Ares: (Lat. Mars): Athena aklın yönettiği savaşı simgelediği halde, Ares çılgın savaşçı, körü körüne çarpışmayı, amaçsız kıyımı simgeler. Zeus, Hera'dan olma bu uğursuz oğlunu şöyle niteler İlyada'da:
en iğrendiğim tanrısın sen,
hep hırgür, kavga, savaş işin gücün
ele avuca sığmaz huysuzluğun, biliyorum,
anandan gelme sana, Hera'dan.
*
Aphrodite, topal ve çirkin kocası Hephaistos'u Ares'le aldatır. Aphhrodite'nin evlilik dışı bu ilişkisini, kocası Hephaistos'a, her şeyi gren güneş tanrı Helios haber verir. Hephaistos ise bunun öcünü şöyle alır: Görünmez ve kopmaz iplerden bir ağ yapar. Yalancıktan gidiyormuş gibi yaparak evden çıkar, iki sevgiliyi kendi yatağında suçüstü yakalar ve onları görsünler diye bütün Olympos'luları çağırır. Aldatıldığını tanıklarla ispatladıktan sonra, Zeus'tan, ona düğününde verdiği armağanları geri ister ve Ares'ten zinanın karşılığını alır.
Ares, savaş alanlarında, ölüm saçan varlıkların eşliğinde dolaşıp durur. Yanında kızkardeşi Eris (Kavga), Aphrodite'den olma iki oğlu Deimos (Bozgun) ve Phobos (Korku, Yılgı), savaş ve yıkım tanrıçası Enyo, şiddetli ölüm tanrıçaları Keres'ler ve kargaşanın simgesi Kudoimos bulunur. Homeros'ta ''dev cüsseli'' diye anlatılır Ares. Başlıca işareti mızraktır.
Arkaik vazolarda sakallı ve tepeden tırnağa silahlı olarak gösterilir. Daha sonraki heykellerde, idealleştirilmiş çıplak bir gençtir. Savaş niteliğinden sadece miğferi kalmıştır. Daha çok oturmuş olarak ve düşünceli düşünceli önüne bakar durumda tasvir edilir.