Her insan keşfe değer bir evrendir. İçimizde keşfedilmeyi bekleyen birçok yetenek ve büyük bir gizilgüç vardır. Ama biz her nedense kendimizi küçümseme eğilimi içinde " Ben tek başıma ne yapabilirim? Benim gücüm neye yeter ki?" Deriz. Oysa her türlü zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayacak, bizi özgürleştirecek olan o yüce güç, büyük potansiyel ya da diğer adıyla mucize içimizde saklıdır. " Ne ararsan kendinde saklıdır." Dememiş midir mevlanamız?
Evet ama insanlardaki bu yıkıcılık, bu saldırganlık duygusu nerden kaynaklanıyordu? Kent içi vapurlarının, otobüslerin koltuk kaplamalarının bıçakla yırtılması, boş evlerin camlarının taş atılarak kırılması, caddelerdeki çöp sepetlerinin ateşe verilmesi, telefon kulübelerinin ve telefonların kırılması vb... Bu kırıcılık, yıkıcılık, saldırganlık nerden geliyordu? Dieter Duhm'un Kapitalizmde Korku adlı kitabında, bu sorunun yanıtını bulduğumu sanıyorum: Dürtülerin baskı altına alınması, ezilen bireyde bir saldırganlık gizilgücü yaratır; bu gizilgüç, sistemin iç ve dış düşmanlarına karşı kanalize edilerek, kapitalizmin çıkarları için doğrudan kullanılabilir.
Reklam
İnsanın henüz dölüt durumunda iken bacak ve kol­larının olması gibi, bu gizilgüç ve yetenekleri de vardır. Yaratı­cılık, kendiliğindenlik, kişisellik, özgünlük, başkalarını önemse­me, sevme, gerçeğin peşinde koşma gibi potansiyeli, kolları, ba­cakları, beyni gibi türüne özgüdür. ..
Sayfa 171 - KuraldışıKitabı okudu
İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
"İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür. (...) Boşluk duygusu genellikle insanların, hayatlarına yahut içinde yaşadıkları dünyaya ilişkin etkili bir şey yapmaktan aciz olmalarını hissetmelerinden kaynaklanır. İçsel boşluk duygusu, kişinin yılların birikimiyle hayatına yön verme, başka insanların ona olan davranışlarını değiştirme yahut içinde bulunduğu dünyayı etkileme gücünün olmadığına dair inancının bir sonucudur."
Sayfa 27 - Modern İnsanın Yalnızlığı ve EndişesiKitabı okudu
İnsaoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
Sayfa 27 - 14. Baskı
Reklam
141 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.