Savaş esnasında göçmen olarak New York'ta yaşarken, büyük Fransız bestecisi Darius Milhaud ile bir akşam yemeği yediğimizi çok iyi hatırlıyorum. Ona şunu sormuştum: "Bir besteci olacağınızı ne zaman anladınız?" Bana, çocukken yavaşça uykuya dalmak üzereyken bildiği herhangi bir müzik türüyle hiç alakası olmayan bir tür müzik duyduğunu ve onu dinlediğini, ardından bunun halihazırda kendi müziği olduğunu keşfettiğini anlattı.