Öncelikle de, dünyadaki yetersiz beslenen insanların yaklaşık dörtte üçünün kırsal bölgelerde yaşaması gibi en önemli olgudan hareket etmek gerekiyor. Kırsal bölgelerde yaşayanların arasında çoğunlukla, yetersiz ekipmana, elverişsiz yerleşim yerlerine ve konutlara sahip köylüler var; aynı, kentlerde yaşayan ve kendileri kadar yoksul olan tarım
Muhacir Allah'ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir. Bu bakış açısından hicret, kalpte gerçekleşen bir göçtür. Kötülüklerden iyiliğe, nefsin arzularına kölelikten özgürlüğe ve Allah'a kulluğa göç.
Nicedir Hz. Hüseyin'in şahadetine şahit olan kardeşi Hz. Zeynep gibiyim. Zulmün her gün Hüseyinleri boğduğuna şahidim. Zeynep gibi Yezid'in sarayında Yezid'e karşı sözler biriktiriyorum; ama Zeynep gibi güçlü de olamıyorum. Bazen gökyüzünde hayal meyal bir kervan gördüğüm oluyor, kervanın sonuna takılsam diyorum. Oysa bir geveze serçe kuşu şu çelimsiz kanatlarıyla uzun bir yolculuğa çıkamayacağını bilir. Ama küçük yüreğinde büyüttüğü kocaman bir sadakat yemini varsa ve kanadından âminler tutarsa; o göç kervanının uzaklarda bir yerlerde serçeleri, güvercinleri, üveyikleri, kanaryaları beklediğini bilir.
Ama boş lafın vakti geçti; cemre suya, kor havaya düştü.
ısındı ortalık...
İlkin leylekleri kurşunluyorlar Mezopotamya'da...
İhtimal ki, leyleklerden sonra sıra sivillere gelecek, gezgin kuşlar ise yaralı mülteci sürüleri gibi kaçışıp asırlık göç yollarını değiştirecek.
Göçecek başka yollar, uçacak yeni semalar, sığınacak farklı limanlar arayacaklar.
Ama korkarım, hayvanlığı onlardan iyi bilen bir kavmi hiç bağışlamayacaklar.