Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

69 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Antik Yunan'da Kötülüğe ve Yazgıya Karşı Verilen Savaş: Andromakhe
“Deneyim bütün insanların en iyi öğretmenidir.” -
Euripides
Euripides
1. Giriş: Bu yazı yalnızca esere dair değildir. Yazarın hayatı, eserleri, yaşadığı çağ, tiyatro anlayışı, mitoloji ile olan bağları ve eleştirel yönünü ayrı ayrı başlıklarda ele almaya çalıştım. Ayrıca modern yazarların Andromakhe mitine getirdikleri yenilikler ve oyunun karakterleri arasındaki ilişkilere de değindim elimden geldiğince. Zaman ayırıp okuyacak olanlara teşekkür ederim. 2. Euripides’e Dair: “Adaletten başka hiçbir güç hükmetmesin ailelerle ülkelere.” (sayfa 33) Antik Yunan edebiyatının en güçlü isimlerinden biri olan
Euripides
Euripides
M.Ö. 480’de doğdu ve bütün bir 5. yüyzılı etkisi altına aldı. Kendisinden önce
Aiskhylos
Aiskhylos
ve
Sophokles
Sophokles
ile birlikte bir hayli ilerleme kaydeden Yunan tragedya sanatını oyunlarıyla daha ileri bir seviyeye taşıdı. 455 yılından öldüğü yıl olarak bilinen 405’e dek toplamda 22 kez sahnelendiği ve bu sahnelemelerin ardından 5 kez birincilik kazandığı tahmin ediliyor. Çağdaşı komedya yazarı
Aristophanes
Aristophanes
’in birçok oyununda karakter olarak da karşımıza çıkar Euripides ve bu oyunlarda Aristophanes’in sataşmalarına maruz kalır. Kendisinden sonra oyunlarıyla dünya sahnesinde görünen
Menandros
Menandros
,
Terentius
Terentius
ve
Titus Maccius Plautus
Titus Maccius Plautus
gibi isimlere de birçok açıdan ilham kaynağı olmuş, literatüre unutulmaz eserler armağan etmiştir. Roma tiyatrosu,
Seneca
Seneca
’nın oyunları yayımlanana dek Yunan tiyatrosu etkisinde kalmıştır ve bu etkilenmenin en büyük ismi şüphesiz Euripides’tir. Araştırmalar sonucunda 92 oyun yazmış olduğu saptanan Euripides’in toplamda 19 oyunu tam metin olarak günümüze dek ulaşabilmiştir. Sophokles (7) ve Aiskhylos’un (7) toplamda 14 oyununu okuma şansına eriştiğimiz düşünüldüğünde, her iki yazarın 2 katından fazla eserinin korunarak bizlere ulaşmış olması her şeyden önce sevindiricidir. 3. Oyunlarına Dair Kısaca: Euripides’in oyunları da tıpkı kendinden önce yaşamış ve eser vermiş tragedya yazarlarında olduğu gibi köklerini Yunan Mitolojisi’nden alıyordu. Özellikle Homerik Mitoloji olarak adlandırılan,
Homeros
Homeros
’un eserlerine dayanan kanonik bilgiler ışığında yazılan bu oyunlar, gerek sahnede gerek de yazılı olarak hem kendi çağlarında hem de günümüze dek uzanan binlerce yılda ilgiyle izlendi ve okundular. Euripides’in kaleme aldığı 92 oyunun tamamına dair konuşmak güç olsa da, elimizde bulunan 19 metne göre yorum yaparsak eğer, birçoğunun Troya Savaşı eksenindeki olaylara dayandığını görürüz. 4. Troya Savaşı ve Ardında Bıraktığı Yıkım: “Bahtsız, bahtsız Troya’yı neden yapayalnız bıraktınız?” (sayfa 42) 18’i dilimize de kazandırılmış olan bu 19 oyunun kimileri direkt olarak Troya Savaşı’nın içinde geçer ve Homeros’un yüzeysel olarak anlattığı kısımları detaylandırır. Kimileri Troya Savaşı henüz başlamadan önceki bir zaman diliminde geçer ve savaşa giden sürece etki eder. Kimileri ise savaş sonrasına odaklanır ve her şey olup bittikten sonra savaşın ardında bıraktığı yıkımı betimler. Bu yıkım kentlerde olduğu kadar elbette insanlar üzerinde de etkilidir. Savaş psikolojisini çok yakından yaşayan bu bahtsız karakterlerin acıları kelimelerle vücut bulur. Kan, gözyaşı, vahşet, ölümler, travmalar, tecavüzler ve daha fazlası yazarların cümleleriyle ete kemiğe bürünür ve bizlere nüfuz eder. İnsanlığın yol açtığı bu yıkımı tüm yönleriyle görür ve tanıklık ederiz. Euripides’in
