Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
İlk Doğa Filozofları, Fikirleri ve Öğretileri:Atomcu Felsefe Fragmanları
"Söz, eylemin gölgesidir." - Demokritos 1. Giriş: Bu inceleme yalnızca kitap üzerine olmayacak. Felsefe Tarihi’ne doğru çok kısa bir yolculuk gerçekleştirecek ve sonrasında Doğa filozoflarından bahsederek Atomcu felsefeye geçeceğiz. Ek olarak,
Demokritos
Demokritos
ve
Leukippos
Leukippos
’un hayatları ve diğer filozoflarla ilişkilerine dair bilgiler de yer alacak. Zaman ayırıp okuyacak olanlara teşekkürler. 2. Felsefe Nedir? En kısa şekliyle bir “bilme isteği”dir felsefe. Var oluşun, insan zihninde yankılanması ve damıtılması sonucu meydana gelen somut verilerdir. Düşüncenin vücut bulmuş hali demek de mümkündür elbette. Bir olgu, kavram, canlı veya objenin olabildiğince her yönden açıklanmasıdır. Neden var olduğu, var olmak için hangi kaynaklara ihtiyaç duyduğu, anlamı ve hem doğa hem de insan nezdindeki yerinin sorgulanması ve bilimsel veriler ışığında ortaya konmasıdır. Ortaya çıktığı günden itibaren üzerine sayısız söz söylenen, yazı, tez, kitap yazılan felsefe kavramı elbette bu kadarla sınırlı değildir. Kısaca, ana şablon itibarıyla bu tanımlar üzerine inşa edilmiştir ve farklı cümlelerle de ifade edilebilir. Şimdi daha da önemli olan bir konuya, felsefenin doğuşuna göz atalım. 3. Felsefe ve Bilimsel Düşünce Neden Antik Mısır’da Oluşmadı? Mısır, dünya medeniyetinin en önemli noktalarından biridir şüphesiz. Antik çağlardaki Mısır toplumu matematik, geometri ve astronomi gibi konularda diğer ülkelerin çok ötesinde bir bilgiye sahipti. Mısır Piramitleri’nin inşası ve Nil Nehri’nin insanlar için hayati öneme sahip olması Mısır’ın bu alanlarda ilerlemesine neden olan en önemli faktörler arasında gösterilebilir. Bir mühendislik şaheseri olan piramitlerin matematik, geometri ve astronomi bilmeden inşa edilmesi mümkün değildir. Nil Nehri’nin önemi ise elbette ki çok büyütür. Her yıl taşan ve çekilen nehrin suları ardında büyük bataklık araziler bırakıyordu ve bu durum Mısırlılar için tarımı elverişsiz hale getiriyordu. İnsan aklının kullanımının önemi tam olarak burada ortaya çıkıyor ve Mısırlılar zekâlarını kullanarak doğayla rekabet edebiliyordu. Toplumsal konulara dayalı geliştirilen bilimsel sistemlerle birçok sorunlarına çözüm bulan Mısırlılar'ın saf merak çerçevesinde bir bilimsel düşünceye sahip olmadıklarını görürüz. Bu durum da bizlere felsefenin ve bilimsel düşüncenin doğumunun Antik Yunan’da olduğunu söylüyor zira İyonyalılar’ın saf bir merak üzerine düşüncelerini geliştirdiklerine şahit oluruz. Mısır’a ek olarak diğer Mezopotamya uygarlıkları için de bu durum geçerliydi. Babil, Asur, Sümer gibi büyük uygarlıklar da kimi açılardan dünyanın geri kalanından oldukça ileridelerdi. Hatta öyle ki, yazıyı bulan Sümerlilerdi fakat iş felsefe ve bilim üretmeye geldiğinde aradan birkaç bin yıl daha geçmesi gerekecekti. Ve böylece tarihler bizleri M.Ö. 6. yüzyıla getirdi. Yer olarak ise Anadolu topraklarındayız. O zamanki adıyla Küçük Asya. 4. Felsefe Nasıl ve Ne Zaman Ortaya Çıktı? Felsefenin resmi olarak başlangıcı Miletoslu
