Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

230 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İnsanın RENGİ olmaz, İnsan; İNSANDIR:
“Dahi olmak yeterli değil. İnsanların kalbini değiştirmek cesaret ister.” ~Yeşil Rehber (Green Book) U S A! United States of America! Yani; Amerika Birleşik Devletleri! Elli eyalet ve bir fedaral bölgeden oluşur. “American Dreams” yani Amerikan Rüyası şişirilmiş bir balondan ibarettir. Amerikalıların bir lafı vardır, “Bullshit” yani çevirisine göre değişir ama biz “Saçmalık” olan anlamını kullanalım. Amerika dediğimiz ülke, Hollywood efektinden başka bir şey değildir. Muazzam bir tiyatrodur. Bu tiyatronun IRKÇILIK geçmişine kısa bir yolculuğa çıkalım.
Howard Zinn
Howard Zinn
‘in yapmış olduğunu kaç beyaz Amerikalı yapmıştır bilinmez ama, az kelimesini kullanmak yerinde olacaktır. Ne mi yapmıştır? Fikirleri ile kitlelerin harekete geçmesine katkı sağlamış, bir Amerikalı olarak devletinin neler yaptığını gözler önüne sermiştir. Siyasetin nasıl insanları kandırdığını, yasalarda yazanlar ile gerçekte uygulananların birbiri ile alakası olmadığını göstermiştir. Eşitliğin olmadığı Amerika’yı gün yüzüne çıkarmış, kaşif diye methiyeler düzülen Kolomb’un bir kaşif değil, yerli katli gerçekleştiren bir insan olduğunu Amerikalılara anlatmıştır. Bundan geri adımda atmamıştır. Bütün linçlere rağmen. #37296530 Bu kitabın incelemesine “Yeşil Rehber” filmi ile paralel devam edeceğim. Irkçılığın ne olduğunu filmi izlediğinizde tüyleriniz ürpererek iliklerimize kadar hissediyorsunuz. Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki, neyi bilmediğimizi bilmiyoruz. Tarih okuyanlar az çok bilir ki, Amerika gibi insanları sömüren ülkelerin geçmişi kölelik ve eşitsizlikle doludur. "Yeşil Rehber" filmi, bu kitabın bize anlattıklarının beyazperdeye aktarılmış farklı versiyonudur. "Yeşil Rehber" aslında bir kitapçık. Bu kitapçık 1960 yıllarında Afro-Amerikan vatandaşlarının sorunsuzca demesek te daha az sorunla yolculuk edebileceği yolları, kalacağı ve yemek yiyebileceği yerlerin listesini barındırıyor. Yeşil Rehber de ki liste neden var olmuş ve Hovard Zinn bu kitabı neden yazmış, size biraz biraz anlatayım… Bir gün bir öğrencim ofisimde otururken bana şöyle dedi: “Annem burada iyi iş çıkartmak zorunda olduğumu söylüyor, çünkü zaten iki sıfır yenik durumdayım. Hem siyahım hem de kadın, bir gol daha yersem oyundan atılırım.” #37297654 Amerika, bilindiği gibi özgürlükler ülkesi değildir. Kandan beslenen, çoğunluğu arkasına alan güçlülerin ezdiği halk üzerinden propaganda yapan, her eyaleti kafasına göre takılan, güvenlik güçlerinin keyfi hareketlerine pek ses çıkarmayan, söz de “Özgürlük Bildirgesi” ile övünen, Irkçılığın damarlarına kan pompalayan ve bununla övünmüş bir federal devlettir. 