Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

57 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
. . . BABAYA MEKTUP, F.Kafka . . .
Franz Kafka
Franz Kafka
’yı anlamak için temel giriş kitabıdır. Lakin Kafka’yı anlamak için önce öz babası Hermann Kafka ile olan ilişkisini bilmek gerekir. Bunları bilmeden yapılan bir Kafka okuması, eksik kalacaktır. Bu sebepten dolayıdır ki ben de Kafka’ya giriş kitabı olarak bu kitabı seçtim. Otobiyografi-Biyografi-Mektup türünde bir eserdir. Kafka’nın başarısızlıkla sonuçlanan evlilik girişimi sonucu babasına yazdığı mektuplarından oluşur.
Franz Kafka
Franz Kafka
, babasının ruh halinde bıraktığı travmatik yaraların hesabını satırlarıyla yüzüne vurarak sormuş, kalemiyle babasının yakasına yapışıp onu silkelemiştir. Neden ‘’Baba’ya Mektup’’? FRANZ KAFKA'NIN ÇOCUKLUĞUNA PSİKANALİTİK BİR BAKIŞ: Bu eserde ilk dikkatimi çeken şey, eserin isminin neden ‘’Babama ya da Babacığıma Mektuplar’’ değil de ‘’Babaya Mektup’’ olduğudur. Mektup, genel itibariyle mum ışığında yazılan samimi ve içten gelen sıcak satırlardan oluşur, hatta kağıda dokunuşun ve mürekkebinin dokusu bile o kişinin ruhunu hissettiren bir tat bir sıcaklık verir. Takdir edersiniz ki bilgisayar ekranından okuduğumuz bir email ile posta kutunuza zarf içinde ulaşan el yazısıyla yazılmış bir mektup arasında bir samimiyet bir sıcaklık farkı vardır. Böylesi samimi ve sıcak bir ileti aracına bir insan kendi öz babasına neden sıcak/samimi ifadelerle - ‘’Babama’’ ya da ‘’Çok Sevgili Babacığıma’’ diye - hitap etmez de ‘’Baba’ya Mektup’’ ya da imalı bir şekilde ‘’Çok Sevgili Baba’’ diye bir hitap eder. İşte tam olarak bu, babaya olan soğukluğu/yabancılaşmayı, uzak mesafeyi derinden hissettiren, küçük gibi gözüken çok büyük bir detaydır. Tüm eser boyunca satırların koridorlarında esen bu soğuk sert rüzgâr yüzü kesercesine çarpmaktadır. Bu, öyle bir soğukluk ve uzak bir mesafedir ki
Franz Kafka
Franz Kafka
bu mektubu kendisi babasına veremediğinden annesine verir. Ancak bu sefer de mektubu bu otoriter, nobran babaya teslim etmeye annesinin de gözü pek yemez. Sert tavırlarından, tepkilerinden hep korkulduğu için o babaya asla ulaştırılamayan mektuplar olarak kalır.
Franz Kafka
Franz Kafka
, babasından hem korkar hem de ona hayranlık duyar. Babasının sürekli aşağılayan söz ve davranışlarının Kafka daha çok küçük bir çocukken ona kendini nasıl hissettirdiğini ve bu ruhsal sürecin daha sonra büyüdüğünde hayatta aldığı kararlara nasıl etki ettiğini tüm içten itiraflarıyla kaleme almıştır. En acı olan tarafı ise, baba baskısıyla hissettirilen ezilmişlik/aşağılanmışlık hissi onda aşağılık kompleksini arttırmış ve sürekli/ısrarlı devam eden baba baskıları sonucu suçluluk duygusu çeken, ailesine-topluma-hayata karşı yabancılaşmış, bir ‘’ezik insan’’ haline getirmiştir Kafka’yı. O, artık kendi oluşturduğu roman karakterinin adı gibi tam bir Gregor Samsa’dır. ( Bkz.
