Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Orhan Pamuk Okumaya Ne Dersiniz?
Sevgili 1000K Sakinleri... Herkese merhabalar, Epeydir bir kaç arkadaş aramızda
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
okuyalım diye konuşup duruyorduk ve zaman olarak bu ayın uygun olduğunu kararlaştırmıştık. Benim de ne zamandır okumak istediğim bir yazar kendisi. Sonrasında neden bunu etkinlik olarak yapmayalım ki dedik ve işte şuan
··
41 görüntüleme
NigRa okurunun profil resmi
Hey millet nasılsınız? Tek ben mi okuyorum Orhan Pamuk ki. :/ Etkinlik kapsamında 3 kitap okudum O.P'dan.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı Kadın
-
Beyaz Kale
Beyaz Kale
ve
Kara Kitap
Kara Kitap
. Aralarında Kırmızı Saçlı Kadın'ı çok yavan bulmakla birlikte, Beyaz Kale oldukça ilginçti. Kara Kitap'ı dün gece itibariyle bitirdim ve bittiğinde üzüldüm, hani çok güzel kitapların bir an önce sonunu görmek isteriz de bitince bir boşluğa düşer, biraz daha okuyabilmeyi dileriz ya aynı öyle oldum. Çok güzeldi. Ufak bir ara verip devam etmeyi düşünüyorum Orhan Pamuk okumaya.
NigRa okurunun profil resmi
Geç gelen biten etkinlik duyurusu.. :) Dün itibariyle bitti etkinliğimiz... Katılan, okuyan bu keşif yolculuğunda beni yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim. Kendi adıma yazarla daha önce tanışmadığıma pişman oldum okudukça, her kitabının ayrı bir havası var insanı büyüleyip içine çeken. Ben 10 gün kadar önce şimdilik son okumam deyip okuyamama,okumaya zaman ayırmaya uğraşma buhranlarım arasında yine Orhan Pamuk'a dönüp hadi bir de
Yeni Hayat
Yeni Hayat
okuyup bitireyim dedim ve belamı buldum. :) Planladığım gibi gitmedi ve bitiremedim, hala okuyorum, bugün yarın biter fakat eminim ki yine özleyip hadi bir Orhan Pamuk okuyayım diyeceğim. Umarım hepiniz benim gibi keyifle okumuşsunuzdur, başka etkinliklerde buluşabilmek dileğiyle... =)
Effy okurunun profil resmi
Ben de katılmak isterim. Ama şimdiye kadar hiç Orhan Pamuk okumadım. En beğendiğiniz kitabı hangisiydi? Önerebilir misiniz?
NigRa okurunun profil resmi
En beğendiğim hangisi söyleyemem ben de sizinle birlikte okuyacağım. Benim Adım Kırmızı güzeldi.
2 sonraki yanıtı göster
aslı okurunun profil resmi
Merhabalar Yazı biraz uzun ama ''Ben Bir Ağacım'' kitabının sonundaki bu bölümü eklemek istedim. Pamuk'u okurken eserlerde sıra takibinin önemi ve kitaplara dair bilgilerin yer aldığı yazı okumaya yeni başlayacaklar için yararlı olabilir. '' PAMUK, ORHAN (İstanbul, 7 Haziran 1952 ) Romancı. Şeküre Hanım ile Gündüz Pamuk ’un oğlu. İktisat tarihçisi Şevket Pamuk ağabeyidir. Robert Kolej ’den (1970) sonra üç yıl İTÜ Mimarlık Fakültesi ’ne devam etti. 1976 ’da İÜ Gazetecilik Enstitüsü ’nden mezun oldu; aynı okulda yüksek lisans eğitimi gördü (1977- 79). New York ’ta üç yıl kaldı. İstanbul ’da yaşıyor; bir çocuk babası. İlk şiirleri on sekiz yaşındayken Yeditepe dergisinde yayımlandı (1970). 