1950 – 1960 arasına bir göz atalım, siyahı Amerikalıların çektikleri zulümleri hatırlayalım, gerçek Amerikan Rüyası neymiş öğrenelim… O yıllarda hangi eyalete giderseniz gidin, hepsinde ırkçılık sorunu vardır. Bazısında çok şiddetli, bazısında daha az şiddetlidir. Siyahiler özgürlüklerini Direniş ve Kan ile kazanmadan önce nasıl bir yaşama mahkum edilmişlerdi? *Otobüslerde beyazlar için ayrı, siyahlar için ayrı oturma alanları vardı, *Mahkemelerde renkliler diye ayrılan ayrı alanlarda otururlardı, *Bir elbise dükkanına keyiflerince giremezlerdi. Çünkü sadece beyazlara hizmet ederlerdi. Eğer şanslılarsa, elbiseyi satın alabilirlerdi. Kesinlikle deneyemezlerdi, yasaktı. *Bir restoran da yemek yiyeceklerse, ya belirli saatte yiyebilirlerdi, ya da kendilerine ait olan yerde yiyebilirlerdi. Oturmaları yasaktı, oturamazlardı. *Kesinlikle oy kullanamazlar, siyasette temsil edilemezlerdi, *Patron olamazlardı, hizmet edebilirlerdi, *Dönemin en önemli beyzbol, basketbol takımları içerisinde bulunan siyahiler aynı yerde yemek yiyemezlerdi, *Bir eyalette siyahiler, kaldırımdan yürüyemez diye yasa çıkarmışlarsa o siyahi o kaldırımdan yürüyemezdi, denemek bedava, ağzı burnu kırılana kadar dövülürdü, *Bir siyahi, bara giremez, beyazlarla birlikte oturamazdı, *Beyazların kaldığı otellerde kalamazlardı… Daha da uzun yazabilirim ama yazarken bile içim sıkıldı. Bu söylediklerimin bir çoğu kitapta mevcut. Bununla birlikte Yeşil Rehber filmini izlediğinizde de bu durumla karşılaşacak, izlerken sinirlerinize duygusal anlamda hakim olamayacaksınız. Martin Luther King adını duymayanımız yoktur. Bu isimlerin arka planları farklı şeylerle dolu olsa da verdikleri özgürlük çabası ve bu çabayı şiddet üzerinden değil de, tamamen pasif direnişle başarmış olmaları takdir edilmesi gereken bir şeydir. Bunun daha ötesidir ama kelimeler pek anlam ifade etmiyor. Arka planları dediğim kısım şu dur ki; bu insanların kendi kişisel düşünceleri gereği, farklı kültür ve insanlara da farklı yaklaşım sergileyen ve sözler söyleyen konuşmaları mevcuttur. Bunları araştırmayı sizlere bırakıyorum ve konuya devam ediyorum. Bu pasif direnişler ilk önce liselerde ve üniversitelerde baş gösteriyor. Buralardan yayılıyor ve ülke genelinde çok büyük eylemlere dönüşüyor. Bu eylemler dediğim gibi yıllara yayılan ve pasif direnişlerden oluşuyor. Beyazların girdiği restoranlara girip, oturmaları ve yemek istemeleri, Oy kullanmak için her eyaletin bürosu önünde saatlerce, günlerce beklemeleri, koskoca bir günde belki 1 kişinin anca kayıt yaptırılması ya da yapılmamasına rağmen vazgeçmemeleri, Bu kayıtlar esnasında, sırada bekleyenlere yemek vermek isteyenlerin dövülmesi, yemek almaya çalışanların dövülmesi ve öldürülmesi, Beyaz Saray’ın bu ölümlere ses çıkarmaması ama buna istinaden de pasif direnişin devam etmesi, Her gün her eyalette yasak olan şeylere karşı direnişin örgütlenmesi, Beyazlarla siyahların aynı yerde oturamadıkları otobüslerin koltuklarına oturmaları, Mahkelemelerde siyahilere ayrılan yerlerde değil, beyazların yanında oturmaları, Bunlar basit şeylermiş gibi gelebilir, hiç biri basit değil. Her eylem ya ölüme yakın sonuçlar doğuruyor ya da sakat kalan, ölümüne dövülen insan manzaraları doğuruyor. FBI dediğimiz olgu bu durumları uzaktan izlemekle yetiniyor, pek kıymetli ve övünülen Amerikan Yasası sessiz kalıyor, Yargıçları kıllarını kıpırdatmıyor, Beyaz insan Siyah insanı düşmanı belliyor ve kafasına kafasına vuruyordu… Dünyanın en dahi insanı olmanız yeterli değildir. İncelemenin başında bir alıntı paylaştım, “Dahi olmak yeterli değil. İnsanların kalbini değiştirmek cesaret ister.” Kendi Kurtuluş mücadelemiz de buna örnektir. İnsanları harekete