Andromakhe
Andromakhe
adlı oyunu da yine bu sınıflandırma içinde yer alan oyunlardan biridir. 5. Andromakhe Kimdir? Andromakhe, Mysia bölgesinde bulunan Thebai şehrinin kralı Eetion’un kızıdır. Troya kralı Priamos’un oğlu Hektor’la evlenir. Hektor ve Andromakhe’nin mutlu oldukları zaman dilimlerine dair herhangi bir bilgiye sahip olmasak da, Troya Savaşı ile birlikte adlarını sık duyar bir hale geliriz. Savaş öncesinde mutlu bir yaşantıya sahip oldukları düşünülse de, savaşın yıkımından en çok nasibini alacak kişiler arasındalardır. 6. Andromakhe’nin Kısaca Hayat Öyküsü: “O zamanlar herkesin imrendiği Andromakhe’ydim, oysa şimdiki halimle bu dünyada benim kadar mutsuz bir kadın ne doğdu, ne de doğacak.” (sayfa 34) Astyanaks adlı bir oğulları olan çift mutlu günlere veda ederler ve ardından Andromakhe, Hektor’un ölümüyle sarsılır. Fakat bunun da öncesinde, Akhalar’ın (Yunanlar) en yiğit savaşçısı olarak betimlenen Akhilleus’un babası ve 7 kardeşini öldürmesiyle hayattaki en ağır yaralarını almış olan bir kadındır Andromakhe. Üstüne bir de yaşlı annesini esir alan Akhilleus onu Troya’ya getirmiş ve karşılık olarak büyük bir kurtulmalık aldıktan sonra serbest bırakmıştı. Fakat kızı gibi bahtsız olan bu kadının özgürlüğüne kavuştuğu gün aynı zamanda ölüm günü de olmuştu. Andromakhe’nin yaşadığı hüzünlü olaylar silsilesi bununla da sınırlı değildir. Troya’nın yıkılışı ve Hektor’un ölümünün ardından Yunanlar’a köle olarak verilir ve şatafatlı hayatı geride kalırken mutsuzlukla dolu günlere yelken açar. Troya’dan kalkan Yunan donanmasının gemileriyle Yunanistan’a ayak basar ve geçmişe özlem duyarak yaşamaya başlar. 7. Hektor ve Andromakhe İlişkisine Hakkında: Troya Savaşı’na dek iyi bir hayat yaşadıkları varsayılan çiftin
İlyada
İlyada
’daki sahneleri son derece duygu yüklüdür. Savaş sürerken ve Hektor vatanını korumak için yiğitçe çarpışırken, Andromakhe’nin Troya surları içindeki sıkıntısına tanıklık ederiz. Zaman zaman savaşın gidişatını gözlemek için odasından ayrılan Andromakhe yine böyle anlardan birinde Hektor tarafından aranır fakat bulunamaz. Hektor merakla etrafı araştırırken eşini batı kapısında minik oğlu Astyanaks ile birlikte görür ve rahat bir nefes alır. Gözü yaşlı Andromakhe’yi Homeros’un eşsiz dizeleriyle okuruz: “Ah kocacığım, bu hırs yiyecek seni, yavruna, talihsiz karına acıma yok sende, dul kalmama, biliyorum, az gün var, Akha’lar üstüne saldırıp öldürecekler seni. Sensiz kalmaktansa toprak yutsun beni daha iyi. Benim senden başka dayanağım yok. alıp götürdüğü zaman ölüm seni yalnız acılar kalacak bana. Ne babam var benim, ne ulu anam… Sen bana bir babasın, Hektor, ulu anamsın benim, kardeşimsin, arkadaşısın sıcak döşeğimin. Burada, kalede kal, acı bana, yetim koma yavrumuzu, karını dul koma.” - (