1974 ’ten başlayarak düzenli bir şekilde yazmayı kendine iş edindi. Öykü, anı, deneme ve eleştiri türündeki ürünlerini Gösteri, Yeni Düşün, Kadın, Milliyet Sanat, Defter, Express, Öküz, Cumhuriyet Gençlik, Cumhuriyet Kitap ve Radikal İki dergileriyle Cumhuriyet, Hürriyet, Radikal ve Milliyet gazetelerinde yayımladı. Kara Kitap ’ın “Karlı Gecenin Aşk Hikâyeleri” bölümündeki bir öykü ve Metin Erksan ’ın “Sevmek Zamanı” filminden yola çıkarak yazdığı Gizli Yüz senaryosu Ömer Kavur tarafından filme alındı (1990). Romanları onlarca dile çevrilen Orhan Pamuk dünya çapında tanınan bir isim oldu. 2006’da Nobel Edebiyat Ödülü ’nü kazandı. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları ’nda İstanbullu bir ailenin üç kuşağını kapsayan serüveni eşliğinde Türkiye ’nin yüz yıllık modernleşme tarihini anlattı. Abdülhamit döneminin sonlarında (1905) Müslüman bir tüccarın iş hayatında kendini kabul ettirmesi, toplumda yer bulması ve Cumhuriyet dönemiyle birlikte burjuva niteliği kazanması sürecini verirken geleneksel 19. yüzyıl romanının formlarına sadık kaldı. “Irmak roman” olarak nitelendirilebilecek bu aile romanı, Batılı anlamda kapitalistleşmeye çalışan Cevdet Bey ve oğullarının Vefa ’daki bir evde başlayıp Nişantaşı ’ndaki bir apartmanda sonuçlanan “başarma arzusu”nun öyküsüdür. Thomas Mann ’ın kuşaklar boyu bir aileyi anlatan ve adeta kapitalistleşmeye ağıt olan Buddenbrook Ailesi ’nden etkilendiğini belirten Pamuk, “kendi ailem ve hayatımdan pek çok şey var” dediği bu kitapta başlangıçta benimsedikleri birtakım “yüksek fikirler”den vazgeçmek pahasına sonunda zengin olan bir aileyi anlatır. Üç mutsuz kardeşin İstanbul yakınlarındaki küçük bir sahil kasabasında (Cennethisar), doksan yaşındaki babaannelerinin evinde geçirdiği bir haftayı konu alan Sessiz Ev ’de ise çeşitli üslup denemelerine giriştiği, hem modern hem de klasik romanın olanaklarını başarılı bir denge içinde kullandığı kabul edildi. Romanda, biri tarihçi, biri devrimci ve biri de zengin olmayı kafasına koymuş üç torunun, dedelerinin (Doktor Selahattin) yetmiş yıl önce bir siyasi sürgün olarak yaptırdığı evde kalırken akıllarından geçenler bilinç akışı tekniği ile verilir. Beş ayrı kahramanın bakış açısından yazılan romanda, dedenin, Doğu ile Batı arasındaki uçurumu çabucak kapatacağını sandığı büyük bir ansiklopediyi yazışı hatırlanır. Pamuk, 1970 sonrası şiddet olaylarının toplumsal ve bireysel kaynaklarını araştırdığı bu romanı için, “Romandaki gençler çevresi, araba yarıştırmak, evlere toplanıp kafayı çekmek, diskoteğe gitmek, sahilde buluşup vakit öldürmek gibi ayrıntılar da 1970 ’lerin başındaki Bayramoğlu Sahil Mahallesi ’nden benim de arkadaşlarımın hikâyesinden çıkmadır” der. Abidin Dino ’nun “Gerçek bir dilsel yoğunlukla değişik açılar ve perspektiflerden bir olaylar dizisi kuruyor” dediği Sessiz Ev özellikle Fransa ’da büyük ilgi gördü ve yazara “Avrupa Keşif Ödülü”nü getirdi. Temelde kültür ve kimlik farklılığı sorunlarını irdelediği ve yazarın “benim bütün meselem, bu fazlasıyla siyasi olan sorunun, Doğu- Batı, gelenek- modernlik dertlerinin güncelliğinden kurtulabilecek bir kitap yazmaktı” dediği üçüncü romanı Beyaz Kale ’de ise düşle gerçeğin birbirine karıştığı bir üslup gözlenir. 