"Ellere kanıpta gitme sevgilim
Hayat bu, gün gelir harcarlar seni
Bir de saçlarına karlar yağınca
Eskimiş şal gibi atarlar seni
Eğer gideceksen mani olamam
Düşersen sonunda yine bul beni
Vefasız kullardan vefa bekleme
Kıymetsiz bir pula satarlar seni"
"Şu garip gönlüme olanlar olmuş
Belki de o beni çoktan unutmuş
Nerde kim bilir, aşıktır Allah bilir
Bir gülü sevdim, bir onu sevdim
Tek mevsimlikmiş ah geçiverdi
Gel etme dedim, kal gitme dedim
Söz dinlemedi bak kaçıverdi"
"Gönül Dağı"nın ardından Zeki Müren' in "Gitme Sana Muhtacım" şarkısı çalmaya başladı. İçim acımaya başladı. "Radyoyu kapatır mısınız?" dedim.
Sayfa 26 - Profil YayıncılıkKitabı okudu
Bir gülü sevdim bir onu sevdim
Tek mevsimlikmiş ah geçiverdi
Gel etme dedim kal gitme dedim
Söz dinlemedi bak kaçıverdi
youtu.be/Jhkrm_JfrWE
Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı?
Müzeyyen Senar gittiği günden bu yana bir daha; “Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni” diye sevebilecek çıkar mı? “Benzemez kim sana” derken içimizi kim cız ettirecek ki?
Ya Zeki Müren gibisi gelir mi bundan sonra? Kim, “Gözümden öpme ayrılıktır derdin.
Duygusal güzel bir alıntı...
Kime tutunacağız ki bundan
sonra, Söylesenize.. !!😥
“Tutunacak dalımız mı kaldı”
Müzeyyen Senar gittiği günden bu yana bir daha;
-“Aşık gibi sevmezsen,
kardeş gibi sev beni” diye sevebilecek çıkar mı?
-“Benzemez kim sana” derken içimizi kim cız ettirecek ki?
Ya Zeki Müren gibisi gelir mi
bundan sonra?
-Kim “Gözümden öpme
ayrılıktır
Bu bir veda değil sonsuzluğun başlangıcı...
Hala sevdiklerinize "Gitme Sana Muhtacım"
diyorsanız, duvarlarınıza, defterlerinize
"Elbet Bir Gün Buluşacağız, ZEKİ MÜREN
Yanılmış Olamaz" yazıyorsanız ve hala
mutluluğunuzda, hüzünlerinizde, neşenizde, üzüntülerinizde bir şarkısını dinliyorsanız
bizlerle yaşıyor, yaşayacak demektir.
Sanat Güneşimiz Zeki Müren'imiz asla unutulmadı, unutulmayacak, unutturamayacaklar efendim.
Sonsuz sevgi, saygı, minnet ve bitmeyecek
özlemle... #24Eylül #1996 #Veda
Zeki Müren
Eylül...
Eylül geliyormuş, sonrası kar, kış, zemheri. Ellerini ısıtacak eli Ağustos'ta bıraktıysan, sabahçı kahvelerinin duvar dibindeki, pencere kenarındaki iki kişilik uzak masasının başı dumanlı, gözü nemli, dili kilitli hüzün esriğisindir artık. Gamın cehennem ateşidir, usul usul yanar için, kimseler görmez.
Her gidiş bir hazan olur, bir kış açar