Thales
Thales
’e dayandırılır. Günümüzde Türkiye sınırları içinde kalan fakat Antik Çağ’daki adı “İyonya” olan bu bölge, bilimsel düşüncenin temellerinin atıldığı yer olarak literatüre geçmiştir. Aydın ili sınırları içinde yer alan Milet, dünyanın ilk filozofu Thales’in memleketidir. Doğayı, var olan dini görüşler ekseninde açıklamayı reddeden Thales, düşünce yoluyla anlamlandırmaya çalışmıştır. Teoloji gölgesinden kurtulan düşünce böylece özgün bir hal almış ve binlerce yıllık bir gelişim sonucu günümüze dek ulaşmıştır. Thales’in öğrencileri olduğu söylenen
Anaksimandros
Anaksimandros
ve
Anaksimenes
Anaksimenes
de tıpkı hocaları gibi Miletosludurlar ve aralarındaki fikir alışverişleri ve tartışmalarla bilimsel düşünceye katkıda bulunurlar. Doğu uygarlıklarının yapamadığını yapmış ve felsefenin batıda doğmasına sebep olmuşlardır. 5. Sokrates Öncesi Filozoflar:
Sokrates
Sokrates
, İlkçağ Yunan Felsefesi’nin en önemli dönüm noktalarından biridir. Ondan önce varlık gösteren birçok filozof olmasına rağmen, günümüze hiçbir basılı eser ulaşmamıştır. Yukarıda da andığım Thales, Anaksimandros ve Anaksinemes bu isimlerden yalnızca bazılarıdır ve Sokrates’e dek uzanan süreçte felsefe dünyası onlarca filozofa ev sahipliği yapmıştır. Antik Yunan’ın en önemli devlet adamlarından biri olan ve aynı zamanda şair kimliğine de sahip olan
Solon
Solon
, bu filozoflar arasında yer alır. Khilon, Pittakos, Anakharsis, Anaksagoras, Epimenides ve Pherekydes de dahil olmak üzere literatürde adı geçen birçok filozof vardır. Elbette her biri, felsefe tarihi için önemli isimlerdir fakat hiçbirinin Sokrates etkisi yaratamadığı da bir gerçek olarak durur karşımızda. 6. Felsefede Sokrates Etkisi: Sokrates’le birlikte Antik Yunan’da daha geniş kitlelere ulaşan felsefe, onun öğrencilerinin kendi eserlerini üretmesi ve okullar kurmalarıyla birlikte büyük bir değişim geçirmiştir.
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
bu isimlerden biridir ve eserlerinin birçoğunda hocası Sokrates’i konuşturarak onun felsefesini sonraki çağlara aktarmayı başarmıştır. Sokrates’in bizzat yazdığı bir metin olmasa bile, bizler bugün “Sokrates Felsefesi” diye bir olgudan söz edebiliyoruz. Hocasıyla birlikte kendi felsefesini de eserlerine yediren Platon, günümüze en çok eseri ulaşan antik çağ filozofu olarak biliniyor. Onun hemen peşinden ise elbette öğrencisi
Aristoteles
Aristoteles
