"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Gariplerin Kitabı’nda Abdulkadir Es Sufi, bir kütüphane müdürünün hayatını, hakikati arayışını, Müslüman oluşunu ve tasavvufu tanımasını anlatır. Londra Devlet Kütüphanesi Müdürü olarak çalışırken içindeki sıkıntı ve bunalımları, psikolojisini ve hayatı sorgulamasını bir hatıra defteri tadında yazar.
Yazdığı anı defterinde Londra kütüphanesinde
#
"Belaya şükretmek lazımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki, içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın! Allahü Teâla, senin iyiliğini senden daha iyi bilir."
Bir noktayla başlar hikaye.
Başlamak Besmele'siz olur mu hiç?
Besmele noktasız başlar mı hiç?
İsterdim ki bu kitabı Ankara'dan Kars'a doğru yol alan bir Doğu Ekspresi'nde okuyayım. Adı malûm, 'Yol Hali'. İnsanın canı seyahatler çekiyor. Hâlden hâle geçmek, bir yola revan olmak istiyor insan. Velhasıl yazar da seyahatlerini dillendirmiş
Sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın!
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.
Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,
Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...
Dilerim Tanrı'dan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar,
Sana benim gözümle bakan gözler kör
"Allahü Teâlanın, her yaptığımızı, her düşündüğümüzü bildiğini unutmamalıyız. İnsanlar birbirinin dışını görür. Allahü Teâla ise, hem dışını, hem içini görür. Bunu bilen bir kimsenin işleri ve düşünceleri edepli olur."
Şeyh Edebali’nin Osman beye nasihati :
“ Ey oğul , beysin “ diye başlıyor , Şeyh Edebali ;
“ Bundan sonra öfke bize , uysallık sana ;
“ Güceniklik bize , gönül almak sana ;
“ Suçlamak bize , katlanmak sana ;
“ Acizlik bize , yanılgı bize , hoş görmek sana ;
“ Geçimsizlik bize , çatışmalar , uyuşmazlıklar bize , adalet sana ;
“ Kötü söz , şom ağız , haksız yorum bize , bağışlama sana ;
“ Ey oğul !... Sabretmesini bil , vaktinden önce çiçek açmaz ;
“ Şunu da unutma : İnsanı yalat ki , devlet yaşasın !
“ Ey oğul ! yükün ağır işin çetin, gücün kula bağlı ...
“ Allah yardımcın olsun ! “
Yahu idam sehpasının önünde latife yapan adama ne denir?
Kaside sahasında en önde gelen şairimiz Erzurumlu Ömer Nef'i merhum Dördüncü Murat gibi birinin hükmüyle idama mahkum olur.
Açık söyleyelim zulme filan uğramadı. Bal gibi de hak etti!
Dördüncü Murat gittiği seferlerle, kazandığı zaferlerle devleti girdaplardan çıkarıyor biiznillah. Eğer