17. yüzyılda korsanlara tutsak düşen bir Venedikliyle onu köle olarak satın alan bir Türk’ün ilişkileri çerçevesinde gelişen Beyaz Kale ’de, genel olarak egemen kültürle bir başka kültürden gelen iki insanın baskı, yalnızlık ve çevrenin şiddeti altındaki ilişkisi, daha derinde de kültür- mutluluk ilişkisi üstünde durulur. IV. Mehmet dönemi çerçevesinde canlandırılan roman, tarihsel sorunları dile getiren bir “tarihi roman” değildir. New York Times gazetesinin “Doğu’da bir yıldız yükseldi” sözleriyle karşıladığı Beyaz Kale belli başlı bütün Batı dillerine çevrildi; Amerika ’da “ustaca kurulmuş paradokslarla örülü, hayranlık uyandıran, zarif bir postmodern hikâye” olarak anıldı. Orhan Pamuk, “Benim bütün kitaplarım bir önceki kitabın içinden doğar. Oradaki bir ayrıntıdan, bir cümleden. Cevdet Bey ’deki gençlerden bir anlamda Sessiz Ev doğdu. Sessiz Ev ’deki tarihçi Faruk ’tan Beyaz Kale çıktı. Beyaz Kale ’nin düşsel ortamından, oradaki kimi tarihi sahnelerden, esrarlı mavi gece diyebileceğim karanlık sahnelerden Kara Kitap çıktı” der bir söyleşide. Yazarın postmodern romana yönelişinin en önemli örneği olan Kara Kitap, karmaşıklığı ve çeşitliliği ile modern Türk edebiyatının en çok tartışılan kitaplarından biri oldu. Galip ’in, çocukluk aşkı, arkadaşı, amcasının kızı, sevgilisi ve kayıp karısı Rüya ’yı karlı bir kış günü İstanbul ’da köşe bucak arayışıyla başlayan romanda Galip ’e çocukluğundan beri yazılarını hayranlıkla okuduğu yakın akrabası gazeteci Celâl Salik ’in köşe yazıları eşlik eder; Galip ’in araştırmalarını Celâl ’in köşe yazıları tamamlar. Ayrıntılar üzerinde titizlikle iz süren yazarın deyişiyle “hayatın esrarını gösterme” çabası içinde yazılmış bir dedektiflik öyküsü gibidir Kara Kitap. Parodi, pastiş, eğretileme ve alegorilerle yüklü, metinlerarası alışveriş tekniklerine ve çağrışımlara dayalı, “tarih parçacıkları, gelecek parçacıkları, şimdiki zaman, değişik, birbirine yabancı gibi görünen hikâyeler”in kolajından oluşan Kara Kitap modern ve postmodern anlatının özelliklerini taşıyan yapısıyla dikkat çekti. Berna Moran “Üstkurmaca Olarak Kara Kitap” başlıklı yazısında, Kara Kitap ’ın, Doğu edebiyatının Binbir Gece Masalları, Mantıku ’t- tayr, Mesnevi ve Hüsn ü Aşk gibi yapıtlarında görülen “öykü içinde öykü” düzeninin ve “arayış” motifinin (post)modern bir uyarlaması olduğunu belirttikten sonra Pamuk ’un “romanda ve özellikle Türk romanında ‘kendi olmak ’ sorununa bir çözüm” getirdiğini, “eski bir gelenekten yola çıkarak ve buna çağdaş romanın anlatım tekniklerini ekleyerek yeni tür bir roman yazmayı başardığını” belirtti. Orhan Pamuk bir söyleşide Kara Kitap ’ı şöyle anlattı: “Kara Kitap ile yaptığıma, İstanbul ’da hayatın şiddetine, renklerine, karmaşasına uygun bir hikâye dokusu bulmaktır da diyebilirim. Romanın uzun cümleleri, kendi etrafında