geliyor. Sokrates’in varlığını sürdürdüğü dönem ve ondan sonraki süreç felsefenin ilk dönemlerinden biri olmasına rağmen en güçlü dönemlerinden biridir de aynı zamanda. 7. Felsefe Akımlarına Giden Süreç: Elbette felsefe bir kişiye, zümreye, gruba veyahut halka zimmetli bir olgu değildir. Düşünen her insan felsefe üretebilir fakat aynı zamanda düşünen her insanın filozof olmadığını da hatırlamak gerekir. Gün geçtikçe yeni fikirlerin ortaya çıkması ve bunun sonucunda yeni felsefe akımlarının oluşması son derece doğaldır. Sokrates’e uzanan süreçte de bunu gözlemlemek mümkündür. İlkçağ Yunan Felsefesi olarak adlandırdığımız dönemde sofistlerin etkisi oldukça büyüktür. Peki nedir tam olarak sofist? M.Ö. 5. Yüzyılın dünyasında gezerek insanlara para karşılığında felsefe öğreten kişilere sofist denirdi. Buna ek olarak çeşitli okullardan bahsedilir. Bu okullar felsefenin çeşitli dallara ayrılmasına önayak olmuşlardır Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes’in içinde bulunduğu okula Milet Okulu demiştik. Craton Okulu (Pythagorasçılık), Efes Okulu, Elea Okulu ve Atomculuk ise diğer okullar ve görüşlerden bazılarıdır. Her birinin başı çektiği bir filozof vardır ve onun görüşlerine önem veren, öğrencisi olmayı seçen diğer düşünürler de bu çeşitli fikirlerin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır şüphesiz. Tüm bu süreçlerden sonra ise Klasik Yunan Felsefesi’ne adım atarız. Bu da tam olarak Sokrates’le başlayan sürece tekabül etmektedir. Sonrasında ortaya çıkacak olan Stoa felsefesi, Kinizm, Epikürcülük, Kuşkuculuk gibi farklı görüşlerle de dallanıp budaklanan felsefenin ikinci büyük adımını ise elbette Antik Roma filozoflarında görürüz. 8. Leukippos Kimdir?
Diogenes Laertios
Diogenes Laertios
’a göre Elealı, Abderalı ya da Miletosludur. Bir rivayete göre doğumu 80. Olimpiyat zamanına denk gelir ve bu da yaklaşık olarak M.Ö. 460-456 yıllarına denk düşer. Diğer rivayete göre ise 77. Olimpiyat’a denk gelir ve M.Ö. 470-469 yıllarından birinde doğmuştur. Stoa felsefesinin kurucusu Kıbrıslı
Zenon
Zenon
’un yoldaşı olduğu ve birlikte çalıştıkları söylenir. Melissos’un ve Yaşlı Pythagoras’ın öğrencilerinden biridir. Ana ilke olarak atomları öne süren ilk düşünür
Leukippos
Leukippos
’tur. Varlıkların sonsuz oldukları ve birbirlerine dönüştükleri fikrini savunur. Hermarkhos ve Epikuros’a (
Epikür
Epikür
) göre Leukippos diye biri hiç yaşamamıştır. Epikuros direkt olarak “Leukippos diye biri yoktur,” der. Fakat Epikuros’un bu cümleyi, “Leukippos’un felsefesi üzerinde konuşulmaya değmez,” anlamında söylediği de belirtilir kimi kaynaklarda. Fakat yaşadığına dair kanıtlar çok daha fazladır. Bazı antik çağ metinlerine ek olarak Diogenes Laertios’un kitabına göre de onlarca alıntıyla yaşadığı desteklenir ve düşünce yapısı özetlenir. Yine de Demokritos’a oranla onun hakkında çok daha az bilgiye sahibiz. 9. Demokritos Kimdir? “Söz, eylemin gölgesidir.” –
Demokritos
Demokritos
