Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

188 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitapla ilgili anlatmak istediklerim öyle dağınık dağınık ki bir araya toparlamayı başarabilirsem incelemenin altından kalkabileceğim. Adım adım kendime not tutar gibi yazmayı deneyeyim. Kitapla ilgili elimizde olan veriler; - Öncelikle kitabı Varlık Yayınları -Nihal Yalaza Taluy çevirisi ile okudum, başarılı buldum okurken garip kelimeler ya da cümleler çıkmadı karşıma ya da cümleleri anlamakta zorlanmadım. - Dostoyevski'nin yazdığı 2.kitabı... - İnsancıklar ile yakaladığı büyük çıkış sonrası yazdığı bu kitap hiç beğenilmemiş. (Dostoyevski'nin düşmanlarının kurduğu tuzak olabilir mi?) (Nasıl pişmandırlar şimdi, böyle popüler olacağını düşünemedikleri için.) - Kitapla ilgili meşhur dövüş kulübü benzetmesi sebebiyle bütün kitap boyunca bunun ortaya çıkacağı sahneyi beklerken okumamın tadı kaçtı diyebilirim. - Dostoyevski neden edebiyatın peygamberi kabul edilir sorusunun cevabını bulabileceğimiz bir kitap olabilir bu, çünkü 19.yy da kişilik bölünmesi ve şizofreniyi böyle işleyebilmesi gerçekten saygı duyulası. Daha Freud portakalda vitaminken, Dosto psikanalizin temellerini atmış diyebiliriz. Memur Goladkin bir gece davet edilmediği doğum günü balosuna zorla sızıp, yaka paça dışarı atılınca kendisini bir böcek gibi hissederek yeraltındaki bir fare deliğine tıkılmak ister. (Evet evet biliyorum.) Balo günümüz tabiriyle sosyetik bir partidir, Goladkin ise sıradan, normal bir memurdur. Fakat o çevreye kendini kabul ettirmek istemektedir. Bu yüzden yaşadığı yerden taşınıp sosyete mahallesinde ev tutmuştur, hatta saygın kimseler gibi kendisine bir uşak tutar, kupa arabasıyla gezintiler yapıp pahalı dükkanları ziyaret eder ve alıcıymış gibi pazarlık yaparak gövde gösterisinde bulunur. O kadar ki büyük paraları cüzdanı şişkin gözüksün diye bozdurur. :) Gel gelelim yine de her zaman ÖTEKİ’dir, kabul edilmez bu çevreye... Partiden sonra sırılsıklam bir halde köprüde yürürken birden sahneye ÖTEKİ çıkar. Kimdir bu Öteki peki? Aslında büyük Goladkin’in küçümseyip, kıskandığı her şeydir. Büyük Goladkin sürekli çelişir kendisiyle, dosdoğru bir insan olduğunu, oyunlar, entrikalar çevirmeyi bilmediğini gururla savunurken içten içe bir takım oyunlar yapabilmeyi diler. Yapabilseydi eğer o baloya katılan çevreyle yakın ilişkiler kurabilirdi. İkiz ise kendisinin çok arzu ettiği bu konumu kolaylıkla elde edebilir. Bunu bir nevi şöyle düşündüm ben, hepimize öğretilen içinde yaşadığımız toplumda hangi durumda nasıl davranmamız gerektiğini söyleyen yazısız bir takım kurallar var; ailemizin, arkadaş çevremizin, okulun ve sosyal çevremizin bize empoze ettiği kurallar… Örneğin yalakaları, ispiyoncuları kimse sevmez ve dışlar; dışlanma korkusu olan birisi de bunları yapmaktan kaçınır. Goladkin’de de durum böyle bence bir yandan arzu eder; bir yandan kötü bir şey olarak görüp aşağılar, küçük Goladkin’in davranışlarını. Hep bir kendiyle çelişme hali. Demem o ki aslında hepimiz kendi ötekilerimizle ve başkalarının ötekileriyle bir arada yaşıyoruz. Ben bazen karşımdakine nazikçe cevap verirken, içimdeki tahammül sınırı daha düşük öteki ben, ağzına geleni saydırabiliyor. Ya da dış görüntü olarak aynı görünen bir kişi iş ortamında başka, sosyal ortamlarda bambaşka olabiliyor. Her ortama bir öteki çıkıp yerleşiyor. Edebi dünyaya bakalım; yakın zamanda okuduğum
Kör Baykuş
Kör Baykuş
bir ÖTEKİ romanı değilse nedir örneğin… Kitapta karakter ve karakterin amcası, babası, sürekli ortaya çıkan ihtiyar mezarcı en sonunda tek bir kişide yaşayan ÖTEKİler. Aynı zamanda kitaptaki esrarengiz kız, karakterin halası, kuzeni de ÖTEKİ’ye birer örnek. Klişeye dönse de
Dövüş Kulübü
Dövüş Kulübü
belki de buradan yola çıkılarak yazıldı, hatta Öteki kitabından 40 yıl sonra yayınlanan
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
yine buradan esinlenilmiş olamaz mı? (Olabilir.) Hatta belki Kafka bile… Dostoyevski’nin bu parçalanmış kişilik izleği burada başlayıp Ecinniler, Delikanlı ve dolaylı olarak da Suç ve Ceza’da devam etmiş. (Okuyup göreceğiz.) Ve biz sevgili okurlar, kendi ötekilerimizle yüzleşmekten kaçmayalım, içimizdeki Goladkinlere sahip çıkalım, aslında onların hepsi bizim birer parçamız. =)
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 201821,9bin okunma
··1 alıntı·
5,8bin görüntüleme
Gözde okurunun profil resmi
Harika bir inceleme🌸
Necip G. okurunun profil resmi
Öteki’yi henüz okumadım ama nefesim yeterse tüm Dostoyevski kitaplarını okuyacağım için sırada bekliyor. Gerçekten yeri çok farklı onun. Tolstoy’la henüz tam anlamıyla tanışamadık. Onu dışarıda bırakıp bir değerlendirme yaparsam, Dostoyevski tamamen farklı bir lig, başka bir kulvar. Bunu her milletten tüm yazarlar için söylüyorum. İncelemen beni heveslendirdi. Bir yanlış anlama sonucu 2.kitabı Kumarbaz olarak kalmış aklımda. O yüzden önce onu aldım. Oysa ki Öteki’yi almam gerekiyodu. Neyse, sıralama çok da önemli değil şu saatten sonra:) Kör Baykuş göndermen de farklı bir bakış açısı olmuş. Bence, Türkiye’de Orhan Pamuk olmak üzere hangi milletten olursa olsun her yazar irili ufaklı etkilenmiş Dostoyevski’den. O yüzden piyasadaki her roman bir parça Dostoyevski taşıyor diye düşünüyorum:) Emeklerine sağlık... Sevgiler...