Dönüşüm
Dönüşüm
) Franz Kafka’nın çocukluk çağında geçirdiği baba travmasını psikolojik etkileriyle incelemeye devam edelim; ‘’Aşağılık Kompleksi’’ kavramının mucidi Psikiyatrist
Alfred Adler
Alfred Adler
üzerinden Franz Kafka’nın travmatik psikolojisini biraz daha açalım:
Alfred Adler
Alfred Adler
’in Sosyal İlgi Kavramı, Otoriteryen Babaların Ve ‘’Pasif Anne’’lerin Çocuklarında Bıraktığı Kalıcı Psikolojik Hasarlar: ‘’İlgisiz ya da Otoriteryanist Babalar’’ ve ‘’İlgisiz ya da Pasif Anne’’: ‘’İlgisiz Pasif Anne’’ ve ’İlgisiz ya da Otoriteryanist Baba’’, hem çocuk hem de toplum için bir kanserdir; yıllar ilerledikçe çocukları üzerinde yarattıkları psikolojik hasarlar, hem bireyin ruh sağlığında hem toplum içinde metastaz yapar. İkisinde de çocukta yarattığı travma ve topluma verdiği zarar aynı güçtedir. Anne ya da babanın ya da her ikisinin de çocuğu sürekli eleştiriyor olması, çocuğu çekingen yapar daha sonraki süreçlerde aşırı özgüven eksikliği sebebiyle topluma/sosyal çevreye yabancılaşarak kendi içine kapanma hali baş gösterir. Çocuk, attığı her adımda yanlış yapma korkusu içindedir. Kendine güven duygusu gelişmez, kendi başına hatalı kararlar vermekten çekindiği için başkasının etkisinde kalır, onun yerine başkasının karar vermesini sürekli arzu eder, kim nereye çekerse oraya yönlenir, kırılgan ve hassas bir kişilik yapısı gözlenir. Aşağılık duygular gelişmiştir. ‘’Sosyal İlgi’’nin oluşması için ebeveyn tavırları belirleyicidir. Bir bireyin sağlıklı bir ruha sahip olabilmesi için topluma uyum sağlaması ve topluma katkıda bulunması gerekir. ‘’Toplumsal Aidiyet Dürtüsü’’ genetiksel ve evrimsel aktarımla süregelmiş sosyo-psikolojik etkisi olan bir gendir. İnsan, bu yüzden ‘’Sosyal Varlık’’tır. Her ne olursa olsun ‘’Topluma Ait Bir Sosyal Varlık’’ olmak da ZORUNDADIR. Tüm Anne-Babalara ‘’İlgisiz Otoriteryanist Baba Davranışları’’ ve ‘’İlgisiz-Pasif Anne Davranışları’’nın yıkıcı sonuçları hakkında Franz Kafka’nın Baba’ya Mektuplar kitabını okumalarını mutlaka tavsiye ederim.
Alfred Adler
Alfred Adler
’in
İnsan Tabiatını Tanıma
İnsan Tabiatını Tanıma
adlı kitap incelememde #208267531 ‘’Baba var; baba var . . .’’ demiştim ve Alfred Adler’in baba konusunda ne kadar şanslı olduğunu açıklamıştım.
Alfred Adler
Alfred Adler
, baba konusunda şanslıydı ancak
Franz Kafka
Franz Kafka
için aynı şey söylenebilir mi? Hayır.
Franz Kafka
Franz Kafka
, hayatı boyunca ne babadan ne anadan yana yüzü gülmüştür. Genelde böyle durumları yaşayan insanların anne-babada bulamadıkları sıcaklığı arkadaşlarında bulmaktadırlar.
Franz Kafka
Franz Kafka
, anne-babadan yana şanssız olsa da arkadaştan yana yüzü epeyce gülmüştür. Bu kişi, dosttan da öte bir insan olan ‘’Kafka Mimarı Max Brod’’dur. BİR KAFKA MİMARI, GERÇEK DOST:
Max Brod
Max Brod
1902 yılında bir toplantıda gazeteci/yazar
Max Brod
Max Brod
,
Franz Kafka
Franz Kafka
ile tanışır ve uzun yıllar birbirleriyle dostluk kurar. Bu, öylesine sağlam bir dostluktur ki Franz Kafka ölüm döşeğindeyken dostu Max Brod’a yazdığı bu 106 sayfalık mektubu yakmasını vasiyet eder. Kendi yeteneğinin farkına varamayan Franz Kafka’nın olağanüstü yazarlık yeteneğini en yakın dostu Max Brod çoktan keşfetmiştir.