Sokrates’ten 1 yaş büyüktür Demokritos. Anaksagoras’ın öğrencisi olduğu ve ondan genç olduğu da söylenir. Henüz küçük bir çocukken teoloji ve astronomi öğrenen Demokritos ayrıca Hindistan, Mısır ve Babil gibi dönemin büyük uygarlıklarına giderek oralarda gymnosofistlerle, rahiplerle, astronomlarla ve mogoslarla buluştu. Birçok farklı alanda dersler aldı. Atina’nın dışına çıkmasını sağlayan para ailesinden kalmıştı ve o bunu yeni bir şeyler öğrenmek uğruna cömertçe harcadı. Doğa olaylarını en fazla inceleyen filozof olarak bilinen Demokritos’un lakaplarından biri “Bilgelik”tir. Bir diğeri ise "gülen filozof"tur. M.Ö. 460 civarlarında doğup, M.Ö. 370 civarlarında öldüğü söylenen filozofun öğrencilerinden birinin
Hippokrates
Hippokrates
olduğu tahmin ediliyor. Romalı filozof
Seneca
Seneca
’ya göre “eskilerin içinde en keskin zekâlı” kişi Demokritos’tur. Gökyüzünü gözleyen ve Leukippos ile birlikte atomcu felsefenin temellerini atan önemli bir ilkçağ filozofudur. 10. Demokritos ve Anaksagoras İlişkisine Dair: Kimi söylentilere göre Leukippos kimilerine göre ise Anaksagoras ile karşılaştı. Romalı filozof Favorinus’un “Tarih Derlemesi” adlı kitabında Demokritos’un Anaksagoras’a yönelik bazı cümleler sarf ettiğini görürüz. Demokritos’a göre Anaksagoras’ın güneş ve ay ile ilgili görüşleri özgün değildir, eski çağlardaki bazı düşünürlerin görüşlerinden hareketle söylenmişlerdir. Anaksagoras’ın Demokritos’u yanına kabul etmediği için Demokritos'un ona karşı bir düşmanlık beslediğini söyleyenler de vardır. 11. Atina’ya Gidişi ve Sokrates’le İlişkisine Dair: Demokritos, Atina’ya gider ve “Atina’ya gittim, kimse beni tanımadı,” der. Bir rivayete göre ise Sokrates’i tanır ama Sokrates onu tanımaz. Sokrates’le görüşüp konuştuğu ve Sokrates’in ona “filozof pentatloncuya benzer” dediği de rivayetler arasındadır. Bunun bir diğer versiyonu ise Sokrates’in “filozof beş dalda yarışan atlet gibidir” sözüyle anlatılır. Gerçekten de Demokritos, beş farklı alanda çalışmalar yürüten bir filozoftur: fizik, matematik, ahlak, temel eğitim ve sanat. Phaleronlu Demetrios “Sokrates’in Savunması” adlı eserinde Demokritos’un Atina’ya hiç gitmediğini söyler. 12. Platon’un Demokritos’a Karşı Tavrı: Antik dünyanın en önemli filozoflarından biri olan Platon’un Demokritos’tan nefret ettiği söylenir. Aristoksenos “Tarih Notları” adlı eserinde, Platon’un, Demokritos’un bütün eserlerini toplayıp yakmak istediğini belirtir. Fakat Pythagorasçı Amyklas ille Kleinias ona karşı çıkarlar ve bunun bir yararı olmayacağını söylerler. Çünkü Demokritos’un eserleri çoğaltılmış ve elden ele yayılmıştır. Platon’un eserlerinde hemen hemen bütün antik çağ filozoflarını anmasına rağmen Demokritos’un adını anmaması işte bu sebepledir. Fakat konuya dair daha fazla detay bilinmemektedir. Diogenes Laertios, bulabildiği tüm kaynakları
Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri
Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri
adlı eserinde bu şekilde sıralıyor. 13. Demokritos’un Hippokrates’le Olan Diyalogları: Athenodoros “Gezintiler” adlı eserinin sekizinci kitabında Demokritos’a dair anekdotlar paylaşır.
