Mustafa Seyyid ile müşterek gazellerimiz vardır. Edremit'te Köylüler Pazarı'nda Şeyh Gâlib'e nazîre olarak yazdığımız bir gazelin bir beyti benim, bir beyti onundur:
GAZEL
-Şeyh Galib'e nazire-
(Mâhir) Biz mugeylanzâr-ı hicrandan keremler görmüşüz
Bûstân-ıvasldan bir çok nedemler görmüşüz
(Seyyid) Geh gubâr-ı pâyimiz encüm,
Biz o bankta oturmuşuz
Kalu Bela'dan beri.
Kaç bahar görmüşüz kim bilir
kaç zemheri...
İlk kez ayın halesine sırnaşığım;
yaşım yirmi altı.
Sana kırk senedir aşığım.
Bleda Yaman
Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûz-gârın görmüşüz
Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
Tôp-ı âh-ı inkisâra pây-dâr olmaz yine
Kişver-i câhın nice sengîn-hisârın görmüşüz
Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest
Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz
Bir hadeng-i cân-güdâz-ı âhdır sermâyesi
Biz bu meydânın nice çâpük-süvârın görmüşüz
Bir gün eyler dest-beste pây-gâhı cây-gâh
Bî-aded mağrûr-i sadr-ı i'tibarın görmüşüz
Kâse-i deryûzeye tebdîl olur câm-ı murâd
Biz bu bezmin Nâbiyâ çok bâde-hârın görmüşüz