Franz Kafka
Franz Kafka
, vefat ettikten sonra vasiyetini yerine getirip yazılarını yakmak yerine o yazıları yayınevine teslim eder ve basılmasını sağlar. Bugün Kafka okuyabiliyorsak bunu tamamen yakın dostu Max Brod’a ve onun ileri görüşlülüğüne borçluyuz. *Prag’da Yahudi mezarlığında Kafka’nın mezarının karşısında Max Brod için yapılmış bir anıt bulunmaktadır. Bir arkadaş rezil de eder vezir de . . . Kafka’yı vezir etmiş dostu Max Brod. Gerçi bunu Kafka hayattayken gözleriyle görememiş ancak
Franz Kafka
Franz Kafka
, edebiyat tarihinin en büyükleri arasında bu dostu sayesinde yerini çoktan almış. İnsanoğlu, anne-babayı seçemez. Ama arkadaşını ve eşini seçebilir. Arkadaş ve eş seçimleri, bir insanın hayatındaki en önemli kararlardandır. EBEVEYNLERE NOT: Tüm inceleme yazım boyunca bir anne-baba neleri YAPMAMALI? sorusuna cevap niteliği taşıyor. Umarım ki hiçbir anne-baba çocuğuna böylesi satırları yazdıracak duruma kendini düşürmez. Tüm anne-babaların okuması gereken
Franz Kafka
Franz Kafka
’nın o meşhur satırları . . . ‘’İlk yıllara ait yalnızca tek bir olayı anımsıyorum, belki sen de anımsıyorsundur bunu. Bir gece, su diye vızıldamıştım, susadığımdan değildi elbette, muhtemelen kısmen kızdırmak, kısmen de kendimi oyalamak içindi. Yaptığın birkaç sert uyarı fayda etmeyince, beni yatağımdan almış, evin kapısının önündeki koridora çıkarmış ve kapıyı yüzüme kapatarak, beni orada geceliğimle kısa bir süre tek başıma bırakmıştın. Beni gece vakti yatağımdan alıp kapı önündeki koridora bırakabileceğin gerçeği ve senin gözünde bir hiç olduğum yönündeki kahredici düşünceyle yıllar sonra bile acı çektim...Benim ihtiyacım biraz yüreklendirme, biraz güler yüz, biraz da yolumun açılmasıydı ama sen bunun yerine yolumu kapattın... Senden duyduğum şarkıları anlamadan söylediğimde ya da en sevdiğin deyimleri papağan gibi tekrarladığımda yüreklendirdin beni, ancak bunların hiçbirinin geleceğimle ilgisi yoktu... Bütün düşünce sistemim senin ağır baskın altındaydı!... Sözcüklerle kolayca hücuma geçerdin, ne söylerken ne de sonrasında birilerine acırdın, insan senin karşında tümüyle savunmasız kalırdı.‘’ * * * BABADAN SİSTEMİN TOPLAM GÜCÜNE UZANAN BİR GÜÇ/İKTİDAR METAFORU:
Franz Kafka
Franz Kafka
’nın ne demek istediğini tam olarak algılayabilmek için ‘’Baba’’ diye yazılan yerleri sistemin toplam gücüne ait ‘’İktidar/Güç’’ olarak okumak gereklidir. ‘’Baba’’ metaforu üzerinden sistem-devlet-güç-iktidar kavramlarını kalemine taşımaktadır.
Franz Kafka
Franz Kafka
dediğimiz kişi, sadece sizlere oturup da babasının dedikodusunu yapacak kadar sığ bir yazar değildir. Bahsettiği çok daha büyük makro hacimli bir dünya görüşü olan güç-iktidar ekseninde varoluşsal sancılar silsilesidir. Kaleme aldığı konular, öyle konulardır ki çağının çok ötesine taşınmakla kalmamış günümüzde dahi bir karşılığı bulunan tarzda yazılardır. ‘’Kafkaesk’’ terimi ise 1940’lı yıllardan sonra popülerleşmiştir. Kafka’yı anlamak, ‘’Kafkaesk’’ terimini anlamaktan geçer: ‘’KAFKAESK’’ TERİMİ NEDİR?