geçirmek için akıl yetmez. Onları bir davaya inandırmak ve kalplerini, yüreklerini, fikirlerini değiştirmek cesaret ister. Ve bu kolay değildir, hem de hiç kolay değildir. Bir şeyleri görmek, onu değiştirebileceğiniz anlamına gelmez. Siyah insan gördüğünde, yolunu değiştiren bir beyazın fikrini değiştirmek ve o insandan tiksinmemesini sağlamak kolay iş değildir. Tüm Amerikan halkı ırkçı olmayabilir ama bu duruma baktığımızda ve yıllar süren bir özgürlük savaşı olduğunu gördüğümüz de pekte siyahilerin yanlarında hareket etmiş olmadıklarını, sonra sonra yavaş yavaş destek verdiklerini, yine bu kitleleri nüfuzlu beyazların harekete geçirdiğini görüyoruz. Bir Öğretmen, bir insan neler yapabilir ki dediğimizde
Howard Zinn
Howard Zinn
karşımızda kaya gibi durmaktadır. Onlarla birlikte fikir savaşı vermiş, bir öğretmen olarak sistemin karşısında olmuş, illegal bir şekilde okuldan atılmış, yılmamış eyalet eyalet, okul okul konferanslar vermiş, ölümle burun buruna gelmiş olmasına rağmen, bir beyaz olmasına rağmen haksızlığa uğramış bir topluluğun yanında olmaktan vazgeçmemiştir. Amerikan propagandasını az çok bilirseniz, birilerini çarmıha germek için nasıl basını kullandıklarını, siyahilere karşı olan halkı nasıl kışkırtabileceklerini bilirsiniz. Amerikan toplumu özgür düşünceli midir sorusuna ben evet diyemiyorum. Bağnazdır Amerikan toplumu ve net olarak söyleyebiliriz ki, kendi vatandaşları ve tv yorumcuları, yazarları da söylemektedir; biraz da aptallardır. Dünyayı Amerikadan ibaret bile sanmaktadırlar…
Hareket Halindeki Bir Trende Tarafsız Olamazsınız
Hareket Halindeki Bir Trende Tarafsız Olamazsınız
evet, kesinlikle olamazsınız. Bir taraf seçmek zorundasınız ve ben kimseyi desteklemiyorum diyemezsiniz, özellikle ezen taraf sizin tarafsızlığınızı alıp bir yerinize monte edebilir. Ya direnişte olacaksınız ya da sizde zulme ortak olacaksınız. Zafer yakında da değildir, gelecek mi o bile belli değildir. İşte tam da bu tren de tarafsız olmamak cesaret ister. Bu cesareti gösterenler hem gönüllere hem de tarihe adını yazdırmış onurlu insanlardır. Özgürlüğün bedelini birileri ödemiştir. Hiçbir şey bedava değildir. Birileri rahat yaşıyorsa, bilmemiz gereken en temel nokta, birileri bizim yerimize büyük bedeller ödemiştir. Bunu unutmamak ve zorla alınan özgürlüğün geri verilmemesini sağlamak yine o ülke insanlarının ve hepimizin elindedir. Konu ne olursa olsun, bir şeyi güç bela elde ettiyseniz, onun savaşı bitmemiş, devam ediyor demektir. Yaşam bitene kadar devam! Filmle birlikte bu kitabı birleştirdiğinizde kafanızda hiç bilmediğiniz bir Amerika ve Irkçılık ortaya çıkıyor. Çünkü bu konuları bilmiyorsanız, ağzınızın açık kalacağına garanti verebilirim. Geçmişi Irkçılık dolu bir ülke, daha sonra nasıl bir ülke oldu? Kısaca ve önemle birkaç kelam edelim… Barack Hussein Obama, Amerika Birleşik Devletleri'nin 4 Kasım 2008'de yapılan ABD başkanlık seçimlerinde ABD'nin 44. devlet başkanı seçilmiştir. Daha sonra bir kez daha seçilmiştir. Obama’nın ten rengini bilmeyenler var ise, Google'a bir bakabilir. Anne ve babasının kim ve nereli olduğuna ve hikayesine bakabilirler. Bunları neden mi söylüyorum? Bir zamanlar aynı metroyu kullanmaktan tiksinen, aynı yerde yemek