Hippokrates
Hippokrates
bir gün onu görmeye geldiğinde süt ikram edilir ve Demokritos bu sütün ilk doğumunu yapmış siyah bir keçiye ait olduğunu söyler. Başka bir gün ise Hippokrates’in yanında yürüyen bir kadına “merhaba kızım” dediği, ikinci gün ise “merhaba hanımefendi” dediği rivayet edilir. Kadının bir önceki gece bekâretini kaybettiğini anlamış ve buna yönelik cümlesini değiştirmiştir. Hippokrates ise Demokritos’un gözlemleri karşısında şaşkınlığını belirtir. Tıp biliminin Antik Yunan'daki en önemli isimlerinden Hippokrates'le ilgili hastalıklara dair başka diyalogları da mevcuttur. Bunlardan en önemlisi antik çağlardan itibaren hekimlerin insanda 4 sıvı olduğunu söylediği ve tedavilerini bu yönteme göre yaptıkları doktrin üzerine olan konuşmalarıdır. Ortaçağ'a kadar bu yöntem uygulanmış ve hatta İslam dünyası hekimleri de bu yöntemi "ahlat-ı erbaa" olarak adlandırmışlardır. 4 sıvı şunlardır: sarı safra, kara safra, kan ve balgam. Bunlardan birinin insan vücudunda fazlalaşması veya azalması hastalıklara sebep olmaktadır ve bu inanç binlerce yıl devam eder. 14. “Pythagorasçı Filozof Demokritos”: Demokritos’un Pythagorasçı bir filozof olduğu söylenir. “Sanki Pythagorasçılara imreniyor gibiydi,” diyor Thrasyllos ve ekliyor: "zaten Pythagoras’ın adını verdiği eserinde ondan övgüyle söz etmiştir.” Bütün görüşlerini ondan aldığını ve zaman problemi olmasaydı öğrencisi de olabileceğini söylüyor. Çağdaşlarından Rhegionlu Glaukos da onun Pythagorasçılardan birini mutlaka dinlemiş olduğunu ifade ediyor. 15. Demokritos'un Eserlerine ve Diğer Söylentilere Dair: “Kim var böyle bilge? Kim böyle büyük bir eser çıkardı ortaya, her şeyi bilen Demokritos’unki gibi? onu bekleyen ölümü üç gün boyunca evinde tuttu ve onu sıcak ekmek kokusuyla ağırladı.” -
Diogenes Laertios
Diogenes Laertios
Kinik filozof
Antisthenes
Antisthenes
’in aktardığına göre Demokritos zaman zaman yalnız başına mezarlıklarda gezinir ve zihninde canlanan imgeleri türlü yollardan sınamaya çalışırdı. Bir yasaya göre, aile servetini bitiren kişiler yurtlarında gömülemezdi. Gezilerden dönen ve tüm parasını bitirmiş olan Demokritos insanların diline düşmemek için para kazanmanın yollarını aradı ve Büyük Evrensel Düzen adlı eserini okuyarak parayla ödüllendirildi. Hippobotos’un aktarımına göre ise bu eserini akrabaları okumuştur ve daha düşük bir ücret verilmiştir. İnsan ve hayvanların doğalarına dair de önemli çalışmaları bulunan Demokritos’un eserlerini derleyen ve sınıflandıran kişi olan Thrasyyllos’un İskenderiye Kütüphanesi’nde bulunan eserinden edinilen bilgiye göre 70’e yakın eser yazdığı bilinir. Bunların hiçbiri günümüze ulaşmamıştır. “Demokritos zihin zağlığına bir yük olarak gördüğü zenginliği reddetti,” der Romalı devlet adamı ve Stoacı filozof
Seneca
Seneca
. Tarih alanında önemli yapıtlarıyla bildiğimiz
Plutarkhos
Plutarkhos
ise “Demokritos’a göre safsatacıların ve şarlatanların söylemlerini reddetmek gerekir,” cümlesini kurmuştur. 16. Doğa Filozofları Kimlerdir? M.Ö. 6. yüzyılda Miletos’ta bir düşünce devrimi yaşandı. Thales, doğayı dogmatik dini inançlarla açıklamayı reddetti ve düşünce yoluyla açıklamaya çalıştı. Ardından öğrencileri de olduğu söylenen Anaksimandros ve Anaksimenes geldi. Bir sonraki aşamada karşımıza çıkan isimler Himeralı Petron, Metapontumlu Hippasos ve Krotonlu Alkmaion’dur. Ephesoslu