dönen baş döndürücü barok cümleler bana şehrin karmaşasından, tarihinden ve bugünkü zenginliğinden, kararsızlığından ve enerjisinden çıkmış gibi gelir. Kara Kitap İstanbul ile ilgili her şeyi bir anda söyleyebilme heyecanıyla yazıldı ve kitap bir anda pek çok şeyi söylemeye çalışır. Binbir Gece Masalları ’nı İstanbul ’da yaşatmaya çalışmak da kitabın bir iddiasıdır. (...) Benimkisi kişisel bir İstanbul ansiklopedisi... Kalbinde ise gene Nişantaşı, apartman hayatı, Alaaddin ’in Dükkânı gibi gerçek yerler yer alıyor. Bu noktadan bütün Beyoğlu ’na ve bütün İstanbul ’a açılıyor kitap. Oradan da Doğu ’nun hikâye geleneğine, tasavvufî hikâyelere, mesellere, Mevlana ’ya ve Şeyh Galip ’e. Rüya ile Galip ’in aşkı, Galip ’in İstanbul ’da gezinmelerini anlatırken Şeyh Galip ’in Hüsn ü Aşk ’ını da akılda tutuyordum.” “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” cümlesiyle başlayan ve esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli gençleri anlatan Yeni Hayat, ölüm, kaza ya da rastlantı, zaman, aşk, yazı, mutsuzluk, ikinci sınıf vatandaş olmak, taşrada yaşamak, ezik ve kırık kalpli olmak çevresinde geliştirilmiş sezgilerle varoluşun anlamını hüzünlü ve coşkulu bir dille kurcalayan bir yolculuk romanıdır. Bu romanın diğerlerinden farkı, yazarın kendi ifadesiyle “hikâyenin iç ritmiyle, iç renkleriyle bir şair gibi konuşabilmeye cüret etmesi”dir. Kitabın çıkış noktalarından biri “Novalis ’in ve Alman Romantikleri ’nin hayal dünyasıdır. Biraz masalımsı, biraz da saflık, romantik düşçülük ve mutlak ’ı arayan birinin hikâyesi”dir çünkü. Dante ’nin Yeni Hayat ’ındaki Beatrice ile Rilke ’nin Duino Ağıtları ’ndaki “melek imgesi” bu romanda Canan olarak ortaya çıkar. Yeni Hayat ’ın başkişisi Osman, yazarın kendi gençliğinden yarattığı yalnız, kırılgan ve karamsar bir tip, Rıfkı Amca ise Devlet Demiryolları ’nda memur olarak çalışmış, Cumhuriyet ’in ilk yıllarındaki gibi demiryollarının Türkiye ’yi kalkındıracağına inanmış, çocuklara resimli romanlarla bir şeyler öğretmek isteyen, nesli tükenmiş, naif bir Cumhuriyetçi, yazarın tanımlamasıyla “Çehov ’un dünyasından çıkmış bir taşra kahramanıdır.” Pamuk ’un “en renkli ve en iyimser romanım” dediği romanı Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbul ’da, karlı dokuz kış gününde geçen olayları anlatır. Dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine yeni bir sevgili arayan güzel Şeküre, birbiriyle sürekli çatışan iki küçük oğluyla birlikte yaşamakta ve babasının sırayla eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden izlemektedir. Osmanlı Padişahı ’nın (III. Murat) gizlice hazırlattığı bir kitap için babasının denetiminde Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapan usta nakkaşlardan biri öldürülünce, Şeküre ’ye âşık teyzesinin oğlu Kara devreye girer. Sessiz Ev ’deki gibi herkesin birinci tekil şahısla konuştuğu, ölülerin ve eşyanın dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluğu konu alan ve “ilk bakışta aşk” teması