Ruh,bir tas suya benzer. İzlenimlerimiz ise suyun üzerine düşen ışık hüzmesi gibidir. Su karışırsa ışık da hareketli gibi görünür ama aslında öyle değildir. Bu yüzden bir kişi soğukkanlılığını kaybettiğinde sorun yeteneklerinde ya da Erdemli özelliklerinde değil varoluşunun kaynağı olan ruhundadır. Ruh sakinleştiğinde her şey sakinleşir.
Zamanların en iyisiydi,zamanların en kötüsüydü,hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku,aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu.
Gerçekte Hiçbirimiz zevkinin ne olduğunu anlamamıza yardımcı olmaları için ne Yunanlı filozoflara ne 19 yüzyıl psikanalistlerine Ne de 20. yüzyıl Bilim adamlarına ihtiyaç duyarız. Onu hissettiğimizde biliriz. Sevdiğimiz kişinin bir dokunuşunda ya da gülümsemesinde , soğuk ve yağmurlu bir akşam aldığımız sıcak bir banyonun rahatlığında,gün batımının güzelliğinde zevki tanırız.