NigRa okurunun profil resmi
Kesinlikle etkilenmiştir Necip abi öyle olmasa bu yüzyılda hala büyük romancı diye övgüler düzüp, okuyup içselleştiremezdik. Tolstoy'un Anna Karanina, Savaş ve Barış gibi kitaplarını okumadım ama ısınamadım Tolstoy'a, sevemedim. Toplumsal duyar kasıp kasıp da sonunda olayı her defasında Tanrı'ya inanmalıyıza bağlamasını sevemedim. Yavan, yapmacık buldum
3 sonraki yanıtı göster
Quidam okurunun profil resmi
İnceleme bir organizasyon turu gibi olmuş. Geziye başlamadan önce kitap hakkında bir kaç bilgi, sonra kitabın içeriği hakkında bilgi, sonra kitaptan neler bulunduğuna dair bilgi, en sonda da kitap ve hayatınız ile gerçekleşen birleşim. Dostoyevski söz konusu iken devamlı olaylar olaylar. :)) Bu kitabın filmini de çok sevmiştim. En azından en son çıkanı güzeldi. Bahsettiğiniz kitapları daha okumadım. Ancak hepsini not ettim. Dostoyevski'nin parçaladığı kişiliklerin her birimiz olması çok güzel değil mi? Aslında karakterimiz de bedenimiz gibi. Hem parça parça takılıyorlar, hem de bir bütüne ayak uydurmaya çalışıyorlar. İncelemeniz için teşekkür ederim, Nigra Hanım. Emeğinize sağlık.
NigRa okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. :) Ben de okumadım henüz Dostoyevski yolculuğumun çok çok başındayım. Dostoyevski ile ilgili birisi incelemesinde yazmıştı galiba ya da bloglarda falan okudum (her yerde Dostoyevski görüyorum bu aralar sanki.:)) "ne yazdıysa yaşadı, ne yaşadıysa yazdı." diye sırf bu yüzden çok özdeşleştirebiliyoruz karakterleri bence.
2 sonraki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Çok doğru bir bakış açısıyla kitabı incelediğinizi düşünüyorum. Uzun zaman önce okudum Öteki'yi; ama bence bu kitabın ana özelliği kendisinden sonra gelen yazarları ve eserleri etkilemiş olması... Bu sebeple tespitlerinizi son derece yerinde buldum. Benzer konunun işlendiği her kitapta az da olsa "Öteki" vardır. Elinize sağlık :)
NigRa okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. :)
Nesrin A. okurunun profil resmi
Yüzüklerin Efendisi'ni bu kadar sene sonra izleyince, aklımda da o kaldığı için biraz Gollum'a benzettim Goladkin'i ben şimdi incelemeyi okuyunca, tabii saçmalıyor da olabilirim :) Teşekkürler bu güzel inceleme için.
NigRa okurunun profil resmi
Gollum gibi denemez aslında o kişilik bölünmesi yaşamıyordu, zamanla bambaşka biri oluyordu. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Osman Y. okurunun profil resmi
Çok yerinde tespitler :) Böyle bir anlatımı herhalde ilk deneyen Dostoyevski olmuş, ya da en azından bu kadar ustaca başarabilen. Sonradan yazılan benzer hikayelerin de bu kadar incelik yakalaması zor gibi.. Üslubu çok farklı çünkü yazarın. Şizofreniyi mi, yoksa çelişkileri mi, yoksa insanın iyi ve kötü taraflarını mı, yoksa dün-bugün-yarın sürecini mi, yoksa olduğumuz-olmak istediğimiz-olduğumuzu zannettiğimiz karakter meselesini mi daha neler neler anlatıyor. Eline sağlık..
Fatma WAT okurunun profil resmi
Güzel ve ayrıntı vermeden inceleme yaptığın için de teşekkürler. 🥰
Mileva okurunun profil resmi
Merhaba ben Hasan Ali Yücel Klasiklerine hastayım gerçekten. Fakat öteki bu seride Tansu Akgün tarafından çevrilmiş. Karar veremedim sizce Tansu Akgün çevirisini mi almalı yoksa varlık yayınlarından Nihal Yalaza T. Çevirisini mi almalı? Yardımcı olursanız çok mutlu olurum.
NigRa okurunun profil resmi
Nihal Yalaza her zaman tercihim olur Dostoyevski için.
J͆αɳ okurunun profil resmi
Şu yorumun üstüne spoiler içerir diye yazmak çok mu zor acaba? Kitaba yeni başladım ve şu dövüş klubü benzetmenizin ortaya çıkacağı yeri bekliyorum. Tebrik ederim şikayet ettiğiniz şeyi kendiniz yapmışsınız 👏🏼👏🏼
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.