Franz Kafka
Franz Kafka
, bunalım yaşayan bireyin, ifade edemediği durumları, somutlaştırılır. Aşağılanma, yalnızlık, çaresizlik, dışlanmışlık, düzenin birey üzerinde kurduğu baskıcı yapı ve yabancılaşma kavramlarını işler. Bireyin psikolojik durumundan toplumsal boyuta konuyu taşır. Bunu da simgesel bir dünya kurgulayarak yapar. Bireyin sistemle ve sistemin buyruğuyla hareket eden kurumların bireyle olan ilişkisinde ortaya çıkan “gücün karşısındaki güçsüzlük” eserlerin en önemli temalarındandır. Bu son cümleyi bir kez daha okuyun (!)
Franz Kafka
Franz Kafka
, aidiyet duygusundan yoksundur. Ne ailesine ne de ülkesine ait hisseder. Otoriter babasının dışlayan tavırları yüzünden sorunlu bir ilişkisi vardır. Diğer yandan Yahudi kökenli olan Kafka Alman dili ve Çekoslovakya arasında sıkışır kalır. Prag şehri, onun nazarında bir yabancılaşma demektir. Yaşadığı bu şehrin yerlisi değildir. Kendisini ait hissetmez bu şehre. Bastığı her kaldırım taşı, onda yabancılık duygusunu hissettirir. BİR OL(A)MAMA HALİ: Hiçbir aileye/yere/sevgiliye/kimseye/topluma ait olamamanın verdiği kopuş/bölünmüşlük ön plana çıkar. Bu bir olmayı çok isteme ancak ‘’OL(A)MAMA HALİ’’dir. Olmayı istemek ve çabalamak, olduramamak ayrı bir şey, Ol(a)mama hali başka bir şeydir. O, çocukluğunda yaşadığı ağır travmanın etkileri ile OL(A)MAMA HALİ’ni kabullenmiş olmanın verdiği asla değişmeyecek olma duygusunun sancılarını çekmektedir. Psikoloji Bilimi çerçevesinde incelendiğinde kaldırılması ağır bir psikolojik travmadır. Hiçbir şeye ait olduğunu hissedemeyen
Franz Kafka
Franz Kafka
'nın, varoluşsal sancıları artar. İşte bu tam olarak bir ‘’Kafka Etkisi’’ , ‘’Kafkaesk’’ bir etkidir. Yalnızlık, terkedilmişlik, ait olamama hali, hiçlik, yabancılaşma, depresyon, baskı gibi birçok konuyu işler romanlarında. Bunlar, zaten bizzat yaşadığı duygulardır. Sertleşmesi gerektiği yerde baskı yapan, katı kuralları uygulayan, kendini hissettiren bir iktidarı sembolize eden bir metafor gibi anlatılır baba. Tıpkı Kafka’daki gibi. Bu halleriyle çocuklarına (kendi halkına) yabancılaşan bir otorite gibi gözükmektedirler. Halbuki babanın (otoritenin) görevi, çocuklarını şefkatle ilgiyle sevgiyle beslemek büyütmek, evinde huzurlu bir şekilde tutarak büyütebilmek demek değil midir? Böylesi şefkatli bir ailede yetişen birey, hem kendi evine kendi sokağına/mahallesine hem kendi ülkesine/miletine ve oradan da tüm dünyaya/dünya insanlarına katkı sunabilen faydalı bir birey olmaz mı? Matematiksel izahı ile; Kafkaesk Kavramı = Franz Kafka’nın (1883-1924) yaşadığı çağın o dönemdeki öne çıkan tüm niteliklerinin toplamıdır. Biraz daha içini açıp ayrıştırırsak: Korku + Huzursuzluk + Yabancılaşma + Bunalım + Umutsuzluk + Karamsarlık + Anlamsızlık + Uğursuzluk + Çaresizlik + Bürokrasideki Saçmalıklar Zinciri + İktidarın en vahşi/yıldıran politikaları olarak tanımlanabilir. Avrupa’nın ortasında savaşın acı yüzüyle karşılaşmıştır. I.Dünya Savaşı (1914-1918) tüm dünyanın üzerini örten karabulutlar, Avrupa’nın ortasına gelip