İlyada
İlyada
,
Homeros
Homeros
) Bu dizelerden de anlaşıldığı üzere Andromakhe’nin Hektor’a büyük bir bağlılığı söz konusudur. Bütün ailesini kaybetmiş olması onu kocasına daha da yakınlaştırmış ve kaybedeceği düşüncesi ise daha gerçekleşmeden canını yakmaya başlamıştır. Fakat Hektor’un savaşı bırakması söz konusu olmadığı gibi, Troya’nın en büyük kurtuluş umudu olarak görülmektedir. Halkının en güvendiği isimken yapması gereken şey elbette bütün gücüyle düşmana karşı koymaktır. Güzel günlerin geleceği umuduyla. Nitekim kader onların mutlu günlerini geride bırakmıştır ve Hektor’un ölümüyle sarsılan Andromakhe’nin tanrılara yakardığı cümleler de yine Homeros’un dizelerinde yankılanır. 8. Edebiyat Dünyasında Andromakhe İzleri: “Ah gençlik! Ölümlüler için gençlik kötü bir şeydir, hele gençlikle birlikte adaletsizlik de varsa!” (sayfa 12) Gerek Yunan gerek Romalı tiyatro yazarlarının birçok oyununda karşımıza çıkan bir karakterdir Andromakhe. Yaşam öyküsünde pek çok drama unsuru bulunması onu gözde bir tragedya karakteri haline getiriyor. Euripides’in başka oyunlarında da zaman zaman karşımıza çıkan Andromakhe’yi bu oyununda başrolde görüyoruz ve savaş sonrasındaki bir dönemde resmedildiğine tanıklık ediyoruz. Seneca’nın
Troialı Kadınlar
Troialı Kadınlar
(incelemesi için bakınız: #163915357) oyununda da savaşın hemen ardından gözü yaşlı bir anne olarak gördüğümüz Andromakhe, ayrıca modern yazarlara da ilham kaynağı olmuştur. Ünlü Fransız oyun yazarı
Jean Racine
Jean Racine
’in “
Andromak
Andromak
” adlı piyesinde
Euripides
Euripides
ve
Seneca
Seneca
’nın Andromakhe’sinden çok daha farklı bir karakter yapısı görürüz. Hermione ile olan ilişkileri bu oyundakinden farklı şekilde işlenir. Bir diğer modern yazar ise
Jean Anouilh
Jean Anouilh
’tir. Türkçeye henüz çevrilmemiş olan “Troya Savaşı Yaşanmayacaktır” adlı piyesinde ilgi çekici bir şekilde çıkar karşımıza Andromakhe. Bu 2 yazardan önce yaşamış ve eserler yazmış olan Alman şair
Friedrich Schiller
Friedrich Schiller
’ın “Hektor’un Vedası” adlı bir şiiri bulunur. Karşılıklı diyaloglardan oluşan şiirde Hektor ve Andromakhe’nin birbirlerine karşı sarf ettikleri cümlelerden küçük bir örnek: Andromakhe: “…günün ışımadığı bir yere gideceksin, Kokytos’un çöllerde ağlayacağı, Lethe’de aşkının öleceği bir yere gideceksin.” Hektor: “Tüm arzularımı, tüm düşüncelerimi Lethe’nin sessiz akıntısına bırakacağım, Ama aşkımı değil. Dinle; o ‘vahşi’, (Akhilleus) sur dibinde kuduruyor bile, Kılıcımı kuşa bana, bırak yas tutmayı! Hektor’un aşkı ölmez Lethe pınarında.” 9. Andromakhe’nin Mitolojik Arka Planı: “…güçlüler kendilerinden zayıfların sağlam delillerle konuşmasını çekemezler.” (sayfa 12) Andromakhe tragedyası, yukarıda da söylediğim gibi konusu itibarıyla Homeros’un eserlerine dayanır. Fakat Homeros’un vermediği bazı detayları ondan sonra gelen “Homerosçu yazarlar” vermişlerdir. Kayıp Yunan destanları olarak bildiğimiz “Küçük İlyada” ve “İliou Persis”de Hektor’un oğlu Astyanaks’ın, Neoptolemos ya da Odysseus tarafından öldürüldükleri söylenir. Bu konuyu da yine Seneca “Troialı Kadınlar” adlı eserinde detaylıca işleyecektir.