Herakleitos
Herakleitos
ve Elea Okulu kapsamında Empedokles,
Parmenides
Parmenides
ve
Zenon
Zenon
’u da anmak mümkündür. Atomculuk, Anaksagoras’ın ardından Leukippos ve Demokritos ile birlikte devam eden bir görüştür. Benzer bir materyalizm ekseninde evrenin düzenine ve oluşuma dair fikirlerini belirtirler ve bu da onları ilk doğa filozofları arasına sokar. Zaman değiştikçe, insanın öğrenme isteği arttıkça doğaya ve evrene dair daha fazla sav ileri sürülmüş ve desteklenmiştir. Onlar arasında Atomcu Felsefe de bulunur. 17. Atomcu Felsefe Nedir ve Öğretileri Nelerdir? “Atom” kelimesi Yunancada “kesilmez, bölünmez” anlamlarına gelen “atomos” kelimesinden oluşmuştur. Bu öğe, Leukippos ve Demokritos’un felsefesinin temelini oluşturur. Atomcu Felsefe ise özünde evreni açıklama metodudur ve Parmenides ile Anaksagoras’ın bazı savlarına karşıt görüş olarak ortaya çıkmıştır. Felsefenin en önemli basamaklarından biri oluşturan Atomculuk, Leukippos ve Demokritos’la birlikte yükselişe geçmiş ve günümüzde bu düşünce sistemini onların adıyla anmamızı sağlayacak önemli çalışmalarda bulunmuşlardır. Aynı zamanda materyalizm felsefesine de yeni bir bakış açısı getiren Demokritos, ruhun da atomlardan oluştuğunu söyleyerek sayısız tartışmaya zemin hazırlamıştır. Atomcu felsefenin ana ilkelerinden biri ise evrenin bileşik cisimlerden oluştuğu ve bunların maddenin en küçük ve bölünemez yapısı olduğu iddia edilen atomlardan meydana geldiğidir. Demokritos ayrıca atomların şekil ve boyut niteliği bulunduğunu düşünür,
Epikür
Epikür
ise daha sonra buna ağırlığı da ekleyecektir. 18. Leukippos’un Atomcu Felsefesi: Leukippos’a göre varlıklar sonsuzdur ve birbirlerine dönüşürler. Evren boş ve cisimlerle doludur. Cisimler boşluğa girip birbirlerine dolanınca dünyalar oluşur. Yıldızların özü ise dünyaların büyüme devinimlerinden oluşur. Güneş, ayın çevresinde büyük çemberler çizerek dolaşır. Dünya merkezde yer alır ve hızla çevrilerek asılı durur, biçimi ise tamburu andırır. Güneş çemberi en dıştadır, Dünya’ya en yakın olan Ay’ın çemberidir. Öteki cisimlerin çemberleri Güneş ve Ay’ın çemberleri arasında yer alır. Bütün yıldızlar devinimlerinden ötürü alev alev yanarlar. Güneş de yıldızların alevinden tutuşur ve Ay da bu ateşten bir miktar alır. Burçlar kuşağının eğri olması da Yer’in güneye doğru eğri olması sebebiyledir. Soğuk ve buz içinde olan kuzey bölgeleri yılın her zamanı öyledir. Güneş nadiren tutulmasına rağmen Ay sık sık tutulur, bunun sebebi de çemberlerinin eşit olmamasıdır. Dünyanın zorunluluk gereği oluşmuş olması, aynı şekilde gelişmesine, gerilemesine ve yok olmasına da sebep olacaktır. Fakat Diogenes Laertios’un da dediği gibi "Leukippos bu zorunluluğun ne olduğunu açıklamıyor”. 