yemeyen, giyinmeyen, okumayan beyaz Amerikalılar, Siyah bir Amerikalıyı başkan yaptı ve oldukça da sevdi diyebiliriz. Günümüzde Amerikan film ve dizilerine bakarsanız, bolca siyah oyuncu vardır, müzik dünyası öyledir, NBA öyledir, Amerikan Basketbol takımına bakın desek bile yeterlidir, ölenlere ve dövülenlere ses çıkarmayan FBI’da çok önemli yerlerdedirler, CIA aynı şekilde, eyaletlerde ve şehirlerde bir çok güvenlik güçlerinin üst düzey yöneticileridirler. Hukukta, üniversitelerde, bilimde, sanatta her yerde... Bir başka Amerika ve dünya ortaya çıktıysa, bu yıllar önce bedel ödeyenlerin sayesindedir. Amerika kötüdür demiyoruz, geçmişini bilin öyle davranın diyoruz. Amerika’yı Amerika yapan bir bakıma Hitler’in bilim insanlarını kendi ülkesinden kaçırmasıdır. Bunun en çok yararını Türkiye ve Amerika görmüştür. Amerika’nın şu an ki bilim ve teknolojik yapısının kaynağı Nazi zulmünden kaçan bilimadamlarıdır. Önerdiğim filmi kesinlikle izleyin. Uzun süresinden korkmayın, sizi güldürecek, düşündürecek, yaşamları iliklerinize kadar hissetmenizi sağlayacak. Ten rengi farklı olan insanların neler çektiğini kısaca görmenizi sağlayacak. Yaşanmış bir hikaye olması, sizi daha fazla etkileyecektir.
Howard Zinn
Howard Zinn
gibi insanlar dünya tarihin de hep var oldular. Adları bilinmiyor olabilir ama hep var oldular. Kadınların insan sayılmadığı bir dünyadan bugüne, siyahilerin insan sayılmadığı dünyadan bugüne çok şey değişti, değişiyor ve değişecek. Yetmez ama düne nazaran bugün daha iyi, yarın ve sonraki günler ve yıllarda daha da iyi olması dileğiyle. Ten rengi yüzünden insanın sınıfsal ayrımcılık yaşaması, köle yapılması, işkence edilmesi, yaşam hakkının sınırlandırılması hiç deneyimlemek istemeyeceğimiz bir şey. Her türlü insan ayrımcılığına karşı olmamız en içten dileğimdir. Kimin nerede, nasıl, ne şekilde dünyaya geleceğeni kimse bilemez ya da seçemez. İnsanın RENGİ olmaz, İnsan; İNSANDIR… * Tanrı Amerikayı Korusun "God Bless America" yanlış bir söylemdir aslında. "Tanrı Dünyayı Amerikadan Korusun" demek daha nezih bir beklenti ve istektir kanımca. * Okuduğunuz için teşekkür ederim. 10/10
Hareket Halindeki Bir Trende Tarafsız Olamazsınız
Hareket Halindeki Bir Trende Tarafsız OlamazsınızHoward Zinn · Everest Yayınları · 201328 okunma
··
258 görüntüleme
Murat Ç okurunun profil resmi
Mithril / Nobody
Mithril / Nobody
senin yorumlarında önemli. Ne varsa içinde dökmelisin. Bir yorum bekliyorum senden. :))
Tayfun okurunun profil resmi
Buraya ulaşabilmek için mouse üzerinde bulunan scroll tekerini tam ön kere döndürdüm. Bunun için bir beğeni alırım :D
Murat Ç okurunun profil resmi
Ya Tayfun Ahahahah :)))) Ne diyim ben sana :))
Metin T. okurunun profil resmi
Belki de bir 400 yıldır insanlığın yüz akları Anglo-saksonlardır derim. Dostlarım da habire önüme savaşları koyarlar. Doğrudur, ama sanki mızrakla yapılanla aradaki tek fark nicelik değilmiş gibi. Al mızrakları, elemanlara atom dağıt bakalım, ne olacak? Bir de, o tırnaklar bizde olsaydı peki, kaşımazdık, yırtardık alimallah. "Amerika’yı Amerika yapan bir bakıma Hitler’in bilim insanlarını kendi ülkesinden kaçırmasıdır." Buraya bir şerh koyuyorum. Ama Arnt Hocaların asıl faydası bize olmuştur. Kesin. Kalemine sağlık Muratcığım.
