yoksa hastalıklı kurguların oyuncağı olarak ömür tüketirsiniz.
ANLAYARAK OKUYUN..
Ben insanları kültürü dili inancı ve ve kimliği üzerinden asla yargılamam ve eleştirmem Yargılamaya ve eleştirimeyede kimsenin haddi ve hakkı değildir bu tümüyle faşizm olur Ancak ben insanları birey olarak ahlakını duruşunu kişiliğini karakterini ve hatta görüşünü eleştirir ve yargılarım Yaşadığımız coğrafyada toplumsal ve bireysel hak ve hürriyetlere tanınan tolerans ortada Halen insanlar kimliği ve inancı nedeniyle faşist yasalar ve gerici kesimler tarafından katledilmekte ve cezalandırılmakta Bu gerçeklik ortada iken sanki bu ülkede demokrasi çıtası tavan yapmış dünyanın en demokratik ülkeleri arasında yer alıyormuş gibi sırf farklılık ve fantazi olsun diye hemcinsleri ile cinsel ilişki yaşamak için yasal teminat ve özgürlük isteyen burjuva özentisi ile dejenere olmuş bir takım kişiler lgbt olarak örgütlenip bir takım taleplerde bulunmakta Cinsellik insanların özelidir kim kiminle cinsel ilişki veya duygusal birliktelik yaşamak istiyorsa yaşaya bilir Fakat bunu bu gerici ve faşist devlet içinde toplumsallaştırmak ve ideolojik bir çerçevede topluma dayatmak ahlaki değildir Altını çizerek söylüyorum bireysel anlamda gay ve lezbiyenler cinsel tercihini bireysel olarak yaşama hakkına sahiptir Ve bu tercihi sadece kişisel tercihi olarak kalmalı Ama bunu bunu bu toplumda farklı renklere boyayarak genç nesili böyle bir ilişkiye özendirmek etik ve ahlaki değildir Hele ki bunu sosyalist kulvarda ideolojiye entegre ederek toplumsal sorun haline getirmek hiç doğru değildir...
Platon'un alegorik mağarasında hâlâ insanlar yaşamaktadır. Ellerinden ve ayaklarından zincirlenmiş insanlar, ışığa sırtlarını dönüp duvara karşı oturmaktadır ve nesnelerin duvara yansıyan gölgelerini yegâne gerçeklik zannetmektedirler. Gerçeği görebilmek için gözleri acıtan işığa bakmak gerekir. Dünyanın ilk gününden beri bu böyledir: Bilmek acı verir. #gecerkendergi
Ne güzel bir sözdür;
''Yolu rastgele yürürsen ömür olur,denginle yürürsen şiir olur...''🤍
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.