Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... Bize artık karların yağdığı bir yaz günü yaraşır Göçmen kuşların döndüğü bir güz, olsa olsa * Ötesi, kendini iki imzayla onaylatan dünya...
Ahmet Erhan
Ahmet Erhan
Seni tam bulduğum anda yitirmenin korkusu Tam yitirdiğim anda bulmanın sevinci, Seni treni kalkan bir yolcunun telaşı, Seni ilk öyküsünü bitiren genç bir yazarın hevesi Seni kayaları parçalayarak akan bir ırmağın deliliği, Seni güneşin tembel bakışları altında Uzanan başakların dinginliği, Seni bayramlık için para biriktiren Küçük bir çırağın sabırsızlığı, Seni bilmem hangi zalim kurşunun Kırdığı kanadına söz geçiremeyen Göçmen kuşun çaresizliği, Seni zorlu yıllardan sonra karşılaşan Kavga arkadaşlarının neşesiyle, Batarak kirpiklerime kadar gümüşten denizlere Vur emriyle aranan bir kaçakmışsın gibi Taşırım can evimin en saklı yerinde...
Reklam
Kökü olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur bir şeyin kökü yoksa orada hatırlanmaya değer bir şey de yoktur...
Erzincan'a kadar yollar, dağlar ıssızdır. Hele yeni biten dünya savaşı, buralarını boşaltmış, insansız bırakmıştır. Yollarda tek tük, berbat, sefil, yorgun-argın bazı göçmen kalıntılarına rastlanır. Bunlar Birinci Dünya Savaşının Ağrı'dan, Erzurum taraflarından söküp, İç Anadolu'ya, Çukurova'ya attığı muhacirlerin artakalan döküntüleridir. Hepsi de aç, çıplak, vasıtasız ve ümitsizdirler. Mustafa Kemal bunları dikkatle süzer. Her rastladığı kafile, onu derin derin düşündürür. Dağlarına, ovalarına daldığı bu uçsuz bucaksız diyarlarda bir avuç tükenmiş insan! Halbuki tasarladığı savaşı, işte bunlarla yapmak zorundadır. Bir defasında, bir su başında bunlardan biriyle konuşur: - Nerelisin ağa? +Eleşkirt tarafından. Çukurova'dan gelirik... -Hepiniz bu kadar mı? +Çohtuk paşa can, çohtuk. Gidende dağlar, dereler göçü almazdı. Bal, lor, davar istediğin kimi. Ama şimdi at da bu, külfet de bu. İster al, ister sat paşa can... Evet, ister al, ister sat! En doğru söz buydu.
Her ne yaşamış olursan ol, ama umudunu yitirme çünkü umut yaşamı besleyen kaynağın kendisidir...
Reklam
Jan ( Sızı )
maktulüydün doğurduğun bütün aşkların gözlerinden vuruluyordu gece sığınacak gök bulamayan göçmen kuşların kanatlarıyla alacakaranlığında tenimin
Bir yol bir eve çıkıyor, evin kapısı ve pencereleri açık, gökyüzü masmavi ve güneş bütün ihtişamıyla parlıyor!… Senin manzaranda niye hava kirliliği ya da bulut yok? Nerede kafamıza Asya virüsleri sıçan göçmen kuşlar? Nerede radyasyon, teröristlerin patlattıkları bombalar? Bütünüyle gerçekdışı bir resim bu.
Gözyaşlarım Bitinceye Dek Ağladım
[Şiir : Nizar Kabbani ] Ey kudüs! Ey peygamberlerin kokusunun yayıldığı şehrim Ey gökle yer arasındaki en kısa yol … Ey Peygamber’in geçtiği gölgeli vaha! Sokak taşlarında hüzün Cami minarelerinde hüzün … Kim kurtaracak İncil’i Kim kurtaracak Kur’an’ı Mesihi kim kurtaracak Mesihi öldürenlerden İnsanı kim kurtaracak … Ey Kudüs ey sevgilim Yarın…. Yarın…. limonlar çiçek açacak Yeşil başaklar ve zeytinler sevinecek Gözler verilecek Geri dönecek göçmen güvercinler temiz çatılara
Sayfa 13 - Şiir Nizar KabbaniKitabı okudu
Kırlangıçlar göçmen kuşlardır. çok hızlı uçarlar. İşte o göç sırasında yüzlerce kırlangıç fırtınaya yakalanıp ölürmüş. Göçü başarıyla tamamlayan krlangıçlar, geldikleri ülkenin sıcak gökyüzünde uçarken, yollarda kaybettikleri arkadaşlarını anımsar, acıyla, öfkeyle böyle çığlıklar atarlarmış...
Sayfa 315
Reklam
Gökyüzünün göçmen kuşları Seneler oldu uğramayalı Hangi diyarda kime gülmektesiniz Bana gelip ağlamanızı özledim
Popülist kimlik, kendi bölünmelerini maskelemek için Öteki'ye negatif göndermeye dayandırılır: Yahudi olmadan Nazi olmaz, göçmen tehdidi olmadan Avrupalı olmaz vs. Gelgelelim, politik doğruculuk da, cinsiyetçi/ırkçı "doğru olmayan" Öteki'ne asalaklık ederek, bir negatif göndermeye temellenir -işte bu yüzden politik doğrucu öznellik ebedi öz-suçluluk(kişinin kendisinde cinsiyetçilik ya da ırkçılığın kalıntılarını araması) ile kibrin (suçlu ötekileri mütemadiyen kınamak ve yargılamak) bir karışımdır.
Sayfa 169
Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1905 yılında doğdu. Selanik’ten aklında kalan en büyük olay büyük teyzesi Emine’nin, çok sevdiği bir arkadaşının oğluna süt annelik yapmış olmasıydı. Cavit Cav ‘Ben teyzemin süt verdiği Mustafa Kemal‘i hayatımda hiç görmedim, hep aileden biri olarak hissettim ama hiç karşılaşamadım’ der. Cavit Cav Aksaray
Yaşam, bir göçmen kuşun gariplik duygusudur.
Sohrab Sepehri
Sohrab Sepehri
SEVMEK CADDESİ SAKİNLERİ
Anladım, kabullendim kalbim susmaz, Biraz göçmen havasında, Biraz ateş pahası sıcakta. Hiç bir hâlim ve kudretim kalmadan, Mecalim kalmayana kadar alıştım bu aşka. Velev ki Allah göstermesin olmasın karşılığı, Bende uzanır gökyüzüne bakarım. Yanımda ki teyzelere desem mi her şeyi? Belki kalbimi okurlar sükutluğumda nefesimde, Aşkın erbabları tam yanımda. Havada sıcak mı sıcak, Kim yine benim kadar aşık oldu anlamam. Birkaç sokak aşağıda ki sahilde, Nasıl kavuşmuştur kim bilir aşıklar, Şimdi bende güzel bir his hissettim. Bir şarkı tutuyor gönlümü albatros duraklarında, Gökyüzünün kuşlarıyla doğaya bir merhaba. Bana en güzel aşkı anlatsınlar, Çünkü ben sussam kalbim susmaz, Bana şu hâli bir güzel anlatsınlar. AYKUT BARIŞ ÇELİK
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.