Murat Ç okurunun profil resmi
Üniversite reformunun fikir babası Reşit Galip desek yanlış olmaz sanırım Metin abi. Az bir süre Milli Eğitim Bakanı olmasına rağmen geçmişi zaten mücadele üzerinedir. Fikir adamıdır. Reformla birlikte büyük bir atılım yapıldı. Ülkeye ve günümüze etkisi büyüktür. Ülkenin yeni kurulması ve nitelikli insanın az oluşu büyük sorundur çünkü. Açılan bölümlere ve kürsülere bakınca şu an bile inanması güç bir şey başarılmış. Dediğin gibi bize etkisi büyüktür. Anglo-saksonlar direkt Ingilizler için kullananlar olmasına karşın çok değişik bölgeler ve ırklar içinde kullananlar var. Çoğu insanın kafası yanıyor olabilir bu konuda. Hatta o tabiri kullanınca suratına bakıp ne diyor bu diyenlerde var. :))) Yorumuna sağlık abi, teşekkür ederim katkın için.
1 sonraki yanıtı göster
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Evet, çok açıklayıcı, bilgilendirici ve geçekten göz ardı edilemez Amerikan Rüyası'nın diğer bir gerçek yanını ele alan inceleme olmuş. İncelemeni okurken, romanlarına hayran olduğum
John Grisham
John Grisham
ve kendisinin
Adalete Susayanlar
Adalete Susayanlar
adlı kitabı geldi aklıma. Filmi de yayınlandı hatta ve çok tutuldu. Bu anlattıkların bir nebze olsun orada da konu ediliyor ve yazarın asıl mesleğini bırakıp yazar olmasına sebep olan adli bir vakıa dır. Okumayanlar için kesinlikle öneririm. Diğer taraftan, incelemen için zaten daha ne diyebiliriz ki?! Sen en güzel şekliyle ve olması gerektiği gibi kaleme almışsın hadiseyi. Bir Amerikan Rüya'm vardı, o'da yalan oldu bu incelemeyle! 😀😀😀😀😀 Amerika'nın ne olduğunu az çok bilmesek, duyanda onları tek bir prototip ırktan gelme sanarak tüm bu haltı yediklerini sanacak, ama sorunun özü zaten İngiliz, Fransız ve İspanya'nın bu topraklara elini değmesi ile başladı diyebiliriz. İlk tohumları bu kolonyal devletler attı ve sonrasında, orada esas devamlılığı sürdüren seçilmişler ise birlikte getirdikleri ve sonrasında da devam ettirdikleri kölelik düzeni ile bunu yüzyıllarca sürdürdüler. Bugün o kişileri bu gibi düşünce ve davranıştan mahrum eden evrilmenin kendisi değil, alınan yasal mevzuatlar dır. Mevzuata aykırı davrananlar olmuyor değil, ama birçok olası talihsiz ve istenmeyenlerin önünü bu gibi uygulamalar kesmektedir. Dediğin gibi, yazacak çok şey var aslında, ama her şey ayan beyan ortada. Bugün gene yediğim bir Faşist damgası ile buradan bu güzel inceleme ve kişisel düşüncelerin için teşekkür ederim. 😀😀😀😀😀
3 önceki yanıtı göster
Murat Ç okurunun profil resmi
