Mutluydu Levin, ama aile hayatına girince, her attığı adımda, bu mutluluğun kendi hayal ettiği mutluluktan bambaşka olduğunu görüyordu. Her attığı adımda, durgun bir gölde ufacık bir kayığın düzgün ve mutlu gidişini hayran hayran seyreden bir adamın, bu kayığa kendi bindikten sonra duyabileceğine benzer bir duyguya kapılıyordu. Bu kayıktaki yolculuğun öyle rahat rahat oturup, kayığı kendi sürüklenişine bırakmaktan ibaret olmadığını; nereye doğru gittiğine dikkat etmesi, bunu bir an bile unutmaması da gerektiğini; ayaklarının altında su bulunduğunu, alışık olmayan avuçlarının gerçi kabardığını, ama yine de kürek çekmesi gerektiğini; bu işin, dışarıdan bakınca kolay gözüktüğünü, ama yapmaya gelince, hem çok tatlı, hem de zor olduğunu görüyordu.
Gece
bir tabut gibi çöker omuzlarıma
bir ölünün iç çekmesi olur rüzgar
hüzünle düşünürüm uzaktaki bir evi yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta
hasreti bir ben bilirim bir de gecenin gözlerindeki baykuş
baykuş kötü kuş baykuş çirkin kuş
onu hüznümle güzelleştiririm. hüznümle
süsler. bir damın üstüne oturturum
süsler. Damımın üstüne oturturum-sizi hiç
Tarihi kişilikler hakkında yorum yaparken nedense tek taraflı bir bakış açısı sergilenir. Ya hep iyidir ya da hep kötüdür. Ortası yok. Savunulan kişi ya da kişilerin yanlışlarına gözler kapalıdır. Antipati beslenenlerin ise her yaptığı göze batar.
Ancak pek çok kimsenin aklına söz konusu kişi ya da kişileri içinde bulunduğu dönemin
Yazarın okuduğum ilk kitabı. En çok okunan bilinen kitabı
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git , duymayan yoktur neredeyse , etkileyici bir kitap ismi fakat yazarın cümleleri ve anlatım tarzı o kadar yüreğe dokunuyor ki ne yazmış olsa merak edilip okunabilecek birisi.
Bu kitaba gelirsek , kısa denemeler diyebiliriz bir
"Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Fakat anladım ki, bu da zor bir iş; çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek."
Tolstoy