Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kâmil Bey, ömründe Yakacık'tan öteye geçmemiş bir İstanbul çocuğuydu. Anadolu hakkında zaten hiçbir fikri yoktu. İstanbul'a gezgin satıcı, apartman kapıcısı, hamal, besleme sağlayan sınırları belirsiz bu memleket, elbet içinde yaşayanlardan başka türlü olamazdı. Öyleyse, kendi kendisine davranıp kalkmasını, isyan ederek silaha sarılmasını ummak boşunaydı. İstanbul —İmparatorluğun başı-kubbelerden kamburlarını çıkararak böyle sinmişken, Anadolu ne yapabilir ki? Hele Antalya-Konya bölgeleri İtalyanların; Antep, Maraş, Adana Fransızların; Samsun tarafları İngilizlerin, Zonguldak Fransızların işgali altında olursa... Anadolu' neresi? Yunanla dövüşenler kimler? Ankara ile Mustafa Kemal mi? Kâmil Bey fazla düşünmeden milletin —yani İstanbul'un-ümitsizliğine hak verdi.
80 syf.
·
Puan vermedi
1925'te yayımlanan eser, yazarın 20. yüzyılda çığır açmış uzun hikayesidir; günümüz okurunu da etkilemeye devam etmektedir. Dönüşüm, gerçekle kurgunun iç içe geçtiği bir cümleyle başlar. Gezgin satıcı Gregor, böceğe dönüşür, ailesinin borçlarını zamanında ödeyemez ve onlar için bir külfet haline gelir. Artık topluma bağdaşması mümkün olmaz, gün geçtikçe yabancılaşır.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Flipper Yayınları · 2018222,6bin okunma
Reklam
İran Masalları Hakkında-2 | Kubilayhan Yalçın..
Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı İmparatorluğunda Marjinal Sufilik: Kalenderîler adlı çalışmasında şöyle diyor: * “Hacı Bektaş-ı Veli’nin tıpkı Barak Baba gibi, yarı çıplak, saçı sakalı, kaşları kazınmış, ama uzun ve gür bıyıkları olan bir Haydari şeyhi olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Hiç şüphesiz bu portre, klasik Bektaşi ikonografisinde iyice yer
Kimseye söyleyemiyordum bunu, hiçbir şey söylemiyordum; ama yavaş yavaş öyle bir duyarlılık, daha doğrusu duygusallık ediniyordum ki, ruhum açık bir yaraya benziyordu. Ona dokunan her şey acı kasılmalara, korkunç titreşimlere, ardından da gerçek yıkımlara yol açıyordu. Ne mutlu doğanın kayıtsızlık zırhıyla donattığı, aldırmazlıkla silahlandırdığı insanlara!
Oysa var olmaya devam etmemiz için hiçbir ama hiçbir sebep yok
Sakıngan bir tavırla, "Çok neşelisiniz mösyö," diyor. "Düşünüyorum da," diyorum gülerek, "hepimiz şurada oturmuşuz, o değerli varoluşumuzu sürdürmek için yiyip içiyoruz. Oysa var olmaya devam etmemiz için hiçbir ama hiçbir sebep yok." Otodidakt ciddileşiyor, söylediklerimi anlamak için çaba harcıyor. Fazla sesli
Sayfa 165Kitabı okudu
Sevgime karşılık verdiği için yürekten sevdiğim ilk varlık buydu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Bizler, hemen hepimiz, görünüşü gerçeklik saymaya, insanları gösterdikleri gibi sanmaya alışmışız; pek azımızda başkalarının gerçek, gizli doğasını sezmeye izin veren koku alma yetisi vardır.
Biliyorsunuz, hiçbir şeyim yok benim, tek meteliğim bile.
Ben kadın olsaydım, ilk karşılaşmamızda bana saygısızlık eden erkeği bir daha yanıma sokmazdım
Reklam
Nereye gitmişti o kadın? Hani şu sevdiği, eski kadın?
O kadar canım sıkıldı ki, görmemek için başımı çevirdim.
En acıklı koşullarda bile olsa, ölen bir insan dehşet uyandırmaz; bir çarpışma alanı dehşet verici değildir; kan dehşet saçmaz; en aşağılık cinayetler bile kırk yılda bir dehşet vericidir.
Birkaç gündür karın habercisi güzel bir don yaşıyoruz. Ben bayılıyorum bu havaya ve senin o Allah’ın cezası kaloriferini yakmaktan kaçınıyorum…
959 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.