2 gün oldu ben cevap yazacağım... :)) 1- Vaktim olunca hemen Yakma Zevki'ne gömülüyorum, 2-Alıntı paylaşmayacağım diyip, dayanamıyorum fazlasıyla paylaşıyorum :)) 3- Buna istinaden bildirimler çift hanelerde ama daha yeni bakadildim, kusuruma bakma olur mu? =)) Dediğin kitabı bilmiyorum, filme ise bakacağım, belki izlemişimdir emin olamadım. İkisi de notlarımda. :) Senin rüyaların bitmez, geçicen o işi... İçin dışın Amerika senin. :D Bir şey diyeceğim, senin site de yemediğin damga kaldı mı? Hatta sana ırkçı diyen olmadı mı? bu konu hakkında başına gelenleri kısaca yazar mısın. Konumuz ırkçılık huehuehuehe :D Amerika, başlı başına değişik bir sistem. Cidden kim ne yapıyor, bizim uzaktan baktığımız kadarı ile anlaşılmıyor, muhtemelen içeriden de kendileri anlamıyor. Kim için, ne için gibi sorularla yaklaşmak mümkün. Yıllarca doğuya nükleer bomba yalanı ile saldırdı. Hepsi de petrol kuyularının olduğu bölgelerdi. Bunun gibi bir çok eylem var. Irkçılık Amerikan tarihinde önemli bir yer tutar. Zinn bunu gerçekten çok iyi işlemiş, çünkü bizzat içinde işin. Onca işin içinde, uzunca yorumun için teşekkür ederim. Sağolasın. :)
10 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Ellerine sağlık Murat, her zamanki gibi emek ürünü bir inceleme yazmışsın. Ben ABD’ye hiçbir zaman diğer ülkelere baktığım gözle bakmadım. ABD’yi ulus devletlerden ayrı bir yere koymak gerekiyor. Nazi Almanyası örneğini bu bağlamda genişletebiliriz. ABD bir toplanma merkezi. Bunun içinde Nazi zulmünden kaçan bilim adamı da var, İtalya’dan göçen mafya da var, kökleri Aftika’ya uzanan NBA oyuncusu da var. Sayısız örnek sayabiliriz. İhtiyaç duyduğu insan zekasını da fiziksel gücü de beyin göçleri ve köleleştirme yoluyla elde etmiş tarih boyunca. Günümüzde artık dünyanın yönetimi büyük şirketlerin eline geçtiği için ABD de bu değişime ayak uydurarak yeni bir misyon yükleniyor. Bugün bilinen anlamda bir ‘köleliğin’ olmaması, ABD’nin bir anda ortaya çıkan insan sevgisinden değil; artık fiziksel insan gücüne eskisi kadar ihtiyaç olmamasından kaynaklanıyor bana göre. ABD hangi çağda neye ihtitaç duyuyorsa, köleliği de oralarda bir yerde aramak lazım. Yazdıkların bana bir yandan da bunları düşündürdü. Ufuk açan bu değerli inceleme için teşekkürler... Sevgilerimle...
Murat Ç okurunun profil resmi
Necip abi öncelikle şu soruma cevap verir misin, sen nerelerdesin yahu? Kaybolmak bana özgü diye biliyordum. =)) ABD, diğer ülkelerden farklı. Dediğin gibi, kendi çıkarı doğrultusunda yapmayacağı şey yok. Tabi bizim yorumlarımız, hiç yaşamadığımız bir ülke hakkında. Sadece okuyabildiklerimizin ve izleyebildiklerimizin bir çıkarımı. House of Cards izleyince bile, insanın ABD politikası ve arka planı hakkında bilgisi oluyor. Kurmacadan çok, hakikatlerin ekrana yansımış hali gibi geliyor bana. En son Snowden olayını da unutmamak lazım. :) Değerli görüşlerin ve yorumun için çok teşekkür ederim. Özletme kendini lütfen. :)
1 sonraki yanıtı göster
Osman Y. okurunun profil resmi
Bu destan yazıyı müsait bir zamanda okumayı düşünuyorum.
Murat Ç okurunun profil resmi
Lütfen, beklemedeyiz... :))
Ayşe* okurunun profil resmi
Macera dolu Amerika! youtu.be/t5ogMIxvmIM Murat söylediklerine sonuna dek katılıyorum! Bu kadar haklı olmamanı dilerdim ama o kadar haklısın ki!