üzerinde duran bu roman için yazarın ilk düşündüğü ad “İlk Resimde Aşk”tır. Çocukluk anılarını, romanlarını nasıl yazdığını, gezi notlarını, sevdiği yazarlar ve kitaplar hakkındaki eleştirilerini, politik görüşlerini, kültür ve gündelik hayat konusundaki heyecanlarını dile getiren Öteki Renkler ise yazarın dünyasını ortaya koyan bir seçki niteliğinde. Kitapta ayrıca bir çocuğun gözünden anlatılan “Pencereden Bakmak” adlı uzun bir öykü vardır. İstanbul, Orhan Pamuk ’un hem yirmi iki yaşına kadar olan hatıralarını aktardığı, anne babası, ailesi ile ilişkilerini anlattığı bir hatıra kitabı, hem de kendi bildiği İstanbul üzerine bir denemedir. Masumiyet Müzesi aşkı için bir müze kuran bir adamın romanı gibi görünse de 1975 ’te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun ’un hikâyesi çevresinde evlilik, aşk, cinsellik, tutku, aile, mutluluk gibi kavramlar irdeleniyor ve 70 ’li, 80 ’li yılların İstanbul ’undaki günlük hayatın inceliklerine de değiniliyor. Pamuk, romana adını veren müzeyi 2012’de İstanbul Çukurcuma’da açtı ve aynı yıl müzenin kataloğu olan Şeylerin Masumiyeti’ni yayımladı. Manzaradan Parçalar, yazarın deneme, anı ve röportajlarından yapılmış seçmelerden oluşan ikinci kitaptır. Yazarın Harvard Üniversitesi’nde verdiği Norton derslerinin toplandığı Saf ve Düşünceli Romancı’da Pamuk, roman sanatında en önemli bulduğu meseleleri (romanda görsellik, yazar ve okur türleri, romanın gizli merkezi) Türk ve dünya edebiyatından örneklerle ve kendi romancılığının da dönüm noktalarından bahsederek tartıştı.'' Ben Bir Ağacım, s. 120-124
NigRa okurunun profil resmi
Aslı Hanım bu güzel bilgilendirme mesajı için çok teşekkür ederim. Bir kaç gündür gerçekten de nereden başlanmalı sorusunu tartışıyoruz buralarda.
yusuf ADMIŞ okurunun profil resmi
Arkadaşlar, ben Orhan Pamuk okumaya biraz erken başlamıştım. Bunun için de ilk kitabım olan Cevdet Bey ve Oğulları'nı yeni bitirdim. Bunun için de burada paylaşmak ve eğer okuyan varsa, biraz kitap hakkında fikir alışverişi yapmak istiyorum. Okumayanlar için spoiler vermemek için çoğu şeyi içimde bıraktım. Okuyan veya okuduktan sonra arkadaşlarla biraz kitap hakkında konuşalım. Belki yanlış anladığım veya gözümden kaçan yerler vardır. Kitap hakkındaki incelemeyi yazdım, Cevdet Bey ve Oğulları'nı okuyacak arkadaşlar için belki bir ön fikir yaratır. #24491777
Yaren okurunun profil resmi
Kütüphanemde okunmayı bekleyen birkaç Orhan Pamuk kitabı var. Başlama zamanı geldi sanırım. :) Beni de eklerseniz memnun olurum. "Benim Adım Kırmızı"
Mehmet D. okurunun profil resmi
Bir kaç gün önce Sessiz Ev'i bitirdim. Şu an Kara Kitap'ı okuyorum. Sonra da Benim Adım Kırmızı'yı okuyacağım.
2 önceki yanıtı göster
NigRa okurunun profil resmi
Ben de Kara Kitap ile başlayayım diyordum, ne düşünüyorsunuz çok zor bir eser denildi?
7 sonraki yanıtı göster
Feyza okurunun profil resmi
İlk kez Orhan Pamuk okuyacak birine hangi kitabını önerirsiniz?
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.