Franz Kafka
Franz Kafka
’yı da bulmuştur. Dönemin buhranı, halkın sefaleti, askerin savaşmaktan bezmişliği, dibe çöken psikolojiler, gelecek düşünü çoktan yitirmiş yığınlar. . . Sadece Kafka’nın değil tüm yaşayan halkın varoluşsal sancılarını tetiklemiştir. Böylesi karanlık bir dünyada yaşamamın anlamı nedir ki? Tam olarak Kafkaesk terimi, I.Dünya Savaşı’nda varoluşsal sancılar çeken hayattan bezmiş ve umutsuz halk kitleleri üzerindeki karşılığı olacaktır. Dönemin kasvetli havası sonucu toplu ruhsal bunalımların tetiklediği ruhsal ihtiyaçtan doğan akımlar: Varoluşçuluk ( Egzistansiyalizm ), Sürrealizm (Gerçeküstücülük), Absürdizm (Varlığın Saçmalığı Öğretisi) ön plana çıkmıştır. Sadece Avrupada değil Bizim Türk Edebiyatımızda da karşılık bulmuştur.
Franz Kafka
Franz Kafka
'nın eserlerinin basımlarının artış hızı 1940’lı yıllara denk geldiği için bizde 1950’li yıllarda kendini göstermiştir ki o dönemler siyasal baskının ve kutuplaşmanın zirvede olduğu dönemlerdir. Halk, iki ayrı kutuba keskin çizgilerle ayrılır, bir taraf olmaya zorlanır. Diğer taraftan olan düşman ilân edilir. Her iki taraf da birbirini hain olarak addeder. Gücü elinde bulunduran diğer kutuptakine elinden gelen her türlü yıldırma politikasını uygular. Özüne bakıldığında iki taraf da kazanmaz. İki taraf da enerjilerini kendileri ile didişmekle harcamış ve kazanan ise sadece daha üstlerde mevcut gücü yöneten/yönlendirenler olmuştur. KAFKA’NIN TÜRK EDEBİYATIMIZA ETKİLERİ: Bu dönemde (1950’li yıllar) Kafka eserlerinin çevirileri artmaya başlar, yayınevleri Kafka eserlerini basıp yayarlar.
Ferit Edgü
Ferit Edgü
,
Leyla Erbil
Leyla Erbil
,
Demirtaş Ceyhun
Demirtaş Ceyhun
,
Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğlu
,
Oğuz Atay
Oğuz Atay
,
Yusuf Atılgan
Yusuf Atılgan
,
Hasan Ali Toptaş
Hasan Ali Toptaş
,
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
gibi yazarlar üzerinde kendini hissettirir.
Tezer Özlü
Tezer Özlü
de 1950’li yılların bu ikliminden etkilenen, varoluşsal sancılar çeken yazarlarından biridir.
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk Geceleri
(1980)’’ adlı romanında hayatı yaşamayı çok severken dış çevreye yabancılaşıp, kendi kabuğuna çekilen; baskı yönetimine karşı bir isyan eden bir yandan da her şeyden kaçışı arzulayan manik-depresif illete tutulmuş yazarımızda da Kafkaesk etkiler gözlenir. ‘’KAFKAESK’’ in GROTESK YAPISI? Kafka’nın metinlerinin insanı huzursuz etmesinin sebebi, içinde olduğumuz gerçek dünyayı bu kadar gerçek düşünmememizden kaynaklanır. Gerçek dünyada farkına var(a)madığımız, fark edemediğimiz boşlukları satırlarında bizlere hatırlatır.