Murat Ç okurunun profil resmi
Ben de haklı olmayı istemezdim. Ama Amerikan Siyaseti kendi yaşamını sürdürmek için, pisliğin ne kadarına battığına bakmaz. İlginç olan konu her ülke de olduğu gibi bu ülkede de belirli bir kitlenin desteklemesi ve günümüzde dahi ırkçılığa destek vermesi. Özgürlük dedikleri şey, beyaz Amerikalıların istedikleri gibi barbekü yapıp bira içebildikleri bir Amerika. Bu ve benzeri konulara dokunmadıkları sürece vergilerle en çok öpülen ülke olmaları umurlarında değil gibi duruyor. :)) Filmlerde bir New York vardır, bir de gerçek New York vardır. Pislikten, gürültüden, taciz ve tecavüzden geçilmeyen New York... Ama pazarlanan o New York değil tabi. :)
2 sonraki yanıtı göster
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Eline sağlık Murat, "Amerikan Rüyası" nın şişirilmiş bir balon olduğu sözlerine de imzamı atarım. Ben de bu şekilde düşünüyorum. Tarihi bize öğrettikleri şekilde kısır, yanlış ve taraflı biliyoruz kendimiz araştırıp öğrenmedikçe. Kolomb un Amerika yı keşfettiği söylenir hep ama kimse 'Hindistan a gideceğim' diye yola çıktığını belirtmeyi atlar nedense. O kısımlar özenle saklanır. Amerika yı da tarihte ilk keşfeden Çinli bir komutandır onu da bilmeyenler araştırsın bir zahmet! Has Amerikalı kardeşlerimiz Kızılderilileri katletmeye öncülük etmiş bir adamın ismi daha fazla kaşif diye kalmasın zihinlerde! Amerikan tarihinde hiçbir şey plansız değildir, her detay yüzyıllar öncesinden şekillendirilmiştir. Hot dog yiye yiye beyinleri sulanan gerzek Amerikan vatandaşları Obama yi kendileri seçti sanır; oysa ki bu bir algı operasyonudur. Obama dan önce 24 dizisi vardı, oradaki başkan siyahiydi ve gerçekten olması gerektiği gibi bir başkandı, çok da seviliyordu. Sözlerime destek olsun diye belirteyim dedim:)) Trump ın da Simpsons çizgi dizisinin yıllar önceki bir bölümünde ABD Başkanı olarak geçtiğini herkes biliyordur değil mi? Bilmeyen beni komple teoricisi bir manyak olarak görebilir bu kadar şeyden sonra:))) Yaz yaz bitmez bu mevzular, teşekkürler inceleme için. Bu Zinn e de bakayım ben bir ara esaslı bir adama benziyor; böylelerini pek duyurtmuyorlar dünyaya..
Murat Ç okurunun profil resmi
Gamzeden, içini boşaltırcasına yorumlar ve bombardımanlar. CIA alacak bak seni... :D Muhtemelen bu yorumlar bile anında filtre edilip önlerine düşüyordur, belli mi olur. Neyse ki biz uzaktan yorumlar yapıyoruz. Sakin olsunlar. Bunları yazarken bilgisayarımda bir kıpırdanma oldu, hala da oluyor hayrola, sisteme mi girdiler uahauhauaha :D Yıllarca tabi ki alıştırıldı. İnsanlara televizyonlarda normal gelen şeyler, önlerine seçim diye sunulunca zaten karşı çıkmıyorlar. Amerikan medyası zaten kuvvetli bu konuda. Efsane bir yayılmacılık var adamlarda. Birisini göklere çıkarmak isterse şaşar kalırsın, batırmak isterse de bir daha adını duymazsın. :) Simpsons'ı bilmez miyiz ya? Şaka gibiydi resmen. Ahan da buraya iliştirelim. :)) youtube.com/watch?v=wz0QTqs... Okuyup, beğendiğin ve bu zevkli yorumun için teşekkür ederim. Ve kesinlikle okumalısın derim. :)))
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.