Homeros
Homeros
'un
Odysseia
Odysseia
'de aktardığı bilgiye göre, Menelaos kızı Hermione'yi, Neoptolemos ile evlendirmiştir. Bu oyunun ana dayanak noktalarından birini de bu bilgi oluşturur.
Sophokles
Sophokles
ve Philokles de Hermione mitine dair 1’er oyun yazmışlardır. Philokles’in oyunu günümüze ulaşmadı, Sophokles’in eserinden ise yalnızca birkaç cümle mevcuttur. Bu da oyunun geneli için herhangi bir ip ucu vermez. Dolayısıyla Euripides’in Andromakhe’de işlediği Hermione miti ve Andromakhe mitini o eserlerle kıyaslayacak bir veri yok elimizde. Fakat buna rağmen Antik Yunan şairinin bu eserinde başarılı bir iş ortaya çıkardığını söylemek mümkündür. Her iki miti de ustaca birbirine bağlar ve dramatik altyapısı güçlü bir eser kaleme alır. 10. Euripides’in Andromakhe’si Ne Anlatır? “Son gününü yaşamasını beklemeden ve Hades’e nasıl ineceğini görmeden bir insana mutlu demek doğru değildir.” (sayfa 8-9) Andromakhe, Yunanistan topraklarındadır. Latin edebiyatında “Pyrrhus” adıyla da bildiğimiz Neoptolemos’un kölesi ve tutsağı konumundadır. Akhilleus’un oğlu olan Neoptolemos, Menelaos’un kızı olarak bildiğimiz Hermione ile evlenmiştir fakat çiftin çocukları olmaz. Elimizdeki mitolojik ve tarihsel bilgilerde ise Andromakhe'nin ona 3 oğul ve 1 kız vermiş olduğunu görürüz. Bu uzun süreçte onun Yunanistan’da hangi sıkıntılar içinde yaşadığını anlatmaz Euripides, konu direkt bu şekilde başlar fakat onun çok da iyi bir hayat yaşamamış olduğu sonucunu çıkarmamız mümkündür. Öyküde en dikkat çeken karakter şüphesiz Hermione’dir. Yoğun kıskançlık duygusuna kapılmış olan bir kadının yapacaklarının sınırı olmadığının canlı kanıtıdır âdeta ve kafasını koyduğu düşünceleri hayata geçirme konusunda emin adımlarla ilerler. Kurduğu planlar arasında bir kadını ve çocuğu acımasızca öldürmek vardır zira çocuğu olmamasının nedeni olarak Andromakhe’yi görmektedir. Kendisine büyü yapıldığını iddia eder ve kocası Neoptolemos’a çocuk veremediği için oldukça öfkelidir. Euripides'in
Medea
Medea
oyununda ve yine Seneca'nın aynı adlı
Medea
Medea
oyununda karşımıza çıkan korkunç kadın karaktere çok yakın bir karakter portresi çizer Euripides. Neoptolemos, bir süreliğine Delphoi’ye gider. Fırsatı değerlendirmek isteyen Hermione çıkar sahneye. Amacı Andromakhe ve oğlunu canice katletmektir. Bunu sezen Andromakhe, oğlu Molossos ile birlikte Themis tapınağına sığınır. Antik dünyada tapınaklara sığınan kişilere zarar verilmediği için bu yolu seçen Andromakhe’nin çaresizliği cümlelerinden anlaşılmaktadır. Tanrılara yakaran ve umutsuzca yardım bekleyen Andromakhe’nin tapınaktan dışarı çıkması ölümü anlamına gelecektir. Sparta Kralı ve Troya fatihleri arasında yer alan Menelaos’un Hermione’nin safında yer alması ve Andromakhe’nin ölümünü kabullenmesi oyunun en keskin anlarından biridir. Savaşın kazanılması durumunda kızını Akhilleus’un genç oğlu Neoptolemos’a verme sözünü tutan ve Hermione ile evlendiren Menelaos’un aynı sözü Orestes’e verdiği de söylenir. Bu sebeple ona karşı büyük bir kin besleyen Orestes’in hikâyeye katılışı da bu eksende oluşur. Tesadüf eseri oradan