Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
İki Kule Karakterlerinin Film ve Kitap Kıyaslaması
Veee geldik serinin ikinci kitabı olan “İki Kule” kitabındaki karakterlerin yorumlarına. İlk kitap ile başlayan bu yazı serisinin Yüzük Kardeşliği kitabı hakkındaki yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
“İki Kule” kitabı sinemaya oldukça iyi uyarlanmış. Kitap ve film arasında farklılıklar yok denecek kadar az, ama elbette farklı olan yerler var. Filmi
Üçleme öncesi önce Hobbit
Yüzüklerinin Efendisi üçlemesine giriş seviyesi olarak da tanımlanıyor. Bazı kaynaklar “Silmarillion” kitabının başta okunmasını sonra Hobbit ve üçlemeyi okunmasını tavsiye ederler ama Silmarillion daha derinlemesine bir kitap olduğundan okurken zorlanacağım düşüncesinde olacağım için Hobbit kitabıyla başlamak benim için çok daha iyi oldu. “Hobbit” yazar Tolkien’nin Kadim Zamanlardan sonra kahramanımız Bilbo Baggins’in büyücü Gandalf ve cücelerin başı Thorin’in beraberinde on dört kişilik cüce kafilesiyle, kendini büyük bir maceranın içinde bulduğu süreci anlatıyor. Genel anlamda hiç sıkılmadan bir solukta okunabilecek bir roman. Bilbo’nun Gollum ve Ejderha Smaug’la olduğu bölümleri ise tek kelimeyle muazzamdı. Diyaloglar o kadar akıllıca yazılmış ki o anlarda çok keyif aldım. Siz de benim gibi Yüzüklerin Efendisi üçlemesine başlamak istiyorsanız öncelikle bu kitapla başlamanızı öneririm.
Dünya değişiyor, bunu suda hissediyorum... Eskilerden pek bir şey kalmadı.
Küçük adımlar atman gerekiyor değişen dünyayı tekrar keşfe başlayabilmek için. Tüm maceralar seni bekliyor. O atılan ilk adımdan sonra yaşayacağın her şeyi sabırsızlıkla beklediğini biliyorum. Tüm dünyayı keşfettim neredeyse sevgili okur. Diliyorum ki keşke ben senin yerinde olsaydım ve bu büyük dünyayı keşfetmeye baştan başlasaydım.
Evet dostlar, keşfetmeyi beklediğiniz/keşfettiğiniz dünya, Yüzüklerin Efendisi dünyasıdır. Hikayemiz o kadar dolu ve sürükleyici ki bu bitmesin istiyorsunuz.
Aslında başyapıtı okumayanların bu tarz kitap okumadıklarını düşünüyorum. Yüzüklerin Efendisi ne tür kitaplar seviyorsanız sevin kesinlikle okunması gereken bir kitap. İçerisinde her tür bulunmakta. İlk bu dünya ile tanışmam ilkokul 4-5. Sınıfta olmuştu. Berk diye bir arkadaşım sayesinde filmi izlemiştim. Gollum beni korkutmuştu. Lakin şimdi çok severim kendisini. Hatta kitaplığımda bir biblosu bulunmaktadır. Yüzüklerin Efendisi serüvenim bu şekilde başlamış oldu. Henüz kitaplara başlamadan internet kafede oyunlarına başlamıştım. Oyundan sonra kitaplara başladığımda asıl evrenin içine girdiğimi daha yeni fark ediyordum.
Dünya değişiyor... :)
Tekrar tekrar izlediğim, okumaktan hiç sıkılmadığım, oynamaktan büyük zevk aldığım ve kitaplığımda biblolarla doldurduğum, odamın duvarlarını posterlerle donattığımın koca bir dünya haline geldi.
"Bu kitabı beğendiniz mi?" diye soruyorlar :) hayır beğenmedim, ben bu kitabı yaşıyorum efendim.
İyi eğlenceler...
Bitirdim seriyi sonunda ve hayran kaldım. Filmi zaten beğenimi ifade etmeye bile gerek duymadığım bir film. Beğenmek dışında başka seçenek yok gibi geliyor bana. Kitap da harika. Bir kere kitap sonundaki eklere bakınca şuna karar verdim, Tolkien dahi. Ya da deli. Ya da dahi bir deli. Deli bir dahi. Bilmiyorum. Ama normal değil. Adam bambaşka
416 syf.
·
Puan vermedi
Frodo ve Kardeşliğin Tek Yüzüğü yok etme arayışı devam ediyor. Frodo ve Sam, gizemli Gollum tarafından takip edildiklerini keşfederler. Aragorn, Elf okçusu Legolas ve Cüce Gimli, bir zamanlar büyük Kral Theoden'in Saruman'ın ölümcül büyüsüne kapıldığı kuşatma altındaki Rohan krallığıyla karşılaşır.
“Ferman padişahınsa dağlar bizimdir.” Aslında bu bir isyan nidası gibi görünse de bir gerçekliğin ifadesidir. Devlet gücü tüm ülkeye tam kesintisiz ve adaletli bir şekilde sirayet edemez. Bu hiçbir zaman ve hiçbir coğrafyada mümkün değildir. J. J. Rousseau “Toplum Sözleşmesi” eserinde şöyle der: “Bu toplumlarda baş bir baba, halk da çocuklar