Sokrates
Sokrates
'in sopasıyla dürttüğü gibi okuru dürter. Yolunun üzerinde bak bu var (!) şu var (!) diyerek bastığı yerleri farketmesini sağlar. Yaşadığımız somut dünyada tamamlanmamış boşluklar parçalar olduğu gerçeğini de dolaylı olarak yüzümüze çarparak uyarıcı/hatırlatıcı misyonuyla okurunu çimdikler. Bu yüzdendir ki;
Franz Kafka
Franz Kafka
'nın metinleri, zor metinlerdir; kurgusu zorlayıcıdır. Metinleri, anlatıları, katlanılması zor bir grotesktir. Grotesk, varlıkların absürt (sıra dışı) özelliklerle yeniden tasviri ile dünyaya ait olmayan bir olgu haline getirilme sanatıdır. Gülmenin yanı sıra iğrenme ve şaşkınlık yaratan şeydir, grotesk. Romanının baş karakteri olan Gregor Samsa’nın dönüştüğü "böcek", groteskin iyi bir örneğidir.
Franz Kafka
Franz Kafka
, insanın insanlıktan uzaklaşmasını, kendi benliğine yabancılaşmasını da böceğe dönüşmesinde gösterir. Yazarın kendi çağını aşarak birçok ulusal edebiyatta yer edinmesi ve farklı bakış açılarına karşılık gelmesi, terminolojide ona özgü bir kavramın oluşmasına neden olur. Zaman zaman Kafka üzerinde araştırmalar yapan yazarların Kafka’nın dünyası olarak nitelendirdiği kavram, onun üslubunu ve özgünlüğünü niteleyen Kafkaesk terimiyle eşdeğerdir. Türk Edebiyatımızında dahil olduğu birçok yazar
Franz Kafka
Franz Kafka
'dan etkilenmiştir. Bizim edebiyatımızda en çok etkilendiği bilinen yazar,
Tezer Özlü
Tezer Özlü
'dür. Tezer Özlü’deki Kafkaesk etkiyi
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk Geceleri
kitap inceleme yazımı buradan okuyabilirsiniz. #208275585 Kafka’yı ve Onun felsefesini anlatan en iyi cümle ile bitiriyorum . . . ‘’Kafka, bir gün pencereden bakarak, binaları arkadaşına gösterir. Lisem, üniversitem, bürom, tüm yaşamım bu çemberde geçti diyerek, havada çemberler çizmeye başlar.’’
Franz Kafka
Franz Kafka
Babaya Mektup
Babaya Mektup
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,2bin okunma
··3 alıntı·
1 artı 1'leme
·
535 görüntüleme
『Ʉ₦ØⱤ₮ⱧØĐØӾ∇7』 okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık 👏👏👏 Son cümle incelemeye nokta atışı olmuş sıkılmadan okudum 🌟🌟🌟🌟🌟
Engin Mavi okurunun profil resmi
Beğenmenize çok sevindim. Teşekkür ederim 🙏🏻 Herhalde
Franz Kafka
Franz Kafka
şu anda dirilip de günümüzde yaşıyor olsaydı yine havaya çemberler çiziyor olurdu. Pek de bir şey değişmemiş derdi. 🤷🏻‍♂️
5 sonraki yanıtı göster
Engin Mavi okurunun profil resmi
Her kötü yaşanmışlıklar, iyi bir sonuca da meyil verebiliyor. Tıpkı Kafka’da olduğu gibi. Yaşamış olduğu baskı dolu hayat, dünya çapında bir yazarı doğurdu. #213281818
Esra Doğan okurunun profil resmi
Kafka kuşkusuz çok değerli biri. Kitabı okurken ağladığımı hatırlıyorum. Kafka'nın çocukluğuna yardım edememeye mi üzülmüştüm yoksa kendi çocukluğuma mı bilemiyorum. Benim de hayatımda yeri çok önemlidir. Kendimde onun yaşadığı duygular içinde çok kalmışımdır. İnsanları, dünyayı düzeltememek çok kötü... İnceleme mükemmel yine zaten okumadan tekrar paylaşmıştım çok iyi yazdığınızdan emin olduğum için . Güzel okumalar dilerim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.