geçtiğini söyleyen Orestes, Hermione ile iletişim kurarak olan biteni öğrenir ve onunla birlikte şehirden ayrılır. Akhilleus’un babası Peleus’un sakin tavrıyla olaya müdahale edişi de Menelaos’la aralarındaki insani farkı görmemiz açısından önemli detaylar barındırıyor. Neoptolemos’un trajik akıbeti, Hermione’nin şiddetli kıskançlığı ve caniliği, Menelaos'un da tıpkı kızı gibi zalimliği, Andromakhe’nin ise yufka yürekli anne rolleri oyunun çok farklı uçlarda karakterler barındırdığına örnek olarak verilebilir. 11. Euripides’in Eleştirel Tavrı: Oyunlarında savaş karşıtlığıyla bildiğimiz Euripides’in bu oyunda da aynı çizgisini devam ettirdiği rahatlıkla söylenebilir. Bir diğer büyük çıkarım ise karakterler ekseninde yapılır ve oyunda Sparta’yı temsil eden Menelaos ve Hermione’nin davranışları yerilirken, Atina’yı temsil eden Andromakhe’nin bulunduğu konum ise yüceltilir. Tanrılar’a sığınması ve oğlu için ölümü göze almasıyla kaybedecek bir şeyi kalmamış güçlü bir kadını simgeler. Aslında Andromakhe’nin uzun yıllar Troya kültürüyle yaşamış olduğunu da unutmamak gerekir elbette. Homeros’un destanlarında sıklıkla Yunanlar’ın davranışları barbarlık olarak gösterilirken, Troyalılar daha yumuşak olarak çıkardı karşımıza. Bu durumda Euripides’in ustasıyla aynı safta yer aldığını söylemek de yanlış olmaz. Son olarak, oyunda tanrı otoritesini de sorguladığına tanıklık ederiz Euripides'in. Gerek karakterlerin cümleleri, gerek tanrıların konumlandırılışıyla bu çok net olarak seziliyor. 12. Son Söz: “Adaleti haset ve baskıyla sindirme pahasına kimse haksız bir zafere ulaşmasın.” (sayfa 33)
Andromakhe
Andromakhe
daha önce Mitos Boyut Yayınları’nda
Ege Kandemirli
Ege Kandemirli
çevirisiyle yayımlanmıştı. Benim okuduğum baskı ise Türkiye İş Bankası Yayınları’ndaki
Ari Çokona
Ari Çokona
çevirisi. Çokona, tragedyayı Yunanca aslından dilimize kazandırmış ve ek olarak güzel de bir önsöz kaleme almış. Adalet, güç, savaş, eril dünyadaki kadınlar, zulüm, canilik, yufka yüreklilik gibi birçok farklı konu başlığında uzun uzun irdelenebilecek bir oyun Andromakhe. Euripides her zamanki gibi kendine has tarzıyla oyununu ilmek ilmek işlerken, finalde de yine kendi imzasını atıp "deus ex machina" ile bitiriyor oyununu. "Mekanik tanrı" olarak adlandırabileceğimiz bu yaklaşımı Yunan tiyatrosuna getiren isim Euripides'tir ve bu oyunda da Akhilleus'un annesi ve deniz tanrıçası olarak bildiğimiz Thetis'in dokunuşuyla sonlanır oyun. Keyifli okumalar dilerim. "...Ölüler için kahrolmaktan vazgeç. İnsanların sonu her zaman ölümdür, çünkü böyle olmasını buyuruyor tanrılar.." -Thetis (sayfa 51) Kaynakça: Erhat, Azra. Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi, 1972. (
Mitoloji Sözlüğü
Mitoloji Sözlüğü
-
Azra Erhat
Azra Erhat
) Fink, Gerhard. Antik Mitolojide Kim Kimdir?. Çev. Serpil Erfındık Yalçın. İzmir: İlya Yayınevi, 2004. (
Antik Mitolojide Kim Kimdir?
Antik Mitolojide Kim Kimdir?
-
Gerhard Fink
Gerhard Fink
)
Andromakhe
AndromakheEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019452 okunma
··
3.487 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.