Mine Söğüt... İkinci okuduğum kitap ondan.... Gerçekleri insanı kanata kanata anlatan bir yazar zannımca o ...
Bir çocuğu korumak için , onu doğurmamak gerek , cümlesiyle anlamlanıyor kitap. Doğmadan, korunamazsın bu dünyadan çünkü... Kiri , pası , acısı, yorgunlukları, yüklediği yükler, bunlardan doğmadan kurtulamazsın...
Keşke herkes doğurduğunu koruyabilse , tüm kötülüklerden, acıdan, hastalıktan hep mutlu edebilse. Dünya ne güzel olurdu...
Şiir gibi bir kitaptı. 4 kendini yitirmiş , yitirmeyi tercih etmiş insanın gözünden anlatıldı, Başkalarının Tanrısı... Hepimiz iyi kötü bir tanrıya inanırız.. Ondan bazen duayla , bazen mum yakarak isteriz her şeyi. Onlar tanrısız insanlardı. Bizim tanrımız yok Matruska diyordu , Efsun abla... O Başkalarının Tanrısı...
Karakterler hayatın içinden, bu dünyada yaşayan hayatlarını bilmediğimiz çoğu kez yanından geçtiğimiz insanlardı. Yıkıntılarını görmediğimiz tanrısız kullar.
#184940897
Çok güzeldi içime işledi bu kitap ... Teşekkürler ,
Mine Söğüt kitaplarla kalın dostlar... Gene de hepimizin inandığı bir tanrı var...
Korkularımızın temelinde, eylemlerimizin sonucunda ortaya çıkması muhtemel olumsuzlukların gözde fazla büyütülmesi yatarmış.
Kaybetme endişesi ile sevmekten korkarız.
Hatta düşünmekten bile korkarız çünkü düşünmek, ağır sorumluluk yükler insana. Bazen de özgüven eksikliğimiz kokularımızın nedenidir. Reddediliriz diye sevgimizi ilan etmekten korkarız. Bu, bazen öyle bir noktaya gelir ki kendimizi sevilmeye layık görmediğimiz için sevilmekten korkarız. Belki de en ilginci yapamayacağımızı bildiğimiz şeylerin olumsuzluklardan korkmamızdandır. Yaşlanmaktan korkarız mesela, gençliğin hakkını veremeyeceğimiz için. Unutulmaktan korkarız, dünyaya iyi bir şey veremediğiniz için. Ve ölmekten korkarız, aslında yaşamayı bilmediğimiz için.
Bir kaderimiz var, başkalarının kaderi ile sürekli ve her daim kesişmekte olan ve biz onu yaşıyoruz. Yalnızca insanlar değil üstelik bu irtibatta söz konusu olan. Parça parça olan bir bardağın kaderi sinirimizden nasibini alır bazen, son nefesini ayaklarımız altında veren bir karıncanın eceli, acelemizden. Yanındaki tomurcukla dertleşen bir gülün