19. Demokritos’un Atomcu Felfefesi: Demokritos’a göre evrenin ana ilkesi atomlar ve boşluktur. Bunun dışında kalan her şeyin var oldukları sanılan ve tahmin edilen şeyler olduğunu söyler. Dünyaların sonsuz olduğu ve var olduklarından sonra yok olduklarını da söyler. Yoktan var olan hiçbir şeyin olamayacağını ve yine hiçbir şeyin yoklukta yok olamayacağını ifade eder. Evren içinde burgaç şeklinde dönerek devinen atomlar büyüklük ve sayıca sonsuzdur. Devinen atomlardan ateş, su, toprak ve hava gibi oluşumlar ortaya çıkar. Güneş ve ay düz ve küresel atom kitlelerinden oluşmuştur. Ruhun da bu şekilde oluştuğunu ifade eden Demokritos’a göre ruh ile akıl aynı şeydir. Görme duygusunu ise imgelerin göze çarpmasıyla açıklar. Fakat ilerleyen yıllarda Aristoteles onun bu savını çürütecektir. Her şey zorunlukla olur, bu zorunluluğu her şeyin oluşumuna neden olan burgaçla açıklar. Varlıkların niteliğinin uylaşım sonucu oluştuğunu ve doğada atom ve boşluklardan başka bir şey olmadığını da belirtir Demokritos. 20. Atomcu Felsefe Fragmanları'nın Oluşumu: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi kapsamında yayımlanan
Atomcu Felsefe Fragmanları
Atomcu Felsefe Fragmanları
, büyük bir emeğin ürünüdür. Uzmanlık alanı siyaset felsefesi olan
C. Cengiz Çevik
C. Cengiz Çevik
'in yüzlerce Yunanca ve Latince kaynağı derleyerek çevirdiği fragmanlar dizisi büyük bir titizlikle hazırlanmış ve Türkçeleştirilmiş. Sunuş yazısı, dipnotlar, dizin ve kaynakça bölümleriyle de takdiri hak eden başarılı bir çalışma olduğunu söylemek mümkün. 21. Son Söz: Felsefe, geçmişteki bilgilerin üzerine yenilerini koyma sanatıdır aynı zamanda. Bu bakımdan "bilim"le kardeştir ve her zaman gelişmeye ve değişmeye açıktır. Atomcu felsefe de antik çağ için en önemli düşünce biçimlerinden birini oluşturur şüphesiz fakat aradan geçen binlerce yılda bilimsel veriler ışığında bu bilgiler ilkel olarak kalırlar. Gelişen bilim ve felsefe üzerine çok şey koymuşsa da, Atomcu felsefenin oluşumu ve ilk dönemleri oldukça değerlidir ve buna yönelik çalışmalar yapan ilk doğa filozofları günümüz dünyasında saygıyla anılmaya devam edilirler. Felsefenin ilk çağlarına dair merak duyanların bu fragmanları okuması elzemdir. Ardından diğer felsefe okullarına dair bilgi edinip o okullarda yetişen filozoflar okunarak uzun bir süreç olan felsefeye dair bilgiler çoğaltılabilir ve filozofların dünyası daha bilinçli bir gözle incelenebilir. Keyifli okumalar dilerim. “Gerçekte hiçbir şey bilmiyoruz zira diptedir hakikat.” - Demokritos Kaynakça: Lartios, Diogenes, Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri. Çev. Candan Şentuna. İstanbul: Yapı Kredi Yayıncılık, 2003 (
Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri
Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri
) Arslan, Ahmet, İlkçağ Felsefe Tarihi 1. İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2013 (
İlkçağ Felsefe Tarihi 1
İlkçağ Felsefe Tarihi 1
)
Atomcu Felsefe Fragmanları
Atomcu Felsefe FragmanlarıLeukippos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019181 okunma
··
3.734 görüntüleme
Filozof mazikeen. okurunun profil resmi
eline sağlık şunu da söylemek gerekir incelemeyi okuduğunuz zaman kitabı okumaya gerek kalmıyor arkadaş bilmeniz gereken her şeyi anlatmış :D
1 önceki yanıtı göster
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Yok yine de kitap okunsun. 🤓 Teşekkür ediyorum. Yazıyorken detaylıca ele almaya çalışıyorum. ^^
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.