Gecenin en karanlık saati güneşe en yakın olduğu vakittir.
Aydınlık neden kutsaldır o an bilir misin?
Çünkü gece fazlasıyla uzun ve karanlık geçmiştir.
Şükür neden kıymetlidir o an bilir misin?
Gözlerin görebildiği halde kör yaşamayı tecrübe ettiğin içindir.
Sevme edimi esnasında bir şey doğar, buna katılanların ikisi de kendileri için doğan bu yeni yaşama minnetle bağlanır. Özellikle sevgiyi ele alırsak, anlamı: Sevgi, sevgi üreten bir güçtür.
"Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak!.... Çabasız. Ama biliyordu: Yetinemeyecekti. Başka şeyler gerekti. Güçlüğü umutsuzca zorlamak bile güzeldi."
"Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
"Kişinin inanın bana boş, anlamsız bir yaşam sürmediğini, bir insan ya da amaç uğruna yaşadığını bilmesi çok önemli. Eğer yaptığınızla başka birinin yaşamını kolaylaştırıyorsanız hiç çekinmeden en ağır yüklerin bile altına girmeye değer."
"Yaşamda sevgiye gerek duyanlar, sağlıklılar, kendine güvenenler, gururlular, neşeliler, yaşamın zevkini çıkaranlar değildi. Onların buna ihtiyacı yoktu. Onlar sevgiyi yalnızca kendilerine sunulması gerekli bir şey olarak niteliyor, kayıtsız, kendini beğenmiş bir tavır takınıyorlardı. Sevgi onlar için yalnızca bir olgu, saçtaki bir toka, koldaki bir bilezik gibi başkaları tarafından sunulan bir armağandı; asla yaşamın anlamı ve ulaşabilecek en yüce mutluluk değil! Kaderin silsilesini yemişlere, umudu kırılmışlara gerçekten de sevgiyle ulaşılıp yardımcı olunabilirdi. Onlara yaşamını adayan, yaşamın onlardan esirgediğini onlara bağışlamış oluyordu. Yalnızca onlar olması gerektiği gibi sevmeyi ve sevilmeyi biliyorlardı: alçakgönüllülükle ve minnettarlıkla! "