"Uçar gider gam kasavet
Aşk ile bir kere seyret
Enginden gelecek davet
Hoşluk senin yüreğinde"
Yabancı bir evde rastlanılan dost huzuru misali bir etki bıraktı bu mısralar bende. Şaire dair bildiğim tek şiir olmakla beraber bu sayfalarda rastlamayı beklememenin verdiği hazırlıksız yakalanmanın etkileri bütün bunlar.
Şairde en çok
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru
Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz ?